Enerji kaybı, moral bozukluğu, yaşam zorluklarıyla başa çıkmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayıp da bu soruya hayır yanıtı vereceklerin sayısı oldukça azdır. Hele bu soruyu bir de sağlık çalışanlarına sorarsanız daha yüksek bir oranda evet yanıtı alırsınız.
Bu bulgularla "tükenmişlik sendromu" olarak anılan bir durum ortaya çıkıyor. Bu kavram, uzun yıllar önce ortaya atılmış olmasına rağmen, son yıllarda daha dikkat çeker oldu. Tükenmişlik sendromu ölçülebilir mi? Evet, ölçülebilir. Bu amaçla Christina Maslach tarafından geliştirilmiş bir ölçek var ve bu onun adıyla anılıyor (1). Maslach Tükenmişlik Ölçeğinde duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı başlıkları altında 22 maddeden oluşan bir sorgulama uygulanıyor. Bu ölçek geliştirilerek kullanılmaya devam ediliyor.
Tükenmişlik sendromu insanları sadece duygusal olarak yıpratmıyor, beraberinde uykusuzluk, öfke nöbetleri eşliğinde hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalığı görülme sıklığı artıyor. Alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerin daha fazla kullanılması da cabası.
Tükenme engellenebilir mi sorusunun yanıtı pek açık değil. Herkesin bir tükenme eşiği var ve bu yaş, cinsiyet, sosyal ve demografik özelliklere göre de değişiyor. Ancak, yapılan tüm çalışmalar genç insanların daha ileri yaşlarda olanlara oranla daha erken tükendiğini gösteriyor. Türkiye'de tıp öğrencisi ve asistan hekimler üzerinde yapılan çalışmalarda yüzde 27-75 arası tükenmişlik oranları elde edilmiş.
Tükenmişlik durumunun önlenmesi için sistematik bir çalışma yapılması gerektiği konusunda herkes hemfikir. Tükenme durumu ile karşı karşıya kalan kişinin elbette ki yapabileceği bazı şeyler vardır ama esas sorun genelde sistem temellidir. Çalışma saatlerinin, çalışma koşullarının düzenlenmediği durumlarda sorunu çözmek imkansızdır. Türkiye'de bunlara gelecekten ümit kesme faktörünü de eklerseniz, başta hekimler olmak üzere, eğitimli genç insanların akın akın yurt dışına neden gittiklerini anlamak zor olmaz.
Sağlıkta tükenmişlik konusuna ilk dikkati çekenlerin başında Dr. Ali Özyurt geliyor. Anestezi uzmanlığı sonrası yazdığı halk sağlığı yüksek lisans tezinin konusu "İstanbul hekimlerinin iş doyumu ve tükenmişlik düzeyleri" ve yıl 2003 (2). Sorun yirmi yıl önce de önemli boyuttayken, şimdi içinden çıkılmaz hale geldi.
Geçtiğimiz yıl içinde kaybettiğimiz Dr. Özyurt için ayrıca bir parantez açmak gerekiyor. Her kurumun sembol isimleri vardır. Ali de İstanbul Tabip Odasının sembol isimlerinden biriydi. Bir sosyal medya fenomeni olmanın yanısıra, yapılan her eylemi canlı ve heyecanlı hale getirmekte ustaydı. Kadıköy'de yapılacak bir hekim mitingine milyonların katılacağına kendisi inanır mıydı bilemem ama bizleri inandırırdı.
Ali Özyurt'un dostları bu yıl içinde onun adına "Tükenmeyen Hekimlik" başlığı ile bir kitap oluşturdu (3). Bu kitapta dostça söyleşiler yanında tükenmişlik sendromunu da değişik boyutlarda irdeleyen yazılar mevcut. Ben kendi hesabıma çok yararlandığımı söylemeliyim.
1) Maslach, C. ve Jackson, S.E. (1981). The measurement of experienced burnout. Journal of Occupational Behavior, 2, 99-113.
2) Özyurt A. İstanbul hekimlerinin iş doyumu ve tükenmişlik düzeyleri. 2003 Halk Sağlığı Yüksek Lisans Tezi.
3) Özyurt A. Tükenmeyen Hekimlik. İstanbul Tabip Odası Yayını, 2022.