29 Nisan 2018

Ruhun çırası ümit

Roma’nın kalabalığı, gürültüsü, trafiği silindi sanki hayattan...

ŞEHİR TELLALI

New York - Londra - Roma 

 

Via Ludovisi üzerinde bahçe duvarları on beş metreyi aşan “Villa Maraini” adlı köşke ulaşmak için, caddedeki demir kapıdan girdikten sonra Borgese Bahçelerine paralel, yüksek bir tepeye tırmanmak gerekiyor. Roma’nın milyonlarca sürprizinden biri işte: Göze sanki küçük görünen bu şehirde tepe tepe dev saraylar, öbek öbek dev kiliseler ve bunların arasında her taşın altından fışkıran hikayeler. Köşkte, fotografçı Roman Signer’in sergisinde, caddeden bayrak bayrak yapılan davete rağmen in cin top oynuyor. Sergiyi tek başımıza izledikten sonra, suyu kristal damlacıklarla serpiştirip duran aşk meleği fıskiyeli havuzun yanında hepsi bomboş masalardan birine yerleştik. Roma’nın kalabalığı, gürültüsü, trafiği silindi sanki hayattan. Onların orta yerinde bir cennet vaha şimdi bu yüksek duvarların arkasında saklanan koca tepe. Kuşlar cıvıl cıvıl, güneş pırıl pırıl, palmiye çamlar gökyüzünden bahçeye gölge düşürdükçe, selvilerin gözü de yüksekler de. Uzanıyorlar bulutsuz gök maviye doğru onlarla birlikte.

Yerde duran bir kozalak, çocukken Ilıca’da babamın beni oyalamak için yaptığı kozalak başlı sopayı hatırlattı bana. Hep bir at peşinde koşturduğum için onu da atım diye düşünüp Ilıca’da yazları geçirdiğimiz taş bağ kulesinin toprağı kuru, susuz, kurak bahçesinde dört dönüp durduğum yaz günlerinin kuru çam kokusu doldurdu bahçeyi.

O an, birden Orfe’nin lirini duymuşçasına esmedi rüzgar. Bahçe, fıskiye, demir masalar bütün doğayı uyandıran o sihirli lirin duyulmayan melodisiyle kıpırtısız. Kuşların güneş dansındaki kanatları sessiz. Hareketsizliği hiç bozmadan bir yaprak dolandı indi suyun üstüne. Hüznün simgesi. Uyandırmadan, yeraltından ağır acıların ruhlarını taşıyan bir yelkenliye dönüştü berrak suyun üstünde. Aşkı ölümün elinden kurtaracak ağıtla şişti de şişti sanki. Hedefi kudretin acımasız kalbi.

Orfe’nin şarkısını dinledi Roma: Evridiki... Evridiki tekrar tekrar, aşkını elinden alan ölüm tanrısı duysun diye yaktığı ağıtları. Billur su damlaları onun gözyaşları. Bu kıpırtısız huzur, bu hareketsiz, sessiz bahçe Orfe. Aşkının kuvvetiyle ateşlenen ümidi ruhuna çıra.


www.sebnemsenyener.com

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam. 

"
"