09 Ekim 2022

Alkol sadece alkol mü?

Futbol nasıl sadece futbol değilse, alkol de sadece alkol değil. Kurulan cümlelerin arkasına bakmak lazım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu türban meselesini açmasaydı, haftayı Ankara'da öldürülen müzisyen Onur Şener üzerinden alkol/alkolün kötülükleri/sekülerizm/muhafazakârlık tartışmaları üzerinden geçirecektik. Cümlenin içinde alkol geçirmek herkesin meşrebine göre bir haklılık zemini yaratıyor. Kent merkezlerinin boşaltılarak mahallelere yayılan içkili mekânlardan doğan çatışmada suçlu, içki ve içmeyi bilmeyen hödükler mesela ama katiyen buna göz yuman (hatta destekleyen) ve bu işten rant sağlayan belediyeler, kolluk kuvvetleri değil mesela!

Onur Şener, anısına saygıyla...

Bu tartışmalar, Kadehlerdeki Dudak İzleri kitabımı hazırlarken bulduğum, biri Peyami Sefa, diğeri de Necip Fazıl Kısakürek'e ait iki makaleyi aklıma getirir hep.

Dünya kadınları 12. Uluslararası Kadınlar Kongresi'ni 18 Nisan 1935'te İstanbul'da yapacaktır. Hummalı bir çalışma içindedir kadınlar. Kongreye dört gün kala, Server Bedii takma adıyla yazan Peyami Sefa, Son Posta gazetesinde bir yazı yazar, "Nara Atan Kadın" diye. Sefa/Bedii -sözde- alafranga zamanların kadınlar üzerindeki alkol etkisinden rahatsızdır. "Kadınlar Kongresi henüz toplanmadığı halde büyük tesirleri şimdiden görülmeye başladı: Geçen gece bir Ermeni kadını son derece sarhoş olarak cadde ortasında nara atıp ötekine berikine sataşırken yakalanmış. (…)" diye başladığı yazısında Sefa, bilinçaltını kusar aslında. Dünya feministlerinin İstanbul'da bir araya gelmesinden rahatsızdır mesela, yoksa kadınlar, kapalı kapılar ardından yabancı hemcinslerinden aldıkları fikirlerle, erkeklerin oturduğu tahtı mı sallayacaklardır? Beyoğlu'nda gece olay çıkarıp karakola düşen kadın neyse ki Müslüman değil, Ermeni'dir. Alttan alta ırkçılığını bağırır içki üzerinden bir de. Görünürde esprili (!) bir makale yazmıştır aklınca ve eminim ki o akşam oturduğu masada kadehlerini tokuştururken hemcinsleriyle, alttan alta yaklaşan eşitlik talepleriyle hepsi de titremiştir. Ha, bu arada gazeteci Suat Derviş'in, Kongre'den önce ve kongre sırasında yabancı delegelerle yaptığı röportajlar, "Dünya Feministleriyle Görüşmeler" başlığı altında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanıyordu o günlerde. Kongrede anti-alkol hareket çok ciddi biçimde temsil ediliyordu üstelik.

İkinci makale kız öğrencilerin içki içtiği iddiası üzerinden yazılmış ama aslında gerçek bir sınıfsal hikâye. Necip Fazıl Kısakürek bir köşe yazısında (Başmakalelerim III, "Köy Enstitüleri"), "Adana Köy Enstitüsünde Tonguç Baba şerefine verilen ziyafette çağlayanlar gibi şarap akıtılmış ve genç köylü kızlara sakilik yaptırılmıştır. Sanki bunlar, Türk anavatanını, Anadolu iffetini kirletmeye ve tarihî İslâv intikamını almaya memur Moskof ajanlarıdır," diyordu. Aynı yıl, 1945'te, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde şarap yapılıp, öğrenci ve öğretmenlerin birlikte içtikleri yönünde gazetelerde de haberler çıkar. Politik olarak epey düşmanı olan köy enstitülerine en kolay vurma yolu içki ve ahlaki değerlerdir çünkü. Hasanoğlan'dan 1947 yılında mezun olan eğitimci-yazar Pakize Türkoğlu bu konuda en sağlam analizi yapıyor: "Necip Fazıl saki demişti ama onlar için köy kızı hizmetçi demekti." Hayatının büyük bölümü içki, gece hayatı ve kumarla geçen Necip Fazıl, o yıllarda bir gencin köyden çıkmasının tek yolu olan köy enstitülerinin kapatılması için en yoğun çaba gösterenler arasındadır.

Futbol nasıl sadece futbol değilse, alkol de sadece alkol değil. Kurulan cümlelerin arkasına bakmak lazım.

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı'na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı. 

Biz ve Onlar/Türkiye'de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP'li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

Yazarın Diğer Yazıları

Çayı sev, Rize’yi koru!

CHP’nin Rize’de miting düzenlemesi değil, Rize’de çayla ilgili böyle büyük bir eylemin yapılıyor olması ilginç. İktidarda kim olursa olsun Rize’de çayla ilgili her şey beka meselesi

Otomobil uçar gider

1960’larda dede Turan Feyzioğlu’nun makam aracı en az yirmi yaşındaki Chevrolet SW iken, 2000’lerde torun Metin Feyzioğlu’nunki sıfır yaşında Volkswagen 2.0 TDI idi. Türkiye’nin makam aracı itibarı tam çözülmüşken nereden çıktı bu tasarruf tartışmaları

Dağlılar’dan Yaylacılar’a

Muhalefet zor, parti içi muhalefet daha zor, lidere karşı çıkmak ise çok çok zor ve de bir kişinin ne kadar keskin muhalefet yaptığı bir ölçü değil… Örneğin; bir bakanlık kaptı mı, partisinin en önde savunucusu olabilir!

"
"