27 Ocak 2019

Eski ölür yeni doğamaz

"Dünya hala Modern Prens’i beklerken 'Eski ölüyor ve yeni doğamıyor"

New York-Londra-Roma
 
ŞEHİR TELLALI

Adanın iki önemli sokağından biri Cenova diğeri Gramsci. Cenova sokağı ile Gramsci sokağı tam orta yerde kesişiyorlar. Hepimize ait bir Akdeniz coğrafyasının gerçeği olmasına rağmen, yaşadığım yerde bir sokak adının 20. Yy’ın en önemli düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Antonio Gramsci olmasını yadırgıyorum hala.

Halbuki bu coğrafya, Cenevizlilerin Akdeniz’e hakim bir güç olduğu tarihlerde Ege’deki en önemli gelir kaynaklarından biri olan Foça madenlerinden başlayıp da,  Gramsci’nin doğum yeri Sardinya adası üzerindeki etkilerine, adanın madenlerinde çalışan işçilerin hayatının Gramsci’nin düşüncelerini biçimlemesine uzanan bir tarih yolculuğu. Bu coğrafyada Cenova sokağının Gramsci sokağıyla keşismesinden daha normal bir şey düşünülemez.

Sardinya’nın Oristano bölgesinde, Ales kasabasında yedi oğulun dördüncüsü 1891’de doğan Gramsci. Genç zihninde adalet terazisini ilk kuran gözlemleri: ortaokulu adanın başkenti Cagliari’de okuduğu sırada, kuzeyin endüstrileşmesi karşısında iyice zora düşen köylülerin ve madencilerin hayat mücadelesi, ve bu koşullarda gelişen Sardinya milliyetçiliğini kontrol altına almak için anakara İtalya askeri kuvvetinin başvurduğu şiddet ve baskı rejimi. Onun, kısa hayatında faşizmi kuran bu toplumda “eskinin ölüşünü, ve yeninin doğamadığını” gözlemleyebilme dehasını kazandıran zihin madeni burası.

O yüzden Gramsci’nin “Modern Prens”i, bu ortamda emeğin arasından kendini yetiştirme vaktine ve zamanına sahip olmuş, burjuva kültürününün hegomonyasını kırmış, çok daha bilgili, okumuş, kendini eğitmiş, adil, sağlam  bir anti-diktatör.  Modern Prens, Gramsci’nin, Rönesans İtalyasının politik teorisyeni Niccolo Machiavelli’nin Prens’ine cevabı.

Caglieri’ye 80 km mesafedeki Carbonia, yani  “Kömüriye,” Gramsci’nin “Ölümcül Belirtiler” olarak isimlerdirdiği tespitin yaşayan abidesi bugün.

Gramsci’nin ölümünden bir yıl sonra, 18 Aralık 1938’de Mussolini tarafından faşist rejimin bir abidesi olarak kurulan Carbonia endüstrileşmesiyle, çevresini kirletişiyle, kendiyle birlikte dünyayı da öldüren bir ekonominin, 1951’lerden itibaren nüfusunun yarıdan fazlasını kaybetmiş  toprak parçası yani yeninin bir türlü doğamadığı yer burası. Halen 28bin nufuslu bu tuhaf faşist mimarinin merkezi madenin ölüm hikayesi, 1970’lerde ölüp kapandıktan sonra bile hala, önce metal üretimine dönüşüp ağır endüstriye yönelerek ölmeye devam eden o eski maden.

Carbonia’nın kuşbakışı manzarasında, kurucusu faşist diktatör Benito Mussolini’nin isminin başharfleri “B” ve “M” okunuyor bugün hala. Bir hayaletler şehri tarihin acı abidesi bu dev yıkıntı betonarme. Bir diktatörün isminin dev başharfleriyle dünyanın başına açtığı felaketleri simgeleyen açık mezar. 

Mussolini’nin, hayatına kast edildiği bahanesiyle 1926’da tümüyle yokettiği ve hapse attığı muhalefetin parlementerlerinden biri Gramsci, İtalyan Komunist Partisinin kurucularından ve liderinden biri.  Milletvekili dokunulmazlığına rağmen tutuklanıp çıkarıldığı mahkemede, savcı Gramsci’yi “bu beyni çalışmaktan yirmi yıl alıkoymalıyız” ifadesiyle beş yılı hücre olmak üzere yirmi yıl hapis cezasına çarptırdı. Gramsci hapiste geçirdiği yirmi yılda bugün günümüz siyasi düşüncesinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen “Hapishane Defterlerini” yazdı. Dünya hala Modern Prens’i beklerken “Eski ölüyor ve yeni doğamıyor.”

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.