11 Aralık 2016

Savaşın imha edemediği dostluk

Werth ve Saint-Exupery’nin dostluğunu Küçük Prens’ten öğrenir...

ŞEHİR TELLALI

New York - Londra - Roma 

 

 

Küçük Prens’in okurları, yazarı Antoine de Saint-Exupery’in kitabını itaf ettiği “Werth”in kim olduğunu mutlaka merak etmiştir: “Çocuklar, bu kitabı bir büyüğe itaf ettiğim için beni affedin” diye yazar Saint-Exupery kitabının girişinde: “ama o büyük benim bu dünyadaki en iyi dostum... Fransa’da yaşıyor, aç, üşüyor. Rahatlatılmaya muhtaç.”

Küçük Prens’e ruhunu veren atıf, okuduğu andan itibaren okurunu kahramanına dönüştüren ifade, Antoine de Saint-Exupery ile Leon Werth’in dostluğuna ait. Savaşın imha edemediği dostluğun ebedi bir abidesi.

Saint-Exupery ikinci dünya savaşında Alman işgal kuvvetlerinin hareketlerini izlemek üzere uçuşlarına başlamadan önce, çok kıymet verdiği yahudi dostu yazar Leon Werth’e, Paris ele geçtiğinde en az altmış kilometre uzaklaşmış ol diye tembih eder. Werth pek çok Paris’li gibi o tarihte Paris’ten ayrılması gerekmediği kanısındadır. İkna olmak, kabul etmek istemez. İstemediği ve inanmadığı halde sadece arkadaşına verdiği sözü tutmak için düşer yola. Çünkü zaten Paris de Almanlar tarafından işgal edileceğini rüyasında görse bile bir türlü inanmak istemez o tarihte. Bütün işaretlerine rağmen savaş, göz çıkara çıkara neredeyse borazan, davul ve zurna ile gelmesine rağmen, hep o hiç beklenmedik anda patladığından. Baş düşmanı gerçek olduğundan. Önce gerçeği hedef alarak işe giriştiğinden. Gerçeğin bütün ifade biçimlerini biçerek yola çıktığından. Aklı şüpheye düşürdüğü an kazanacağını bildiğinden. Savaş aklı şüpheye düşürdüğü o an zafer ilan eder. Böylece kendi gerçeğini örtüp insana sürpriz olur hep. 

İşgal arifesinde 8 milyon Fransız yollara düştüğünde tarihin, İncil boyutlarında, gelmiş geçmiş en büyük “göç”ü yaşandığında da dünyayı bu gerçeğe inandırmak kolay olmaz. 

Saint-Exupery, arkadaşı Werth’in Paris’ten çıkışının günlüğünü işgal kuvvetlerinden saklayarak 1940 Ekim’inde New York’a getirir. Amacı o koca göçü Amerikalılara gösterip, olan biteni kanıtlamak ve Amerikalıları savaşmaya ikna etmektir. Kitabın İngilizce olarak yayınlanması için girişimlerde bulunur.  Hatta metnin başına bir de kendi önsözünü yazar. Sonunda NewYork’ta Brentano’s adlı bir kitapçı ile kitabı yayınlaması konusunda anlaşır. Yayın karşılığında topu topu bir kutu çikolata, bir paket sigara ister. Hatta kitabın yayınlanacağından o kadar emindir ki, o sırada yayınlanan kendi kitabı “Savaş Pilotu”nun içinde kitabın adını kullanır. Kitap bir türlü yayınlanmaz. Saint-Exupery çaresizlik içinde önsözü geri alıp uzatarak “Rehineye Mektup” adlı bir başka kitap haline getirir. Rehine dostu, ismini Almanlar’dan sakladığı Leon Werth’dir.

Werth saklandığı İsviçre dağlarında savaşı atlatıp hayatta kalmayı başarır. Saint-Exupery ise Akdeniz’de gözcülük uçuşlarından birinde Almanlarca vurularak savaş şehitlerinin arasına karışır.

Werth’in anlattığı ilk elden Paris’ten Çıkış metni ve Saint-Exupery’nin yazdığı önsöz  bir süre ortadan kaybolur. Onun yerine dünya çocukları Küçük Prens’i okur. Werth ve Saint-Exupery’nin dostluğunu Küçük Prens’ten öğrenir. 1992 yılında bir Fransız yayıncı Leon Werth’in metnini bulur ve 33 Gün adıyla yayınlar. Saint- Exupery’nin yazdığı önsöz ise 2014 yılında, Kanada’da bir kütüphanede ortaya çıkar.  Melville yayınları önsözle birlikte kitabı o tarihte yeniden yayınlar.  

33 Gün, Saint-Exupery’nin önsözüyle birlikte gerçeğin en kuvvetli belgeleri arasında bugün. Savaşın aklı ele geçirdiği anın, yığınla Fransız’ın kuvvetli görünen Almanların yanına nasıl geçiverdiğinin, gerçeğin an be an reddedilişinin resmi.

Yaşandığında çıkışı yok gibi görünen insanlık dramı savaşı,  imha edemediği tek şeyin, bir dostluğun içine sardığı için, sıcak, sönmeyen bir ışıkla ebediyyen iyimser, umut dolu ve yenilmeyecek bir direnişin ifadesi.        


www.sebnemsenyener.com

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam. 

"
"