Arkadaşlık, herşeyin kıvamında olduğu yerdir.
Puzzle’ın son parçasını koyduğun yerdir arkadaşlık. Çünkü özgürdür, beklentisizdir.
Evine girip sormadan dolabını açtığın, hiç birşey bulamayıp zılgıtı bastığındır arkadaşın.
O, gördüğü her güzellikte kendini kaybeder, hoplar, zıplar,
Saçmasapan huylarını sayarsın dinlemez, susup kitap okumak istesen izin vermez, ne kadar dil döksen özel bir insan olduğuna ikna olmaz, onla bunla kavgası hiç bitmez...
Ama aynı yolu binlerce kez yürüdüğündür işte, en çok şahit olsun istediğindir, ne yaparsın,
Kapı gibi seçtiğindir, yapacak birşey yok, ayrı camlardan aynı yıldızlara baktığındır,
“Karşıdayım ne bileyim, otobana yakın biryerlerde” deyince “Ne? Otobanda mı, kaçıncı kilometre?” diye sorandır,
Çiçeklerin üzerine atlamak, sağa çekip her gördüğü böğürtleni yemek isteyendir,
Ciyak ciyak olandır, pek sulugöz olandır, “Keşke beni dinlese” dediğindir arkadaşın,
Ama gülmeye başlayıp susamadığındır aynı zamanda işte,
Birlikte eğlendiğin, birlikte sıkıldığındır,
Kendini yırtmadığındır arkadaşın, kendini yırtmamaktır arkadaşlık, gerektiğinde birlikte boyun eğmektir,
Gözleri indirip kahveni karıştırdığın yerdir arkadaşlık,
Doğal olmaktır, istediğin kadar alanı istediğin zaman almak, sormaya gerek duymamaktır,
Zevklerini bilmek ve onlara hitap etmektir,
Huzur vermeye çalışandır arkadaşın, illa ki vermeye, ne yaparsın, kulakları her daim açık, gözleri arkası dönük olsa da sende,
Kafasına bir tane patlattığın, yaptığı hataları bir bir saydığın,
Ama yargılayamadığın, her koşulda anladığındır, arkadaş işte,
Bütün mimiklerini sevdiğin, bütün taklitlerine bayıldığın yetenek yumağıdır, görsel sanattır,
Birlikte art arda hatalar yaptığındır arkadaşın, yapacak birşey yok,
Davetine erken gelip geç gidendir her zaman,
Sabaha kadar sokaklarda gezdiğin, karnın ağrıyana kadar, dolu dolu, yerlere kadar eğilerek güldüğün, ve kolkola yürüdüğün, birlikte ellerini havaya fırlattığındır sevdiğin şarkılarda,
Gülerek arabasından atladığındır arkadaşın, eve girene kadar taze havanın kokusunu içine çektiğin, asansörde aynaya bakıp gülümsediğin,
Sonra birgün, o arabadan inemeyip için çekilene kadar ağladığındır.
Kaldığın yerden devam etmektir arkadaşlık, heyecan yapmamaktır,
Hesapsızlıktır, iyilik pişirip öbürüne atmaktır, iyilikle top oynamaktır,
Empatiyi sempatiye dönüştürmemektir arkadaşlık, onunla aynı şeyleri hissetmek ama onunla aynı kuyuya düşmemektir, diri durmaktır. Hayatla bağı olmaktır. Güneşi kaçırdığına üzülüyorsa, yıldızları gösteren olmaktır.
Çekip kaldıramıyorsan yanına yatmaktır arkadaşlık, sırt sırta çarpışmaktır, ister aşk acısına, ister yeni zamlara karşı,
Aynı yöne bakmaktır arkadaşlık, aranda binlerce kilometre de olsa el ele hissetmektir,
Güçlü olmaktır, derdini anlatmak için beklememeye güç bulmaktır,
Herşeyi ince ince sorgularken kedi gibi aniden birlikte dağılan dikkattir arkadaşlık,
Sadece güzel anlar olsun diye bir tarafını yırtmaktır,
Ne olursa olsun birbirini kendini kolladığından daha iyi kollamaktır, (çünkü) kendini hiç kollayamadığını kabul ettiğin yerdir arkadaşlık,
İşler istediğin gibi gitmezse herkese, herşeye bir kulp taktığın yerdir,
Vıdı vıdı konuşmak, biryere varamamaktır, hayatı birlikte, bir türlü anlayamamaktır.
Ayrı ayrı dertleri aynı kapıya çıkartmaya çalışmaktır,
Paylaştığın garip savunma mekanizmalarıdır arkadaşlık,
Aynı aynanın karşısında burnunu boyamaktır,
Bir dediği bir dediğini tutmamaktır, birlikte saçmalamaktır,
Hayata karşı burnu kalkmamış duruştur arkadaşlık, savaşı kaybettiğinde bunu birlikte kabul etmektir, kazandığında birlikte kutlamaktır,
‘Sen olmasaydın, başaramazdım’ diyebilmektir,
İyi niyettir arkadaşlık, orda durmaktır,
Akşam kafayı eğip eve doğru yürüyen o iyi insan halidir,
O iyi insan halindir, canım arkadaşım... İyi ki doğdun.
Dünyanın bütün iyi arkadaşları... Siz olmasaydınız, başaramazdık. Sakın hayatımızdan çıkmayın. Biz facebook’ta yokuz, cepten arayın.