Yunanistan Başkanı, Sayın Aleksi Tsipras’ın uzun konuşması nedeniyle yine söz almak isteyen milletvekilleri, hüsrana uğradı; böyle olunca sadece grubu bulunan beş siyasi görüşün birer temsilcilerine soru sorma hakkı verildi…
İngiltere’de geçenlerde, ülkenin AB'de kalmasına yönelik kampanya yürüten ve silahlı saldırı sonucu öldürülen, İşçi Partisi kadın milletvekili Jo Cox adına saygı duruşunda bulunuldu…
Sayın Tsipras da zaten konuşmasında (…) İngiltere’nin AB’den çıkmasını isteyen özellikle muhafazakâr cenahın olduğunu unutmayalım; zira kapitalizmin denetimsiz, çalışanlara sosyal haklar tanımadan vahşice etki alanını genişletmek istediği ve AB’nin de buna engel teşkil ettiğini hatırlatmıştı…
Sıra tekrar Türkiye’nin demokrasi-insan hakları-hukuk ilkelerine karşı son zamanlarda ayyuka çıkan uyumsuzluk, baskısıyla ülkeyi kaosa dönüştürmüş vücudunun masaya yatırılışına geldi…
Adeta değişiklik önergeleri yağmuru
Daha önceki yazımızda belirttiğimiz üzere, İnceleme Komisyonu’nun hazırlamış olduğu raporu, Türkiye ile olan askeri-ticari-finansal-stratejik çıkarları için şaraba su katmak isteyerek yumuşatmak, raporu olduğu gibi kabul etmek ve bir de daha da ağırlaştırmak arzusunda olanlar arasında bir çekişme başladı…
Ancak, heyecansız bir maça benziyordu diyebiliriz bu çekişme; zira su katmak isteyenler bile Türkiye’nin dostane ama ciddi ve tatlı sert tarzda uyarılmasını istiyorlardı…
Rapor’un daha da ağırlaşmasını engellemek için verilen değişiklik önergelerinde, genelde savunma konuşması yapma görevi, Sayın Markar Esayan’a verilmişti sanki…
Onlarca önergenin okunması, lehte ve aleyhte konuşmaların yapılması, komisyonun görüşünü belirtmesi ve teker-teker oylanması zaman alıyordu…
Bölgesel - uluslar arası kontekste göçmenler, güvenlik sorunları, Güney doğu’da durum, Basın-medya özgürlüğünün kısıtlanışı, Can Dündar - Erdem Gül davası, Ceza Yasası’nın Venedik komisyonu tarafından değerlendirilmesi, Terörizm’e karşı kanuni düzenlemeler, Hukuk sisteminin işleyişi, Hukuki sistemin bağımsızlığının güçlenmesinin acili ’yeti ve Anayasa Mahkemesi’ndeki çekişmeler konularının mercek altına alındığı karar nihayet oylandı…
Evet: 96, Hayır: 24 ve Çekimser: 0 oylarıyla en aşırı ve uç nokta diyemeyiz ama ılımlı değil, ılımlı üstü olmaktan da uzak; anlayanlar-anlayacaklar için tabii, hayli sert yani acı mı acı bir rapor çıktı…
Tekrar tam monitoring’e dönmek mevzubahis değil; bu kadarı zor görünüyordu zaten. Ama gelecek yıl Nisan ayından önce olmamak şartıyla olağan sürede, Monitoring Raporu’nda, Türkiye’nin ak mı kara mı, koyunları seçeceği belli olur ama şu an tam bir tespit kayda resmen geçtiği için, Demokles kılıcı resmen sallanıyor Türkiye’nin üstünde!
Hayırlısı olsun; belki hatta bekliden de öte, resmen uçuruma düşmekten kurtaracak, zapt edecek bir tesiri olsa ne âlâ…