24 Aralık 2023

Babası da yasak, süsü de

Sultan Abdülmecid, Fransız elçisinin verdiği yılbaşı balosuna katılarak dans edenleri zevkle izlemese, sarayına mutlu dönmese şu Noel-yılbaşı sorunu bu hale gelir miydi? Ya da taa 1950'lerden beri meclis kürsüsünden yapılan uyarılar dinlense…

Son bir hafta… Sadece yedi gün kaldı Noel Baba dövmeden yeni bir yıla girmek için. Şu ana kadar şişme Noel Baba'yı sünnet edenlerden ortaya alıp dövenlere, kafasına silah dayayıp sonra zeybek oynayanlara, kadı karşısına çıkaranlara kadar her çeşit Noel Baba eylemini gördük. Noel Baba alerjik reaksiyonları arasında aklımda en fazla kalan, elinde sopayla çatıda Noel Baba bekleyen adam olmuştu. Gerçi ilk videonun gördüğü reaksiyondan olsa gerek, beyefendi daha sonra elinde bir gülle, Noel Baba'yı dövmek için değil, iman etmeye çağırmak için beklediğini anlatan bir video daha yayınlamıştı. Noel Baba'nın Hristiyanlık propagandası yapmak, halkı dinden imandan soğutmak suçlarına son olarak bir de pedofili eklendi. Malum, "bir kereden bir şey olmaz" ya da "küçüğün rızası varsa, pedofili sayılmaz" diyenler çıksa da toplum olarak pedofili konusunda çok duyarlıyız!

Derdest edilme riski olmayınca işler kolaylaşıyor tabii. 17 Aralık'ta Almanya'nın başkenti Berlin'de Noel Baba kılığına giren yüzlerce motosikletli, fakirliğe, şehirde yaşayan muhtaçlara ve zayıflayan sosyal sisteme dikkat çekmek için tüm gün konvoy halinde sokaklarda tur attı.

Geçen yıl 25 Aralık'ta Mardin Milletvekili Tuma Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda neredeyse Noel geleneği haline gelen Noel Baba saldırılarına dikkat çekiyordu: "Nefret söylemi devam ediyor. Şimdi, Noel'e yaklaşıyoruz biliyorsunuz ve Türkiye'de, önümüzdeki günlerde birçok yerde Noel babaların bıçaklandığını duyacağız hepimiz!" Tuma'nın sözleri iktidar sıralarından büyük tepki çekmişti. AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, "Halkı kin ve nefrete sevk ediyorsun," derken, Ekrem Çelebi ise sanırım bu tür saldırıları ilk kez duyduğu için, "Sen böyle söyleyince insanın kanı donuyor," diye dehşetini ifade etmişti. Noel Babalara şiddet var mı yok mu konusundaki uzun tartışmalardan sonra Tuma, Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz'ın, "Göreceğiz demek yerine, temenni etmiyorum," demesi gerektiği baskısı üzerine konuşmasını şöyle değiştirmeyi kabul etmişti: "İnşallah böyle bir şey olmaz, ama yaşanan durum bunu gösteriyor…"

Mesleki risk nedeniyle Noel Baba kostümlü görevlilerin sayısının bariz bir biçimde düşmesinden olsa gerek, bu sene ortaya alınıp evire çevire dövülen Noel Baba haberi duymadık. Ancak bu sükûnet içinde ilginç bir haber Urfa'dan geldi. Urfa merkezli Gazeteİpekyol'un özel haberine göre, "Kentte yılbaşı kutlamasını pek yapan olmaz diye bilinir ama yılbaşı süslemesi satan dükkânlarda yoğunluk yaşanıyor." Fiyatlar geçen yıllara göre, iki üç kat artmasına rağmen, Şanlıurfa'da yılbaşı kutlamaları için şimdiden ev ve iş yerleri süslenmeye başlamış. Bu yılın gözdesi ise hareketli Noel Baba robotlarıymış.

2013'ün en dikkat çekici Noel Baba eylemlerinden biri, 26 Aralık'ta İstanbul Üniversitesi'nde gerçekleşti. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılardan sonra İ.Ü. Edebiyat Fakültesi içindeki Hergele Meydanı'nda toplanan grup Beyazıt Meydanı'na çıkarak, şişme Noel Baba'yı önce sünnet edip sonra da bıçakladı. 

Kapanmayan yara!

Tamam, Noel Baba dövme geleneği AK Parti'nin bir hediyesi olsa da taa 1950'li yıllardan bu yana yapılan uyarılar dikkate alınsa bugün bu durumda mı olurduk? Tabii bu sonuçta Sultan Abdülmecid'in de rolünü küçümsememek lazım. 1856'da Sultan Abdülmecid, Fransız elçisinin verdiği yılbaşı balosuna katılarak dans edenleri zevkle izlemese ve söylenenlere göre saraya son derece memnun dönmese bu Hristiyan adeti bu kadar rağbet görür müydü acaba?

Demokrat Parti'nin en aktif milletvekillerinden Burhanettin Onat, 1953 bütçe görüşmeleri sırasında, Diyanet İşleri Reisliği bütçesi konusunda konuşurken tehlikeyi o zamandan görmüş ve uyarmıştı yetkilileri. "Bugün din ve ahlâk mevzuunda bir anlayış anarşisi içinde bulunuyoruz. Bilhassa son Binaenaleyh Diyanet İşlerinin 1953 senesi Bütçesi bu sene şu kadar liradır, geçen sene şu kadar lira idi demeden evvel, bir defa din mevzuunu bu memleketteki prensibini halletmek mecburiyetindeyiz. Noel ağacı ta orta ailelerin evine kadar girdi. Biz inkılâp yaptık, kisve inkılâbı, harf inkılâbı ve saire, kanunları değiştirdik. Medeni Kanunu aldık. Ama isa'nın doğduğu günden bana ne?.. O günlerde Ankara bahçelerinde çam ağacı kalmadığını hepimiz biliyoruz. Nereye gidiyoruz arkadaşlar?" diyordu. Onat'ın uyarılarına kulak verilmiş olsaydı, bugün bu durumda mı olurduk!

Noel Baba protestolarındaki fikri takipte kuşkusuz BBP'liler açık ara önde. 2013'te Bolu'da, rol icabı caddede hediye dağıtan Noel Baba'yı yeniçeri kılığında kovalayıp yakalayan BBP'li gençler sonra padişahın huzuruna çıkarmış, padişah da Noel Baba'yı kentten kovmuştu. 2014'te ise, yine yeniçeriler tarafından iş üstünde yakalanan Noel Baba bu kez kadının karşısına çıkarılmıştı. Kadı yüce gönüllülükle Noel Baba'yı affedince, Noel Baba da bu jest karşısında İslamiyet'e geçmeye karar vermişti.

Hadi Onat'ı dinlemediler, ondan yıllarca sonra bile meclis kürsüsünden aynı derin yaraya parmak basan Adalet Partili ünlü vaiz ve siyasetçi Feyzullah Değerli'yi dinleselerdi bari. 1979 yılbaşısına üç gün kala Değerli kürsüden TRT'nin derin aymazlığına itirazlarını seslendiriyordu. "TRT, milli bir kuruluş olmasına rağmen, defaatla hakkında burada konuşulmasına rağmen, bu milletin üzüntülerine, ıstıraplarına milli, manevi değerlerine hiç itibar etmeden, başıboş bir şekilde kendi keyfine, kendi arzu ettiği şekilde programlar yapmakta, yayınlamakta, pervasızca hareketlerini sürdürmeye devam etmektedir. Bunlardan birisi de yılbaşı eğlence programıdır," diyordu Değerli ve ekliyordu: "Yılbaşı gecesi namı altında dinimizle, manevi değerlerimizle, tarihimizle hiç ilgisi olmayan, sadece bir takvim yılı olarak bizimle irtibatı bulunan bir Hıristiyan yortusunun, bir Noel yutturmacasının TRT kanalı ile bu Müslüman ve milli varlığımızın temeli olan yüce milletimizin en mukaddes köşelerine, evlerinin mahrem yerlerine kadar böylece çırılçıplak görüntülerle girmesi üzüntü verici hadiselerdendir."

2016'da Aydın'da efe kıyafetli Alperen Ocakları'na bağlı bir grup, yılbaşı kutlamalarını Noel Baba kostümlü bir kişinin başına silah dayayarak protesto etti. Eylem, efelerin zeybek oynamasıyla sona erdi.

Hadi Değerli'yi de dinleyen olmadı, peki ondan yaklaşık on yıl sonra yine meclis kürsüsünden yetkilileri uyaran Doğruyol Partisi Milletvekili İsmail Köse'nin uyarıları… Köse, milletin birlik ve beraberliğini temin eden, vatandaşları kaynaştırarak, kaderde, kıvançta ve tasada birleştiren ortak değerin İslamiyet olduğuna dikkat çekiyor ve vatandaşlara yurtdışına gitmeden önce yeterli din eğitiminin verilmemesinin çok büyük tehlike yarattığını söylüyordu. "Değerli milletvekilleri, vatandaşlarımıza, yurt dışına gitmeden önce yeterli din eğitimini vermiş olsaydık, bugün bu sıkıntıların çekilmesi mümkün değildi," diyor ve devam ediyordu Köse, "Bugün, ülkemizde, yılbaşı, dinî bayramlardan daha heyecanlı, Hıristiyan âleminden daha şatafatlı kutlanmaktadır. Yozlaşmış ailelerde, dikilen çam ağaçlarının dibinde, Noel Baba'nın getirdiği hediyeleri, körpe dimağlı çocuklarımız gelenek olarak kabullenmişlerdir."

Onca uyarıya rağmen kimse önlem almayınca bugüne gelmiş olduk. Her yanımız Hristiyanlığa kaymış, dejenere insanlarla dolu. Sonra Meclis'teki tek Hristiyan Milletvekili Georga Arslan kalkmış bir de Süryanice Noel kutluyor. Çoğunluk sizde, bari bir de gözümüze sokmayın be birader!

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı'na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı. 

Biz ve Onlar/Türkiye'de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP'li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

Yazarın Diğer Yazıları

Otomobil uçar gider

1960’larda dede Turan Feyzioğlu’nun makam aracı en az yirmi yaşındaki Chevrolet SW iken, 2000’lerde torun Metin Feyzioğlu’nunki sıfır yaşında Volkswagen 2.0 TDI idi. Türkiye’nin makam aracı itibarı tam çözülmüşken nereden çıktı bu tasarruf tartışmaları

Dağlılar’dan Yaylacılar’a

Muhalefet zor, parti içi muhalefet daha zor, lidere karşı çıkmak ise çok çok zor ve de bir kişinin ne kadar keskin muhalefet yaptığı bir ölçü değil… Örneğin; bir bakanlık kaptı mı, partisinin en önde savunucusu olabilir!

Diyarbakır ilçe, Van belde olsun

Bir yerde seçim mi kaybettin, eskiden olsa illiğini elinden alır, rütbesini ilçeliğe indirirdin! Neyse ki Türkiye büyük bir gelişme kaydetti de sadece seçilenin mazbatasını vermeyerek iş hallediliyor. Peki fatura kime kesilecek? Onun da kolayı var: Sarol Formülü!