09 Ocak 2020

Maliye, savunma, sağlık... Ben her işi yaparım!

"Başvuru formlarında bundan önce çalıştığın işler bölümüne falanca tarihler arasında diktatördüm diye yazmasan iş bulacaksın!"

Mahmut, uzun süredir işsizdi. Önceleri morali bu kadar bozuk değildi; her gün gazetelerin "eleman aranıyor" başlıklı ilanlarına bakıyor, uygun bulduklarına başvuruyordu.

Önce otel müdürlüğü, holding CEO'su gibi işler üzerinde dururken sonuç alamayınca zamanla çıtayı alçaltmış, çağrı merkezi elemanı, overlokçu, kuru temizlemeci, içme suyu damacanası dağıtıcısı gibi daha solgun işlerle de ilgilenmeye başlamıştı.

Yine bir sonuç alamayınca önce karısı, sonra da babası söylenmeye başladılar:

"Başvuru formlarında bundan önce çalıştığın işler bölümüne falanca tarihler arasında diktatördüm diye yazmasan iş bulacaksın!"

"Ancak ben bu işte on seneden fazla çalıştım. 'Bu zaman süresinde ne yaptın?' diye sorduklarında ne demeli?"

"Yurt dışında çalıştım de..."

"Belge istemezler mi?"

"Senin için dert olamaz: İmzalı, damgalı bir belge uyduruversin biter."

* * *

Bu öneri aklına yattı, öyle davrandı ve bir şirkete görüşmeye çağrıldı. Ancak şirketin insan kaynakları görevlisiyle yaptığı söyleşi umduğu gibi iyi gitmedi. Görevli, onu yıllar önce gazetelerde yayınlanmış resimlerinden tanıdı:

- Eskiden diktatör olduğunuzu neden belirtmediniz?

- Belirtecektim ama babam hep 'İnsan daima alçakgönüllü olmalıdır' derdi. Bu terbiye ile yetişmiş olduğumdan yazmadım.

* * *

Bu tarihten sonra da olumsuzluklar, aksilikler devam etti. Gününün çoğunu geçirdiği kahvede okey oynarken bir arkadaşı, "Sana bu memlekette şans kalmadı. Kısmetini başka bir ülkede ara" dedi, "Bir kaç lisan biliyorsun, hemen kaparlar."

Mahmut en az bir kaç dil konuştuğunu ileri sürdüğü halde bildiği aslında üç yabancı dilde ezberlemiş olduğu beş-on cümleden ibaretti.

* * *

Eski diktatör akşam evde arkadaşının bu öğüdünden söz açtığında oğlu sordu:

- Babacım hangi ülke bizi alır?

- Belki Moldavya…

Sofrada Arap ülkeleri, Endonezya, Malezya, hatta ABD bile olası yerler olarak tartışıldı ama bunlardan hiç biri konusunda fikir birliğine varılamadı:

- Yahu son İran Şahı'nı düşünün. Ömrü boyunca ABD'nin her dediğini yapmadı mı? Humeyni darbesiyle devrildiğinde Amerika'daydı. Orada kalmak istedi. Ne dediler? 'Yeni rejimle ilişkimizin ne olacağı belli değil. Sen başka bir yer bul kendine' demediler mi?

- Doğrudur; bu gibi ülkelere güvenilmez. Günün birinde işlerine gelir insanı sınır dışı ediverirler. Başka bir yer bulmalıyız.

Google atlasında kaç ülke varsa bir bir incelendi. Karayip takımadaları, Aynaroz, Afganistan, Vatikan bile düşünüldü. Ailenin en akıllısı oğluydu, sonuçta formülü o buldu:

- Baba, en iyisi sen Rusya'da bir iş bul kendine. Orada diktatörün eskisi de yenisi de hor görülmüyor. Kimse kimseyi demokratik olmadığı, seçimlerde hile yaptırdığı için aşağılamıyor…

Akla başka şeyler de geldi:

- Yahu Haydar Aliyev vefat edince yerine İlhan Aliyev geçmedi miydi? Rusya herhangi bir itirazda bulunmuş muydu?

Bulunmamıştı! Bugüne kadar Rusya kendine yakın hangi ülkenin başını 'diktatördür' diye kınadı? Sınır Tanımayan Muhabirler, Türkmenistan'ı Basın Özgürlüğü Endeksi'nde en kötü durumda olan üçüncü ülke ilan ettiler. Sonra onun en kötü bir diktatörlerden biri olduğu ileri sürüldü; bunlara rağmen Rusya'da Türkmenistan Cumhurbaşkanı'na olumsuz bir şey söylendiğini duyduk mu? Hayır!

Bu düşünce benimsendi.

- Baba, peki sen orada ne iş yaparsın?

Baba, depresyondan çıkmış, açılmıştı, "Hiçbir zaman güç beğenen bir insan olmadım" dedi, "Maliye, sağlık, eğitim, savunma, dış ilişkiler, arazi alım- satımı, inşaat işleri. Hangi iş olsa ben evelallah yaparım!"

Yazarın Diğer Yazıları

Uyuşturucu alışkanlığının ilacı bulundu mu?

Yıllardır alınagelen sosyal, siyasal, polisiye, tıbbi, velhasıl tüm önlemlere rağmen konu çözülememekteydi

Gülen neler düşündürür?

İnsanlar kritik düşünemediklerinde, mensup oldukları dinin, tarikatın başında bulunanlara kayıtsız şartsız baş eğdiklerinde, başka ülkelerin çıkarlarına bazen de hem başka ülkelerin çıkarlarına hem de hesabı, kitabı öz-çıkarlarına denk düşmeyen yerel politik gruplara alet oluyorlar

Kralın yalakaları

Maliye Bakanı basın toplantısında “darbe” lafının duyan gazetecilerin merakı üzerine, “Yanlış anladınız. Darp etmek, vurmak demektir, eğlenirken üstüne vurulan çalgı aletine “darbuka” deriz. İşte biz bu vergiyi, çalıp oynamayı yani neşeli bir şeyin habercisi olacağı için böyle adlandırdık” dedi.

"
"