26 Mayıs 2019

Londra-Clerkenwell Tasarım Haftası

Nisan ayında gerçekleştirilen Milano Tasarım Haftası’ndan sonra, geçtiğimiz hafta New York ve Londra’da tasarım gündemdeydi. Londra’nın tarihi Clerkenwell bölgesindeki tasarım haftası bu yıl 10. yaşını kutladı

Ticaret ve sosyal tarihi 10'uncu yüzyıla dayanan Londra’nın bu eski bölgesi, ismini su kaynaklarından ve katiplerden alıyor. Bir zamanlar şehir merkezinden uzak bir sayfiye bölgesi olan bu bölgede önceleri manastırlar ve kaplıcalar yer alırken, çoğu muhafazakar eğitim veren okulların da merkeziydi burası.

1683’te kurulan müzikhol, bugün bölgenin modern dans toplulıkları tarafından benimsenmesinin ilk tohumlarını atmış. 19. yy da Londra’nın suç oranı en yüksek olan bölgesi kabul edilen Clerkenwell’de  şimdi tümü dönüştürülmüş olan üç adet hapishane yer alıyordu.

Ortaçağ’dan itibaren bölgede başta saat yapımcıları ve tamircileri olmak üzere, mücevher dükkanları, terziler, ciltçiler, anahtarcılar ve kilitçiler gibi küçük esnaf ve sanatkarlar toplanmıştı; daha sonraları matbaaların merkezi oldu ve o dönemde çeşitli dergilerin basılıp dağıtımının yapıldığı üs haline  dönüştü. Lenin, Benjamin Franklin, Charles Dickens gibi isimler bölgenin ilk bohem hayatının öncüleri oldular.

Sanayi devrimi sonrasında, bölgenin ticarete dayalı kökeni iyice belirgin bir hal alınca burada çok farklı alanlarda irili ufaklı fabrikalar, imalathaleneler ve depo binaları inşa edildi. Kodak’ın pek çok efsanevi modelini ürettiği fabrikası da buradaydı.

Bölgenin çoğunlukla tuğla cepheli yapıları Gregoryen ve gotik tarzda, kemerli, teras balkonludur ve çoğu 19. yy ve 20. yy’ın başında ciddi bir planlama ve mimari denetim altında inşa edilmiştiir.

Clerkenwell‘in çok eski tarihlere dayanan bu inanılmaz zenginlikteki kültürel ve sosyal dokusunun son sakinleri bira imalathaneleri olmuştu. 2000’lerin başından itibaren çeşitli sanatçıların, yazarların, dansçıların mesken tuttuğu bölgede eski endüstriyel yapılar loft tarzı konutlara dönüştürüldü ve buradaki sanata, tasarıma ve gastronomiye dayalı popülasyon gittikçe arttı.

İlk olarak bundan tam 10 yıl önce alternatif bir tasarım rotası olarak ziyaret ettiğim bölgede, bağımsız bir tasarım etkinliğinin de ilk edisyonu, bölgede yaşayan ve çalışan heyecanlı fakat küçük  bir ekibin kendi girişimleri ile gerçekleştiriliyordu.

Yukarıda bahsettiğim hapishanelerden birinin mahzenlerinde tanıştığım mobilya tasarımcılarını, bölgenin parklarında ve diğer binalarında işlerini sergileyen yeni ve genç yetenekleri heyecan içinde not almıştım; bugün pek çoğu isminden söz ettiren tasarımcılar oldular. Sonraki yıllarda da takip ettiğim etkinlikte  zamanla  önde gelen tasarım ve mobilya markalarını görür olduk; hepsi burada mağazalar açtı. 2016 da kaybettiğimz ünlü mimar Zaha Hadid’in mobilya, ayakkabı, mücevher gibi tasarımlarını sergilediği mağazası da burda yer alıyor.

Clerkenwell, bu etkinliğin etkisi ile 10 yıl sonra sadece Londra’nın değil; tüm dünyanın sayılı tasarım bölgelerinden biri konumunda. 3 gün boyunca  yaklaşık 35.000 kişinin ziyaret ettiği etkinlikte bu yıl 100’ün üzerinde mağaza katılımcı oldu ve 200 den fazla tasarımcı işlerini sergiledi. 7 farklı sergi alanında çeşitli temalar belirlenmişti. Ayrıca  açık alanlarda 7  enstalasyon izleyicilerle buluştu. Her tasarım etkinliğinde olduğu gibi  Clerkenwell Tasarım haftası süresince atölye çalışmaları ve konferanslar da eksik olmadı.

Onuncu yaş gününe özel olarak farklı tasarımcılardan 3 mt lik mumlar tasarlamaları istendi ve bu farklı mum tasarımları bölgede izleyicilere yol gösteren birer iz sürücü gibi konumlandırıldı.

Beau Kerouac tarafından tasarlanan Reflect Us isimli yerleştirme cam geçitlerde gözlerle karşılaşılan ibr deneyimdi ve bu gözler, AR teknolojisi (arttırılmış gerçeklik) ile izleyicileri kentin sokaklarında yaşayan evsizlerin hikayelerine ulaştırıyordu. İnsanların birbirleri ile göz teması kurmaları, birbirlerinin dertleri hakkında empati yapmaları gibi konuları ön plana çıkaran bir çalışma idi bu.

Etkinlik kapsamında yer alan sergiler, Design Fields (uluslararası katılımcılar), Platform (yeni  ve genç yetenekler), Project (kontrat projelere yönelik tasarımlar), British collection (İngiliz tasarım markaları), Elements (mimari malzemeler), Detail (lüks iç mimarlık ürünlerinin sergilendiği  alan) ve  Light (aydınlatma ürünleri / markaları) olarak kurglanmıştı ki bu bana göre oldukça akıllıca ve  tasarımı her alanda kavrayan bir yaklaşımdı.

Etkinliğin “once upon a time” isimli bölümünde, grafik tasarım öğrencileri ile işbirliğinde kentin önemli yapıları üzerine işlenmiş grafik tasarımlarla karşılaşmak mümkündü ve bunlar bölgenin  yukarıda özetlediğim çok eski  ve zengin tarihinden, kimi zaman da burada gerçekleşmiş tuhaf olaylardan ilham alıyordu.

Bu tasarım dolu ve bağımsız olarak düzenlenen haftaya Londra kent yönetimi de kayıtsız kalmadı ve Büyükşehir Ulaşım Arşivi ‘ni ziyaretçilere açtı. Londra’nın tünellerinin ve alt geçitlerinin yüzlerce yıllık tarihi ve Thames nehrinin altındaki lağımlardan demir yollarına pek de bilinmeyen görüntüleri meraklıları ile buluştu.

Burada aynı detayda aktarmasam da New York kenti de benzer bir yoğunluk içerisinde tasarım ile tasarımcılar ile buluştuğu bir haftayı geride bıraktı.

Dünyanın yaratıcı kentlerinde, tasarım sokaklarda ve cıvıl cıvıldı.

Yazarın Diğer Yazıları

Kavuşturan tasarım

Taksim Meydanı yarışması için gerçekleştirilen ve İBB TV’den de canlı olarak yayımlanan buluşma toplantısı kolektif tasarım adına atılabilecek en önemli ve gerçek adımlardan biriydi

İstanbul'dan Saskia Sassen ve Richard Sennett geçti

Sassen’e göre yapılaşmayı nihayetinde öğrendik; çünkü doğaya ve çevremize saygılı olmamız gerektiğini, insan odaklı olmanın kaçınılmaz olduğunu acı deneyimlerle idrak ettik. Artık bunu nasıl uyguladığımız önemli

Doğal afetler için tasarım

Telefonların çalışmadığı, internetin kesildiği, evimizin olmadığı, arabamıza atlayıp bir yere gidemediğimiz bir ortamda ne yapacağımıza dair bir fikrimiz var mı?