16 Ocak 2014 Perşembe günü yapılan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO)’nın yeni yönetimi, mazbatayı 20 Ocak 2014 Pazartesi günü alır almaz hatta ondan önce, kolları sıvadı. Sadece İstanbul değil tüm Türkiye kuyumcularının son zamanların halledilmesi ivedi sorunu olan kredi kartıyla taksitle altın satın alma yasağına karşı ‘önce diyalog!’ dedi…
Hukukçu ve iletişim uzmanlarıyla ayrı-ayrı görüşmelere hummalı bir şekilde başlayan İKO yeni yönetimi; son tahlilde amaçlarının üzüm yemek olduğunu ve asla bağcıyı dövmek olmadığını belirterek, dev protesto eylemleri ve geniş davalar açmadan önce, makul bir dille sorunu anlatma - fikir teatisi yoluyla sorunu çözme yolunu (şimdilik) tercih ediyor
Meselenin aslı nedir?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartıyla taksitle altın ve cep telefonu alma yasağı kararı, 1 Şubat 2014 tarihinde uygulamaya giriyor.
BDDK bu kararı, sektörde merdiven altı diye tabir edilen, tefecilikle uğraşanlara son vermek amacıyla, bu tür faaliyetlerde bulunanlara mücadele etmek için, aldığı biliniyor.
İyi güzel de, bazı çürükler yüzünden bir küfe elmayı atmak mı?
Telefon ticareti yapanlar da mağdur ama Türkiye gibi ekonomisinde mücevheratın önemli bir yer işgal eden bir ülkenin kuyumcu esnafı; kuyum alışverişinin % 40’ını aşan bir çapta kredi kartıyla taksitli alış veriş yaptığı düşünüldüğünde, bundan mağdur olacağını söylüyor.
Dünya ve dolayısıyla ülke ekonomisinin, en azından bahar dönemini yaşamadığına göre, zaten zar zor edilen alışverişi % 40 oranında da kestiğinizde, ülke ekonomisinin bundan büsbütün zarar göreceği gün gibi aşikâr gözüküyor.
Bunu söylerken, amiyane tabirle merdiven altı - tefecilik yapanlar ile İKO yeni Başkanı, Norayr İşler ve yeni Yönetim Kurulu mücadele vermeye kararlı. (…) Zaten, Hükümetimizin teşhisine, tespitine sadece itirazımız yok değil, dahası her tür desteği vermeye hazırız. Birkaç çürük elma yüzünden, bir küfe elmanın heba olmasına karşıyız. Örneğin Güven ve Diyalog şiarını almamız tesadüf değil; bu tür faaliyette bulunan arkadaşları önce uyaracak; sonuç alınmadığı takdirde ise bizzat isimlerini tespit edip elimizle bildireceğiz diyorlar.
Hukukçu ve iletişim uzmanlarıyla görüşmelere başlayan İKO yönetimi; amaçlarının üzüm yemek olduğunu ve asla bağcıyı dövmek olmadığını belirterek, BDDK nezdinde devletle önce konuşarak sorunu çözme yolunu seçti; son çareye başvurmayı şimdilik arzu etmiyor.
[email protected]