Hiçbir ölüm haberi beni bu kadar sarsmamıştı. O anlarda ekran karşısında kendimden hiç beklemediğim kadar hıçkırıklar içindeydim.
Kimse yoktu evde, iyi ki de yoktu, nasıl ağlayacağımı hiç bilemezdim...
İlhan Selçuk'un dediği gibiydi, bile bile ölümle ladese tutuşmuştu, tutuşmuştu evet, ama her zaman ölüme karşı hayatın en cesur tarafıydı ki o.
Uğur Mumcu...
* * *
Aldığımız kitaplara o günün tarihini ve adımızı mutlaka yazarız, ben unutursam Burcu unutmaz.
Sevgili eşim, üniversite yıllarımızda paylaştığımız sıralara küçük notlar bırakarak aşkımızı ilan ettiğimiz zamanlarda aslında benim aldığım fakat el koyduğu Mumcu'nun "Sakıncalı Piyade" kitabına yapmış aynı şeyi ve altına da ben not düşmüşüm:
" Yaşamda beraber olmak ve de kitaplarda buluşmak ne güzel..."
Üstünden 30 yılı aşkın süre geçmiş ve gün geçmiyor ki o notların ve kitapların süslediği evimizin bir köşesinde böyle bir nota ve kitaba rastlamayalım...
Solcular yaşamın tarafıdır...
Solcular her türlü zalimliğe ve zalime karşı her zaman yaşamın tarafında saf tutmuşlardır.
İşte o yanı solcuların bazı günlerde çok ağrıyor, çok yanıyor...
Çığlık çığlığa yarı gecelerde uyanır ve bir ağıtın içinde bulurlar kendilerini.
Öyle bir geceydi dün gece. Sabaha daha çok varken; TRT, gözyaşlarının göğe karıştığı o günü nasıl vermişti diye düşünerek tekrar izledim.
Seler-sular gibi okunan ve hala tüylerimi diken diken eden türkülerin arasında TRT sunucularından Mesut Ertuğay'ın o anlarda kalabalığın arasında dile getirdiği sözleriyle ilk kez karşılıyormuşum gibi geldi:
"Mumcu'yu mezarlığa getiren on binlerce kişi cumhuriyeti kuranlar kadar büyük adımlar atıyordu. Ve sonsuza kadar hiç sönmeyecek, Atatürk, demokrasi, bağımsızlık meşalesini inançla taşıyorlardı."
Öyle bir kanal var mı yok mu diye unuttuğum bugünlerde bu doğaçlama sözleri TRT sunucusundan işitiyor olmak özellikle son yirmi yıldaki sosyo-siyasal düşün karmaşamız içinde beni epeyce etkiledi.
* * *
Uğur Mumcu, mahpushane yıllarında yakalandığı ülsere konulan 12 parmak tanımını 12 Mart ülseri olarak düzelttiği günlerden sonra mesleki yaşamına gazeteci olarak devam etme kararı alır:
"Bir ilerici, bir solcu, sosyalist nasıl ad verirseniz verin bu akımların içinde olan bir insanım ve düşüncelerimi basın yoluyla halka aktarmayı ve düşüncelerimin savaşımını basın yoluyla vermeyi uygun buldum."
Düşünceleri nedeniyle tutuklanan ve ardından sakıncalı piyade siciliyle askerlik yapan Uğur Mumcu, inandığı yolda mücadelesini özgürce yapabilmek için üniversite kürsüsünü değil gazeteciliği seçmişti.
Ve bu mücadelesi, aramızdan ayrıldığı o karlı Ankara sabahına kadar devam etti.
"Yahu adam öldürülüyor adam, vicdanlarınızı seçim sandıklarından çıkarınız, politikacı olarak değil, insan olarak düşünün.
Sebil midir bu insanların kanı..."
Sağ sol demeden Allah'ın her günü akan kan karşısında 80'ler öncesi böyle isyan etmişti Uğur Mumcu.
O isyan, bu yazıyı yazarken bir yandan da Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetini aklıma getirdi.
Solcular, bu siyasi cinayeti seçim sandıklarına gömmek istemiyor, her zaman olduğu gibi, Mumcu'nun da yaptığı gibi sağ-sol demeden sorguluyor...
* * *
Yukarıdaki yazımı bir yıl önce kaleme almıştım.
Meral Akşener, siyasi cinayetleri mertlik meselesi üzerine konumlandırma gafletine düşünce Adalet ve Demokrasi Haftasında Uğur Mumcu''nun böylesi cinayetlere dair -bir insan olarak- isyanı, bir kez daha okunsun istedim.
Bugün daha iyi anlıyoruz ki mesele; politikacı olarak değil insan olarak düşünebilmekteymiş.
Hâlâ bize öğretecek ne çok şeyin var; uğurlar olsun Sakıncalı Piyade!
Eyvallah.
Serdar Gündoğ kimdir?
Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.
Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.
2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.
Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.
|