06 Haziran 2014

Bu da CHP'nin "Gezi"si

Yeni Adalar Belediye Yönetimi, Adalar’ın en önemli ve eski sivil toplum kuruluşlarından Adalar Vakfı’na 15 gün önce bir tebligat yolladı.

Sevgili okurlarım; bugün konuğumuz var: Adalar’dan hemşehrim, dostum, Halit Kakınç … Adalar bu günlerde kan ağlıyor, şimdilik… Bu gidişle Karun (bahar) yakındır! Aynı konuda defalarca yazdığım için, biraz da başkalarının sesine yer vermek artık bir şarttı… Teşekkür ederek, huzurlarınızda Sayın Kakınç’ın yazsını sunuyorum… Raffi A. Hermonn


 

Bu da CHP'nin "Gezi"si

Yeni Adalar Belediye Yönetimi, Adalar’ın en önemli ve eski sivil toplum kuruluşlarından Adalar Vakfı’na 15 gün önce bir tebligat yolladı. Büyükada Çınar Caddesi üzerindeki Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’nin Adalar Müzesi kullanımındaki bölümünü boşaltmasını istedi. 800 m2’lik bahçede, büyüklüğü 40 m2’yi geçmeyen iki sökülebilir yapı bulunan alan, 4 yıl önce Milli Emlâk tarafından kültür alanı olarak kullanılmak üzere Adalar Belediyesi’ne tahsis edilmişti...

Diyeceksiniz ki, tahsisli alanı doldurur da boşaltır daOlmaz! Niye mi olmaz, anlatayım:

Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi’nin kurucu ortağı. Yani, belediye, bizzat öz müzesinin kullandığı alanın boşaltılmasını istedi. Olayı kısa bir tarihçesini vereyim:

2009’da Adalar Vakfı ile Belediyesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerine yetişmek üzere, İstanbul 2010 AKB Ajansı’na Adalar Müzesi projesi teklif etti. Projede Adalar Belediyesi, müze için kullanılacak yerlerin karşılanmasını taahhüt etti. Vakıf da, müzenin kuruluşu için gerekli tüm çalışmaları yapmayı ve kaynak bulmayı üstlendi. Proje onaylandı. Belediye, Meclis-Encümenden de geçirerek Büyükada Çınar Caddesi üzerindeki bahçeyle birlikte, Aya Nikola bölgesinde depo olarak kullanılan eski helikopter hangarını müzenin kullanımına tahsis etti. Protokoller imzalandı. Alan, Müze Açık Sergi Alanı olarak düzenlendi ve 30 Temmuz 2010’da açıldı.

Aya Nikola’daki alan da 30 Eylül’de kullanıma girdi. 2011’de büyütüldü. Açılışa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Rum Patriği Bartholomeos, Hahambaşı Haleva ve Ermeni havari Kilisesi Temsilcisi katıldı.

İftihar vesilesi

Adalar Belediyesi’nin önemli bir kültür projesini, bir sivil toplum kuruluşuyla birlikte, hayata geçirmesi takdir topladı. Belediye, bu kültür projesiyle 2 ödül kazandı.

Adalar Müzesi, İstanbul’un tek kent müzesi. Uluslararası Müzeciler Birliği’nin de üyesi. Sergilerini, kitaplarını keyifle izliyorum. Web sitesine girdim baktım, şaşırdım. Ne çok şey yapılmış, son 4 yıl içinde. Osmanlı arşivleri başta-arşivler taranmış, Adalar üzerine binlerce malzeme, doküman toplanmış.

Adalar üzerine yazılıp-çizilen, hepsini toplayan kütüphane oluşturulmuş… 12 geçici sergi düzenlenmiş. Adalar’ın yetiştirdiği Lefter sergisinden, Adalar Binalar Mimarlar sergisine …  Adalar’da İz Bırakanlar’dan, Adalı Rumlardan Akillas Millas’ın Hâlâ Hatırlıyorum sergisine kadar ne çok şey. Yani alıştığımız klasik müzelere benzemiyor.

2010’da Sefarad Yemekleri bilgi şöleni yapmışlar. Kınalıada’da kullanılamayan Jarden Hrant Barsamyan Stadı’nı Belediye ve Kınalıada Spor ile ihya ederek, Lefter Kupası düzenlemeye başlamışlar.

Adalar Vakfı bünyesinde 2008’de kurulmuş, Ada Evi Kültür İşletmesi’ni Müze çıkarına katmışlar. Ada Evi, belediye ile yapılan protokole dayanarak 2011 yılında Müze’nin Çınar Caddesi üzerindeki alanına taşınmış, 3 yıl içinde 600’e yakın kültür etkinliği gerçekleştirmiş.

Adalı gönüllülerden oluşan ekip, katılımcı-destekçileriyle özellikle kadınlardan oluşan 1000’e yakın koca bir aile olmuş. Alan, geçici sergileriyle, arı kovanı gibi çalışan Ada Evi kültür ekibiyle, yılın her ayı, haftanın her günü açık bir kültür merkezine dönüşmüş.

İntikam mı alıyorsunuz?

Ve yaşanan şu: Yerel seçim sonrası, aynı partiden gelen yeni ekip, yapılan her şeyi bozup yoketmeye kalkışıyor. CHP’li belediye tarafından yaratılmış nadide işlerden biri, bir başka CHP’li yönetim tarafından bozulmaya kalkışılıyor. Üstelik önceki yönetimin imzaladığı sözleşmeyi de hukuksuz ilan ederek. 

Doğrudan noterden tebligat yolluyor.

Çeyrek asırlık bir Adalı olarak utanç duyuyorum. CHP’ye en büyük zarar kendisinden dediğim zaman kızan dostlar, ne diyeceksiniz buna?  

Adalar Müzesi ve Ada Evi Dostları, haklı olarak büyük tepki içindeler. 1 Haziran günü söz konusu alanda yağmura rağmen 100’den fazla insan toplandı. Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Yerlikaya da vardı orada. Sordular, Müze ve Ada Evi’ni çıkartıp ne yapacaksınız burada?..

-Basın yayın ve kültür işleri dairesini taşıyacak, burayı biz yöneteceğiz diye geldi cevap. Burada yapmak istediğiniz etkinlikler varsa, bunları bana yollayacaksınız, ben uygun bulursam yapacaksınız diye ekleyince de kıyamet koptu. Şikâyet ettiğiniz Başbakan’dan ne farkınız var diye öyle bir tepki oluştu, ağırlığı kadınlardan oluşan destekçiler, Bizi buradan zor çıkartırsınız diye oturma eylemine başladılar.

Burada Müze’nin 2014 sergisinin 14 Haziran’da açılacağı ilan edilmişti.  Küratörlüğünü Burgazlı komşum Hasan Kuruyazıcı’nın yaptığı, tasarımını da sevgili Hrant’ın kızı Sera Dink’in üstlendiği bu sergi için 2 yıldır çalıştıklarını biliyorum.

Serginin adı: Adalar'da tanrının evleri...

Adalar Müftülüğü dâhi; Rum, Yahudi, Ermeni, Süryani tüm cemaatlerin işbirliğiyle hazır edilen bu sergi, Adalar’ın yeni belediye yönetiminin akıl almaz tutumunun kurbanı olmuş…

Gerçekler, bu kadar çarpıtılırsa!..

Adalılar bu kadar tepki verince, Adalar Belediyesi, kamuoyuna bir duyuru yayınladı. Keşke yayınlamaz olaydı. Okudum, yüzüm kızardı. Duyuru’dan bir-iki örnek aktarayım:

“(…) Encümen kararı ek protokolünde protokol süresi 2 yıldır deniyor. Dolayısıyla Adalar Vakfı tarafından kamuoyuna yanlış yansıtılan Adalar Vakfı’na uzun süreli tahsis edildiği söylemi gerçek dışı olup, belirttiğimiz gibi kullanım süreleri 2013 yılında bitmiştir.

Yahu yapmayın… Sözleşme Protokolü’nün 15 yıllık olduğunu biliyorsunuz… 2010 tarihli Meclis-Encümen kararlarında o alanın açıkça Müze Açık Sergi Alanı olarak kullanılacağı da yazılı ve süre de yok, yani süresiz… Dahası, alanın kullanılmakta ve protokollerin de geçerli olduğuna dair son 7.03.2014 tarihli meclis kararı var. Devam ediyor Belediye açıklamalarına

“(…)Ayrıca söz konusu yerin alt yapı temeli, peyzaj düzenlemeleri Belediye kaynaklarıyla yapılmış olup, elektrik, su vb. giderleri Belediyemizce karşılanmaktadır. İçindeki sökülebilir yapılar da Belediyeye aittir.

Size birileri hesap öğretmeli… Elektrik-su gibi giderler 3-5 bin liradır. Geri kalan giderler ise 100 bin lirayı aşar ve Vakıf karşılar.

“(…) Çınar Caddesi üzerinde bulunan alan, Adalar Müzesi’nin doğal bir parçası olmayıp Belediyemize ait bir Kültür ve Sanat alanıdır.”

Ben bile biliyorum… Encümen kararlarının tersini söylüyorsunuz… Üstelik 2010 yılı Meclis- Encümen kararları 2014’te yine onaylandı… Protokollerin geçerli olduğu belirtildi. Ayıptır!

“(…) Söz konusu, sosyal belediyecilik anlayışımızın gereğince, Sivil Toplum Örgütleri, sanatçı, genç, kadın yani tüm Adalıların yararlanabileceği çok amaçlı bir alan haline dönüştürülerek, kültür sanat sergi alanı olarak kullanılmaya devam edilecektir.

Bilmem, Pinokyo gibi bunları yazdıktan sonra burunlarınız uzadı mı?.. Yalanın katmerlisi işte burada… Madem amaç aynı amaç, öyleyse niye değiştiriyorsunuz! Yeni ekip, eskisinden intikamı mı almış oluyor böylece?

Dostlar, yanlış anlaşılmaması için bir noktaya açıklık getirmem gerekiyor.

Yeni belediye başkanı Atilla Aytaç’ı tanımam. Ne yakınlığım var, ne husumetim.

Sabık başkan Mustafa Farsakoğlu’nu kişisel olarak kafamdaki yere bir türlü oturtamamışım. Hoşuma giden Ada esprilerinden biri, seçildiğinde Çok şükür, iki kaymakamımız oldu idi..

Coşkun Özden’i (eski, ANAP’tan devşirme AKP üyesi Belediye Başkanı) insan olarak severim… Fakat Belediye Başkan adayı olarak, seçimde değil Coşkun, babamın oğlu bile olsa, oy atmam.

Ez cümle, umarım, CHP’li belediyelere bu kötü örnek, ders olur.

Halit Kakınç

 

Yazarın Diğer Yazıları

16'ncı Altın Kayısı Festivali'nde Türk asıllı yönetmen ve Türkçe filmler de ödül aldı

Ermenistan Başbakanlığın ödülü, bizim ‘GAIFF Sinema’yı Kalkındırma Platformu’, Ermenistan’dan Datev Hagopyan’ın ‘Tagart (Tuzak)’ filmine takdim edildi…

Ve "iyi ki var" dediğimiz 16'ncı Yerevan Altın Kayısı Film Festivali'nin sonuna geldik...

Güzel, eğlenceli, değişik yani yeknesaklıktan kurtaran ama belirli bir düzene ve disipline alışkın özellikle yabancı konuklar için biraz yorucu ve yıpratıcı ama ‘araziye uymaya çalışıyor’ insanlar, ne de olsa kayısı ülkesi… 

‘Azerbaycan Filmi’ derken

İnsanlığın unuttuğu ulvi değerleri, günümüzde inatla yaşatan Malakanlar!

"
"