25. İstanbul Caz Festivali üç kıtadan üç öncü müzisyeni bir araya getiriyor. Dave Holland, Zakir Hussain ve Chris Potter bu akşam Zorlu’da sahneye çıkacak.
İstanbul’da ‘live’ olarak izlemediğimiz ünlü cazcı pek kalmadı. Cross Currents’ın şöhret sahibi üyelerini de daha önce gördük. Örneğin, Zakir Hussain’in 2011 yılında ‘Ustalarla Buluşmalar’ gecesinde Mısırlı Ahmet ve Niladri Kumar ile sahneye çıkışı akıllardadır. Dave Holland‘ı ise tek bir konserle hatırlamak mümkün değil. Kendisi, caz festivallerimizin tarihinde İstanbul’u en fazla ziyaret eden cazcılardan biridir. Ama bu konser, bizim onları aynı sahnede ilk görüşümüz olacak.
Dave Holland’ın kendini müzikle ifade ve yenilik tutkusu elli yılı aşkın meslek hayatı boyunca devam etti ve ona Grammyler getirdi. Adını New York’ta, sonradan Bitches Brew ekibinde yer almasına yol açacak bir Miles Davis konseriyle duyurmuştu. Üstat onu 1968’de, Londra’da Ronnie Scotts’un kulübünde dinlemiş, iki gün sonrası için New York’a davet etmiş. Ama 21 yaşındaki basçıya hiç kimse en ufak bir açıklamada bulunmamış. Birkaç yıl sonra o konserin piyanisti Herbie Hancock’a nasıl olduğunu sorduğunda üstat, “Hiç değilse bayılmadın,” diye cevap vermiş.
Holland artık dünyanın her yerinde tanınan bir cazcı. Kendi adını taşıyan triosunu yaşatıyor ama caz süpergrubu Aziza ile olan bağını da sürdürüyor. Şimdi ise bunlara Cross Currents performansları da eklendi. Hintli tabla ustası Zakir Hussain ve Amerikalı saksofoncu Chris Potter’la birlikte sahneye çıkıyorlar. Kendisinden çeyrek asır küçük Potter ile beraberliği hayli eskiye uzanıyor. Dave Holland ülkesi İngiltere ile caz bağını hiç koparmamış ama New York ‘a paldır kültür ilk gidişinden sonra kıta değiştirmiş.
Hint klasik müziği icracısı, müzik yapımcısı, aktör ve besteci Zakir Hussain, büyük bir klasik müzisyenin, ülkesinde tabla efsanesi olan Allah Rakha’nın oğlu. Hussain tablayı en iyisinden, babasından öğrendi ama müziğinin asıl gelişmesi, büyürken hayran kaldığı rock müzisyenleriyle çalışmasıyla başladı. Ne de olsa, Grateful Dead ile ‘jam’ yapmış bir tabla üstadından söz ediyoruz.
Hussain’in müzik hayatı 1951’de, o henüz 2 günlükken başlamış. Geleneğe göre hastaneden getirilen oğul babasının kucağına verilir, baba da onun kulağına dua okurmuş. Onun babası ise, oğlunun kulağını müzikle zenginleştirmiş. “Benim duam da bu,” demiş. Zakir Hussain bu geleneği sürdürdü. Sadece dünyanın öne gelen Hintli vurmaçalgıcılarından biri olmakla kalmadı, modern dünya müziğinin mimarlarından biri de oldu. Engelleri ortadan kaldırıp farklı kültürlerden müzisyenleri bir araya getirdi. John McLaughlin, George Harrison, Van Morrison, Yo Yo Ma, onun birlikte çalıştığı müzisyenler arasında.
Chris Potter’ın listesinde ise Steely Dan, Herbie Hancock, Mingus Big Band ve elbette Holland ile Swallow var. Potter’ın ana enstrümanı tenor saks ama soprano ve alto saks, bas klarnet, flüt, gitar ve piyano da çalıyor. Amerikalı besteci ve multi-enstrümentalist, Cross Current üyelerinin diğer ikisinden hayli genç. Onun adını duyurması trompetçi Red Rodney ile çalışmasıyla oldu. İlk albümünü 1993’te yapan Potter, sessiz sedasız, 1990’lar ile 2000’lerin en saygın üslupçularından biri haline geldi. Eleştirmenler onun özel bir cazcı olduğu görüşünde birleşti. Hâlâ öyle düşünüyorlar.
Cazın üç yaşayan efsanesinin oluşturduğu Cross Currents, çağdaş caz ve dünya müziği virtüozitesini harmanlıyor. Festival’in en dinlenmeye değer performanslarından biri.