17 Haziran 2018

Sefalet

Nochlin’in son kitabı “Sefalet” kısacık olmasına rağmen, tam zamanında yerine yetiştirip yerleştirdiği güçlü bir gerçekçilik çağrısı

ŞEHİR TELLALI

New York - Londra - Roma 

 

“Jean Valjean, Faverolles’in ağır başlı ağaç budayıcısı da o, Toulon’un canisi de o. Zindanda biçimlenen haliyle kötülüğün iki çeşidinde üstadıydı o: ilki, hızlı, önceden hesap kitap yapmaksızın, ani, tümüyle içgüdüsel, ona yapılan kötülüklere misilleme kötülük; ikincisi, ciddi, ağır, hesabı kitabı bilinçli çıkarılmış ve eskiden başına gelen talihsizliklerden kaynaklanan yanlış fikirlere dayanan, hesaplı kötülük.  Kasıtlı hareketi ancak belli bir tip insan doğasının ürettiği birbirini izleyen üç aşamalı  –akıl yürütme, irade, azim sonucuydu.  Gazab huyu, öfkeli ruhu,  başına gelenlerden ötürü kendine acıma duyusu, varlığı şüphe götürse de iyiye, masuma ve adile karşı bile duyduğu tepki onu harekete geçiren şeylerdi. İnsan yasasına duyduğu nefret düşüncelerinin tümünün kalkış noktası olduğu kadar varış noktasıydı:  bu nefret ki, gelişme aşamasında kazaen durdurulamazsa, toplumdan nefret, ardından insan ırkından nefret, onun ardından yaratılışa nefret, ve sonunda yaşayan birinin canını yakmak şeklindeki belli belirsiz, kesintisiz ve acımasız arzudur. Dolayısıyla Jean Valjean’ın pasaportunun onu çok tehlikeli adam olarak tanımlaması sebepsiz değildi.”  (Victor Hugo, Sefiller, 1862)

Bir Amerikalının banka hesabındaki son kuruşu dahi tehdit eden 2008 ekonomik çöküşü yaşandığında New York’taydım. Bir anda siliniveren servetlerin geçtiğimiz on yıl sürecinde zincirleme olarak dalga dalga dünyayı etkisi altına almaya başladığı tarih.  İşsizlik, evsizlik, Broadway’de boşalan dükkanlar, emeklilik, sağlık sigortası derken sadece Amerika’da değil, bütün dünyanın fakir ile zengin arasında iyice genişleyen kapanamayacak uçurumun kıyısına bir kez daha gelip, karşı kıyıda çok zengini de aynı aynada gördüğü an.

2008 ekonomik krizi,  Fransız ressamı Gustave Courbet’nin 1866 tarihli “Dünyanın Kökeni” tablosunu, yüz yirmi yıl sonra, bir detektif gibi araştırıp bularak 1987’de Brooklyn müzesinde ilk kez sergiye koyan, ve “Neden büyük kadın sanatçı olmamıştır?” sorusuyla sanat tarihini yeniden yazan New Yorklu Linda Nochlin’e, 19. yy’ı, endüstrileşmeyle ortaya çıkan medeni sefaleti hatırlatır.  Tarihin bugünü  biçimlendirdiğini sanat üzerinden gösteren kitabı “Sefalet”i yazar Nochlin, ölümünün arifesinde son eseri olarak.

Sefaletin büyük zenginlikle el ele nasıl büyüdüğünü Paris’te gözlemleyen sosyolog Eugene Buret, 1840’da Fransa ve İngiltere’de Emekçi Sınıfların Sefaleti Üzerine adlı kitabını yayınlar. Kitapta, aynı dönemde Victor Hugo’nun “Sefiller”indeki karakterleriyle ifade ettiği dünya halini kayda geçirir:

Medeniyet ve refah alanında en gelişmiş milletlerde ekonomistlerin hemen hemen tümüyle göz ardı ettiği bir durum var ki: o durum sefalettir. Sefalet fakirliğin ahlakta hissedilişidir. Kötüyü sadece fiziki olarak açtığı yaradan tanımlamak yeterli değildir: ondan daha yüksekte, cilt ve etten çok daha hassas bir şeyi etkiler; ahlak duygusuna işleyen acı. .. insanı, ruhunu ve vücudunu tümüyle etkiler. Üzüntü bir medeniyet halidir. Bir uyanış, hatta insan bilincinde daha yüksek bir gelişmeyi gerektirir....  servetle aşırı yoksulluğun, büyük nüfusları –İrlanda’da olduğu gibi, yavaş yavaş aşırıya doğru dozu artan açlığın acısına, aşırı fiziki ve ahlaki sıkıntıya indirger: endüstri ve ticaret iş merkezlerinin tam kalbinde binlerce insanı sefalet ve ahlaksızlıkla barbarlığa düşürür. Güvensizlik sefaletin temel ögelerinden biridir. Fiziki ve akli sefalet, iki de bir yaşanan sözde ticaret krizleri, süreklilik halini alan endüstri, yolsuzluklar, tapon mallar, bütün iş kollarını etkileyen sahtekarlık, emek talebindeki felaketengiz iniş çıkışlar, ücret dışında hiç bir şekilde var olma imkanı bulunmayan kişilerin, sınıfların büyümesi, çoğu kez güvencesiz durumda, açık kuvvetten başka hiç bir şeyi olmayanı kötülüğe ve suça teşvik etmesi kaçınılmazdır.  Sefalet bir insanlık durumudur –zihni, duygusal ve ruhsal veçhesiyle olduğu kadar salt fiziki bir insanlık durumudur: “zoraki yoksunluk altında, bütün dünyanın hakkı, refahı maliyetinin altında suistimâl ile cebine attığı kanısıyla ezilen, mahrumiyettir, sıkıntıdır ve aşağılanmadır.“

Nochlin’in hayat boyu sanat eserleri üzerinden derlediği bütün çalışması, yaşadığımız dönemle 19. yy arasındaki bu bağlantı üzerine. Son kitabı “Sefalet” bu nedenle kısacık olmasına rağmen, tam zamanında yerine yetiştirip yerleştirdiği güçlü bir gerçekçilik çağrısı.


www.sebnemsenyener.com                    

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam. 

"
"