26 Haziran 2024

Hekimlik andından çıkarılan kelimeler

Hekimlik Andındaki, "cinsel yönelim" kelimelerine "takıp" (kelimelerin ne suçu var diyesi geliyor insanın), bu kelimeleri çıkartarak andı okutan dekanlar, bunu yaparken cinsel yönelimi farklı olanlara ayrımcılık yapılmasını mı savunmaktadır? Eğer böyleyse hekimliğin en temel ilkesini temelsiz bir şekilde ihlal etmiş olurlar ki bunun tek başına dekan olmaya engel olduğunu düşünüyorum

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığım boyunca (2012-2015) en heyecan duyduğum anları öğrencilerimle birlikte hekimlik andını okurken yaşadım. Her defasında kökleri Hipokrat'a uzanan bu andın her kelimesinin anlamını içimde hissettim. "Yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma..." sözleri ile başlayan bu ant, "Tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgimi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağıma, kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine ant içerim" diye biter. Ben de öğrencilerimin sonradan tekrarlaması için andın cümlelerini okurken "Tehdit ediliyor olsam bile..." kelimelerini daha kararlı bir ses tonuyla okur, bu andın temel duygusunun onlara nüfuz etmesi için uğraşırdım.

Birçok mesleğin andı vardır ama "Hekimlik Andı", bir meslek sözleşmesinden çok, insanlık sözleşmesi gibidir ve Hipokrat'dan beri değişerek, güçlenerek, her kelimesi taşıdığı anlamla güzelleşerek bugünlere gelmiştir. Tıp fakültesini bitirip, hekimlik mesleğinin bir üyesi olmaya adım atan öğrenciler de bu andı okuduktan sonra meslekleri ile insan yaşamı ve insanın değeri arasındaki o kutsal bağı bilerek/hissederek yollarına devam ederler. Öte yandan "Hekimlik Andı", hem hekimleri hem de hastaları koruyan bir anttır. Ülkemizin zor yıllarında işkenceyi gizleyen raporları imzalamayan hekimler bu anda sırtlarını dayayıp dimdik durdukları gibi, hastalar da mesleğinin gereğini yapmayan hekimlere "Hipokrat andı içmiş birisi olarak bu size yakışmıyor" deme cesaretini bu antdan alırlar.

Ayrımcılık ve dekanların cevaplaması gereken soru

Hekimlik andının en önemli bölümlerinden birisi "Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime" sözlerinin olduğu bölümdür. Bu cümlelerle hekimler hiç kimseye, hiçbir koşulda ayrımcılık yapmayacığına yemin etmiş olurlar. Son günlerde bazı dekanların hekimlik andından "cinsel yönelim" kelimelerini çıkartarak andı okuttukları ve bunun huzursuzluğu yol açtığı haberleri basına yansıdı. Bilindiği gibi cinsel yönelim, insanların kime cinsel ilgi (cinsel aşk) duydukları ile ilgili bir tanımlamadır ve bu bakımdan insanların farklılık gösterdikleri bilinmektedir. Antdaki bu kelimeler insanların kendi cinsiyetlerinden olanlara cinsel ilgi duymasını onaylayan bir anlam taşımamakta, sadece sayılan diğer özellikler gibi cinsel yönelim özelliğinden dolayı da kimseye ayrımcılık yapılmayacağını ifade etmektedir.

Hekimlik Andındaki, "cinsel yönelim" kelimelerine "takıp" (kelimelerin ne suçu var diyesi geliyor insanın), bu kelimeleri çıkartarak andı okutan dekanlar, bunu yaparken cinsel yönelimi farklı olanlara ayrımcılık yapılmasını mı savunmaktadır? Eğer böyleyse hekimliğin en temel ilkesini temelsiz bir şekilde ihlal etmiş olurlar ki bunun tek başına dekan olmaya engel olduğunu düşünüyorum.

Son olarak ve eski bir tıp fakültesi dekanı olarak onlara önerim, işlerine bakmaları, Hipokrat'ın "Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar vermek zordur" sözü üzerine düşünmeleri ve öğrencilerinin evrensel değerleri sindirmiş, iyi hekimler olarak yetişmelerine odaklanmalarıdır.

Prof. Dr. Şükrü Hatun kimdir?

Prof. Dr. Şükrü Hatun, 1959 yılında Kütahya Domaniç'te doğdu. Tıp eğitimini 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara, Türkiye'de tamamladı. Mezuniyet sonrası Adıyaman'da mecburi hizmetini yerine getirdi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimini Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinde 1990'da, Çocuk Endokrinoloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1993'de tamamladı. 1994 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu. 

1995-2016 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda çalıştı. Kocaeli Üniversitesi'nde Pediatrik Endokrinoloji programını kurdu. İki dönem anabilim dalı başkanlığı, 2012-2015 yılları arasında tıp fakültesi dekanlığı yaptı. 

2015 yılında bir süre North Carolina Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü'nde ziyaretçi profesör olarak bulundu. 

2016 yılından beri İstanbul'da Koç Üniversitesi'nde Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor.

Şükrü Hatun ve ekibi 1996 yılından bu yana diyabetli çocukların tedavisi, eğitimi, hakları, toplumun bilinçlendirilmesi ve diyabetle barışık yaşamaya odaklanan "Arkadaşım Diyabet Programı"nı yürütüyor.

Dr. Hatun, https://www.arkadasimdiyabet.com/ web sitesini kurdu ve 1997'den beri "Arkadaşım Diyabet İznik Kampı"nı yürütüyor, 2018'den beri de "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı"nı düzenleyen ekibe liderlik ediyor.

Ekibinin de katkılarıyla diyabetli çocuklar, aileleri ve diyabet ekipleri için çok sayıda kitap yazdı veya çevirdi.

Türkiye'de uzun süre "Pediatrik Diyabet Grubu"na liderlik eden Dr. Hatun, arkadaşları ile "Pediatrik Diyabet Ekip Üyeleri Eğitim Kursları"nı başlattı, "Ulusal Çocukluk Çağı Diyabet Programı"nı hazırladı ve az gelişmiş bölgeler için diyabet kampları düzenledi.

Dr. Hatun'un diyabetli çocukların yaşamına yaptığı önemli katkılardan biri de "Okulda Diyabet Programı"nı başlatması. Bu program, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği ile iş birliği içinde geliştirildi. Bu proje ile çok sayıda öğretmen okulda diyabet bakımı konusunda eğitildi ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından "Okullarda Diyabetli Öğrencilerin Bakımı ve Desteklenmesine İlişkin Yönerge" yayımlandı.

1993 yılından itibaren Dr. Hatun ve arkadaşları tarafından diyabetli çocukların hakları ile ilgili savunuculuk çalışmaları başlatıldı ve bu çalışmalar sonucunda 1996 yılında glukometre stripleri geri ödeme kapsamına alındı.

Dr. Hatun ve ekibinin başlattığı yeni bir kampanya ise "Sensörler için parmağını kaldır" sloganıyla sensörlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödenmesine odaklanmıştır.

2014 yılında "Diyabetli Çocuklar Vakfı"nı kuran Dr. Hatun, çalışma arkadaşlarıyla birlikte çeşitli illerde "Arkadaşım Diyabet Buluşmaları" adlı eğitim toplantıları düzenliyor. Dr. Hatun ayrıca, diyabetin evdeki yükünü paylaşmaya odaklanan "Diyabet İçin HeForShe Programı" ile, "Diyabetli Çocukların Tedavisi ve Esenliği İçin On Temel Öneri" adlı bir program başlattı (2021).

Şubat 2023'te Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından Hatun, felaket bölgesinde yaşayan diyabetli çocuklar ve aileleri için bir destek ve dayanışma programı başlattı. Bu kapsamda ücretsiz kan şekeri ölçüm stripi desteği sağlandı. Ayıca deprem bölgesinden 51 diyabetli çocuk ve ailesi "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı 2023"e ücretsiz katıldı.

İletişim Yayınlarından çıkan "Hekim Kendisini Tedavinin Bir Parçası Olarak Sunar" ve " İnsancıl Bir Tıp İçin Yazılar" isimli kitapları vardır. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ergenlik ve regl yaşında erkene kayma ile ilgili yeni tartışmalar

Erken menarş olan ergenlerde depresyon ve antisosyal davranış sıklığının daha yüksek olduğu ve bu durumun yetişkinlikte de devam ettiği, erken menarşın ayrıca ergenlik çağında hamilelik ve çocuk doğurma, cinsel ve fiziksel saldırı olasılığının artması ve lise mezuniyet oranlarının düşmesiyle de ilişkili olduğu konusunda bazı veriler vardır ama bunlar ikna edici değildir ve ergenliği durdurmanın bu etkileri azalttığı gösterilememiştir

Tütün, aşırı işlenmiş gıdalar, fosil yakıtlar ve alkolün yol açtığı ölümler ve endüstrinin manipülasyonları

DSÖ'nün yeni raporu** büyük endüstrinin kronik hastalıkları nasıl körüklediğini, sağlık politikalarını nasıl engellediğini ve savunmasız insanları nasıl hedef aldığını vurguluyor

Amerikan Endokrin Birliği'nin yeni önerisi: Rutin D vitamini ölçümü yaptırmayın!

D vitamini "her derde deva değildir" ve belirsiz amaçlar için takıntılı bir şekilde D vitamini ölçümü yaptırmanın ve yüksek dozlarda takviye almanın bir yararı yoktur. D vitamini ile ilgili abartının en önemli olumsuz sonucu, D vitamini intoksikasyonu vakalarındaki artıştır