01 Mayıs 2012

Brecht’i hatırlamak…

Yarın 1 Mayıs İşçi Bayramı. İşçi Marşı,BertoltBrecht’inGorki’nin yapıtı Ana’dan uyarladığı oyunun Türkiye’de sahnelenmesi için Sarper Özsan tarafından yazılmış ve bestelenmiştir

Yarın 1 Mayıs İşçi Bayramı. İşçi Marşı,BertoltBrecht’inGorki’nin yapıtı Ana’dan uyarladığı oyunun Türkiye’de sahnelenmesi için Sarper Özsan tarafından yazılmış ve bestelenmiştir. Bir şiirin kullanım değeri olması gerektiğini savunan B. Brecht, daha okul yıllarında, Horatius’un” Anavatan için ölmek hoş ve onurludur” sözünü eleştiren bir kompozisyon yazarak dikkatleri çekmiş, epik tiyatro kuramını geliştirerek yazdığı avantgarde oyun ve operaları sahnelediği BerlinerEnsemble’ı kurmuş, çift kafiyeli destanlara kadar uzanan zengin bir dile sahip şiirleriyle 20. Yüzyılın en önemli şairi, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni kabul edilmiştir. Üç Kuruşluk Opera, Kafkas Tebeşir Dairesi, Bay Puntila ile Uşağı Matti, Sezuan’ın İyi İnsanı ve birçok oyunu tiyatrolarımızda senelerden beri sahnelenen Brecht’in şiir ve öykülerden derlenen “Ben BertoltBrecht” adlı güldürü, bu sezon Dostlar Tiyatrosu’nun, her zamanki gibi kapalı gişe sahnelenen oyunlarından sadece biri

Genco Erkal, ilk olarak Mehmet Akan’la birlikte 1971-1972’de Brecht’in “Analık Davası” adlı oyununu sahneye koymuştu. 1978-79’da Genco Erkal “Brecht Kabare” yi yönetti, tiyatronun sahnelediği bir diğer Brecht oyunu “Galileo-Galilei”  idi. B. Brecht’in ölümünün otuzuncu yılında Zeliha Berksoy ile sahneye koyduğu “ Ben BertoltBrecht” adlı oyunda, bu kez Genco Erkal’a Tülay Günal eşlik ediyor. Tülay Günal ,bu sene Yapı Kredi Afife Jale Tiyatro ödüllerinde “Yılın En Başarılı Müzikal/ Komedi Kadın Oyuncusu“ ödülünün de adayı.

BertoltBrecht’in şiir ve öyküleri üzerinden insanın kadim sorunsallarına değinen oyun, ardışık skeçlerden oluşan bir düşündürü aslında.  İktisadi eşitsizliğiyani pastadaki payın dağılımındaki dengesizliği günah keçisi parayla sınırlı tutan, zaferlerin kutsanarak bireyin hiçe sayıldığı bir dünyada,  aslında vatan ve devletin insandan üstün sayılmaması gerektiğinive savaşmanın insanın örgensel hasleti değil, aksine barışmanın insanın kadim hasreti olduğunu “ Şvaykİkinci Dünya Savaşında” ve “ArturoUi’nin Önlenebilir Yükselişi”  örneğinden yola çıkarak bir kez daha hatırlatan,sermayedarların yoksul halkları nasıl ezip geçtiğini kadın bedeni üzerinden klasikleşmiş fahişe prototipiyle örnekleyen, militarist güçlerin siyasi ve içtimai yaşama tahakkümüne şöyle bir değinip geçen oyun her gün olan bitenin aslında olağan değil sıradışı sayılması gerektiğini vurguluyor.Oyunun didaktik üslubu, seyirciyi düşündürmeye/ sorgulatmaya sevk etme amacına gölge düşürmüş. Kısacası “Ben BertoltBrecht” hatırlatma panosundan farksız. Yalınlık ile yüzeysellik arasında fark vardır, oyun bu iki nokta arasında sarkaç misali durma gidip geliyor.

İyiliği her din ve / veya ideoloji temellük eder. Savaşın kötülük sayılmamasının nedeni insanın genlerinde bulunduğuna dair kadim yanılgıdır.Kurallara biat etmeye alışkın bireyler bir müddet sonra verili düzeni sorgulamaktan uzaklaşıp herşeyi kanıksamaya başlarlar: Cinayetler, tecavüzler, yolsuzluklar, katliamlar modern toplumun olmazsa olmaz yaralarıdır unutuldukça hatırlanan, hatırlandıkça unutulan. Gündelik yaşam aslında her günün birbirinden farklılaşmasıyla değil, aksine aynılaşmasıyla olağandışı bir hal alır. HenriLefebvre “Modern Dünyada Gündelik Hayat” adlı yapıtında tam da bu sıradanlaşmaya parmak basar.  Ezberletilenin aksine, savaşmak insanın doğasında yoktur. İmha ve inkâr, doğanın çeşitliliğine aykırıdır ve bireyin ölümü aslında düşünememesiyle başlar. BertoltBrecht kıvrak zekası ve mizahi üslubuyla insanı insana esir eden, düşünmeyi sloganlara mahkum eden, iktisadi ilişkilerin yozlaştırdığı toplumsal ilişkilerin çıkmazlığına değinir hep.

Brecht’in yadırgatma etkisi yer yer kullanılmış; oyun süresince seyirciyle göz teması kurulup, zaman zaman iletişime geçilmesiyle. Dekorda üst üste yığılı sandalyelerin skeçlerin hikâyesine göre oyuncuların elinde farklı nesnelere dönüştürülmesi, Genco Erkal’ın sesiyle BertoltBrecht şiirlerinin eşsiz bir nefes bulması, salt sesini değil bedenini de bir enstrümana dönüştüren oyunculuğuyla Tülay Günal , BenBertoltBrecht’in  hem belli bir çizgiyi koruyan hem de çizgiyi aşamayan yapısına yeni damarlar eklemiş, metnin belkemiğini güçlendirmiş.  Ben BertoltBrecht, Brecht’in sanatını tanıyanlar ve adını dahi duymayanlar üzerinde muhtemelen farklı etkiler bırakacaktır. Hem Brecht’le tanışmak hem de aslında geçmişten bugüne ve nereye gidersek gidelim dünyanın hiçbir yerinde insanı insansızlaştıran sebeplerin değişmediğini yeniden hatırlamamız için izlenmesi gereken bir oyun.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Doç. Dr. Hakan Yurdanur: Sokak köpeklerini vahşi, saldırgan oldukları için değil, sermayeye kâr sağlamadıkları için istenmiyorlar

Belediyelere tek laf edilmiyor. Kısırlaştırma ve diğer tedbirleri almadıkları için hiçbir cezai müdahalede bulunulmuyor. Çözümü öldürmede bulan vahşi bir tablo var önümüzde

"Biz engelliler devletin üzerine yükmüşüz gibi gösterilmemeliyiz, öyle algılanmamalıyız"

"Siyasetçiler ve toplum biz engellileri azınlık olarak görüyor. Ama azımsanmaması gereken bir çoğunluğun sesi olmak istiyoruz"

Soykırım demeniz için daha ne olması gerekiyor?

Soykırımın korkunçluğu sadece özneleri değil onların kimliklerini de yok etmesidir, gelecekleri kadar geçmişlerini de ellerinden almasıdır, yaslarını tutacak kimse bırakmamasıdır

"
"