ŞEHİR TELLALI
New York - Londra - Roma
|
Biri Muhammed benim diye ısrarlı, diğeri istibdâdıyla Sultan. Vahim iki hayal gücünün arasında akıl yolu bu çıkmaz.
Dün İngiliz The Times gazetesi (Türkçesi zaman), Londra’da yayınlanan Fettullahçı “Zaman” gazetesinin (İngilizcesi the times) intikamcı Erdoğan yanlılarının zoruyla kapatıldığını yazdı. Haberi gazetenin baş araştırmacı muhabiri yazdığı gibi gazete bir de “Erdoğan’ın Uzun Kolu” başlıklı başyazı ile Türkiye’nin sürdürdüğü acımasız baskıyı İngiltere’ye ihraç etmesine izin verilemeyeceğini belirtti.
Bir gece önce bir ödül töreninde karşıma çıkan eski NATO genel sekreteri bir İskoçyalı gerçekçiliğiyle, Türkiye’de, bir askeri akademiye yaptığı konuşmada bir soruyu cevaplarken, her ne kadar tersi görünse de olup bitenin istikrar yarattığını söylediğini anlattı. Şimdi o akademiden tanıdıklarına attığı mesajların cevapsız kaldığını da söyledi.
İngiliz şairi Lord George Byron’ın Napolyon’u yeren şiiri ile Avusturyalı Yahudi besteci Arnold Schoenberg’ün Napolyon’u yeren bestesini birleştirerek düzenlediği bir konserde, Kraliyet Sanat Akademisi'nin eski direktörü gözlerini gözlerime dikip sordu:
“Böyle mi olması gerekiyordu?”
Akademinin 2005’de düzenlediği “Türkler” sergisinden öğrendiklerine bir türlü yakıştıramadığı gerçeğe itiraz edercesine tekrarlayarak:
“Böyle mi olması gerekiyordu?”
Geçen hafta Almanya’yı kafamda bu soru ile gezdim:
“Böyle mi olması gerekiyordu?”
Üzerlerinde ölüme gönderdiği vatandaşlarının isimleri yazılı parke taşlarıyla döşeli yollarında yürüdüm. Bütün dünyayı içine çektiği o korkunç savaşı hatırlata hatırlata dolanan yolları da geçmişin çıkmazını tekrarlayıp durdu:
“Böyle mi olması gerekiyordu?”
Nazi film yönetmeni Leni Riefenstahl’ın 1935’de, Hitler’in propagandasını yapmak üzere hazırladığı “İradenin Zaferi” adlı dökümanterinin açılış sahnesi yansıdı kütüphanenin köşesindeki ekrandan. Hafızadan silinmemesi için görüntüyü destekliyen zafer marşı eşliğinde bulutların arasından Hitler’in uçağı süzüldü. Gölgesi yolların üzerinden kayarak. Kitleler o yollardan akarken ona doğru. Köprülerin üzerinden geçti uçak, gölgesi ve sıra sıra Naziler. Havaalanına biriktiler o insanlık düşmanı fırça bıyıklı istibdâdla hükmeden sözde “kurtarıcı” piste inerken. Çığlık çığlığa karşıladılar onu. Kolları kalkmış Nazi selamıyla.
Böyle mi olması gerekiyordu? Bugünkü Almanya… Türkiye ve dünya…
www.sebnemsenyener.com