14 Haziran 2020

Bazı insanlar tweetlere sığmaz; bir Mitat Enç portresi

Özveriyle sürdürdüğü çalışmalar sebebiyle emeklilik tarihini bile unutan, dolayısıyla profesör unvanı başvurusunu ihmal eden Doçent Mitat Enç, birkaç tweet paylaşımına sığmayacak kadar büyük bir portredir

Tarihe mal olmuş, ardında eserler bırakmış kimselerin kısa tweetlere sığmayacağı kanaatindeyim. Böyle düşünmeme yol açan Twitter paylaşımıyla bir süre önce karşılaştım. Mitat Enç Hocamız konu ediliyordu. O sınırlı yazışmada Mitat Enç'in yaptıklarına ilişkin sadece iki şey belirtilmekteydi; Ankara Körler Okulu'nun ve Altı Nokta Körler Derneği'nin Kurucusu olduğu. Devamındaki bir diğer tweette toplumun bu gün engelliler için kullandığı sakıncalı bazı kavramları o yıllarda Mitat Enç'in de kullandığı şeklindeydi. Değerli büyüğümüz Mitat Enç'in yaptıklarına dair sadece iki kurumun ifade edilmesi o kadar ama o kadar yetersiz ki. Ve bu yetersizlik içerisinde ayrıca yetersizlik barındırıyor. Ülkemizin ilk körler okulu olan Ankara Körler Okulu'nun ve Kuruluştaki ismiyle Altı Nokta Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği'nin 1950'li yılların Türkiyesi'ndeki tarihsel değeri neydi acaba? Ve engelliler hakkındaki sakıncalı kavramlar(!) orada kast edilen Enç Hocamızın da o kavramları kullandığı mı? Yoksa bunlara karşı mı olduğu belli değil. Bu belirsizlik yanlış anlaşılmalara, toplumun yanlış bilgilenmesine yol açabilir. Dahası, sorunlu kavramlar aşağıda söz ettiğim gibi o dönemin geçerli resmi dili olmasın.

Özveriyle sürdürdüğü çalışmalar sebebiyle emeklilik tarihini bile unutan, dolayısıyla profesör unvanı başvurusunu ihmal eden Doçent Mitat Enç, birkaç tweet paylaşımına sığmayacak kadar büyük bir portredir. Ben tweetleri atan arkadaşa teşekkür ediyorum. Onun vesilesiyle oturdum bu metni yazmaya koyuldum.

Mitat Enç denildiğinde çoğunlukla ilk akla gelen özel eğitim alanında yaptığı çalışmalar, gerçekleştirdiği ilkler olmuştur. Ancak bilinmesi gereken bir diğer özelliği de yaşadığı yılların Gaziantep, Avrupa ve ABD kültürlerine olan tanıklığıdır. Bu tanıklıklarından usta bir edebiyatçı diliyle Bitmeyen Gece, Selamlık Sohbetleri ve Uzun Çarşının Uluları kitaplarında söz etmektedir. Bitmeyen Gece kitabında emekliliğine değin yaşam öyküsünü, körlük sürecini, Viyana ve ABD günlerini anlatır. Bu anlatımlarda tanıştığı yabancılara ve onların kültürel tutumlarınada değinmektedir. Uzun Çarşının Uluları ve Selamlık Sohbetleri'nde çocukluk, gençlik yıllarındaki Gaziantep yaşamından, kültüründen ustalıkla söz etmektedir.

Bir cumhuriyet aydını olarak ilk kör olduğu yıllardan, Viyana günlerinden itibaren kendisini ülkesine karşı sorumlu hissetmiş ve yurt dışında aldığı eğitim ve gözlemleri ile oluşan özel eğitim birikimini Türkiye'ye taşımayı amaçlamıştır. ABD'ye ikinci gidişinde (1956-1958) Illinois Üniversitesi'nde doktorasını almış ve "İnsanlar ağaçlar gibidirler. Köklerinin olduğu yerde yaşarlar" diyerek Türkiye'ye dönmüştür. Mitat Enç tarafından körler için rehabilitasyon merkezleri açabilmek amacıyla İstanbul ve Ankara'da kurulan iki vakıf vardır. Bu vakıflarca iki rehabilitasyon merkezi hizmete girmiş ve ilgili bakanlığa devredilmiştir. 18-35 yaş arası körlere eğitim veren bu iki merkez halen faal durumdadır. Aynı niteliklerde bir üçüncüsü henüz açılmamıştır.

Mitat Enç, ABD'nin dünyaca ünlü üniversitelerinden diploma almış olmasına karşın yaptığı akademik başvurulardan körlüğü sebebiyle sonuç alamaz. Önyargılarla karşılaşır. Daha sonra Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile görüşür. Yücel körlüğüne değil akademik kapasitesine bakarak Mitat Enç'in atanmasını sağlar. Harvard Üniversitesi'ndeki eğitiminin ardından Columbia Üniversitesi'nden 1936'da lisans ve 1939'da yüksek lisans diplomasını alarak yurda dönen Enç'in atama sonrası Gazi Eğitim Enstitüsü'nde okuttuğu ilk dersin adı; Marazi Ruhiyat'tır.

Gazi Eğitim'de çalışmaya başlamasının ardından 1942 yılında İngilizce öğretmeni Sebahat Enç ile evlenir. Biri kız, diğeri erkek iki çocukları olur.

Mitat Enç 1950 yılında ülkemizin ilk körler okulu olan Ankara Körler Okulu'nu kurar ve ilk müdürü olur. Yine aynı dönemde Gültekin Yazgan'ın da yer aldığı çalışmalar ile Türkiye'deki ilk kör örgütü olan Altı Nokta Körler Derneği açılacaktır. İlk körlük yıllarında devam ettiği Viyana Yüksek Pedagoji Enstütüsü'nden başlayarak ABD de sürdürdüğü eğitimleri Mitat Hocamıza özel eğitim alanında geniş bir perspektif kazandırmıştır. Bu perspektifle Türkiye'ye bakan Enç, özel eğitim alanında öğretmenlerin yetiştirilmesini acil bir ihtiyaç olarak görmektedir. Girişimleri sonucunda ilk özel eğitim bölümü Gazi Eğitim Enstitüsü'nde açılır. Bu bölümün açılması hakkında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunun 24.04.1952 tarih, 50 ve 52 sayılı kararlarında "'Arızalı öğrencilerin eşit şartlar içinde okula alınması' ve 'Özel Eğitim ve öğretime muhtaç çocuklara mahsus okulların mütehassıs öğretmenlerini yetiştirecek bölüm açılmasına' karar verilmiştir" denilmektedir. Ve bölüm Mitat Enç başkanlığında açılır. "arızalı çocuklara" hizmet verebilecek mütehassıs "öğretmenler" yetişirler. Bu ilk kuşak mezunlar arasında Doğan Çağlar, Yahya Özsoy, Hasan Karatepe ve Mehmet Okuturlar gibi değerli özel eğitimciler yer almaktadır.

Mitat Enç'i 1958-1960 yılları arasında ODTÜ Eğitim Fakültesi Kurucu Dekanı olarak görmekteyiz. Yine aynı yıllarda Talim Terbiye Kurulu üyeleri arasına katılır. 1965'te ise Ankara Üniversitesi'nde kurulan Eğitim Fakültesi'ne geçerek Özel Öğretim Bölümü'nü kurmuştur. 1977'de emekli oluncaya kadar bu bölümün başkanlığını üstlenecektir.

Yukarda panoramasını vermeye çalıştığım haliyle bile insan; "Mitat Enç neler de yapmış" demekten kendini alamıyor. Dolayısıyla Twitter paylaşımlarına asla sığmayacak bir portre Mitat Enç. Metinde "Viyana körlük günlerine değin olan bölüm unutuldu" diyebilirsiniz. Hayır, unutulmadı. İlgiyle yazıyı okuyacak okurlara araştırmaları için öylece bırakıldı. Öncelikle "Bitmeyen Gece" kitabının okunmasını önereceğim. Orada Hocamızın yaşamına ve tanıklıklarına dair her şey var. Sonrasında dileyenler Mitat Enç imzasını taşıyan aşağıdaki telif ve çeviri eserler listesine göz atabilir.

Hocamızın anısına saygıyla...


Daha fazla bilgi için bakınız;

Mitat Enç eserleri;

  • “Ruh Sağlığı Bilgisi”,
  • “Körlerin Psikoloji ve Eğitimleri”,
  • “Üstün Beyin Gücü-Gelişim, Uyum ve Eğitimleri”,
  • “Görme Özürlüler-Gelişim, Uyum ve Eğitimleri”,
  • “Ruhbilim Terimler Sözlüğü”,
  • “Çocuklarda Yemek Yeme Sorunları”,
  • “Selamlık Sohbetleri (çocukluk ve gençlik anıları)”,
  • “Bitmeyen Gece (otobiyografi)”
  • “Uzun Çarşının Uluları (Gaziantep öyküleri)”,
  • “Özel Eğitime Giriş (ortak yazar)”,
  • “Eğitim Psikolojisi” (ortak yazar)”,
  • “Tenasül Psikolojisi (Çeviri-S. Freud)”,
  • “Allaha Ismarladık Mr. Chips” (çeviri-J. Hilton),
  • “Mikrop Avcıları (çeviri-P.de Kruif)”.

Yazarın Diğer Yazıları

Direnmek ve umut etmek

Mumla aydınlatılan o küçük mekânda bana acıyan vatandaşla şu an karşılaşsak acaba nasıl bir şaşkınlık yaşar ve bana neler söyler bilemiyorum. Fakat benim ona söyleyeceğim ilk sözler; "Umutsuzluk hastalıktır. Kördüm ama güzel günlerimin de olacağını umut ediyordum. Şiirler söyledim, zorluklara direndim, kendimi bırakmadım ve mutluluk sonradan geldi ve bugünlere ulaştım." olurdu düşüncesindeyim

Hakkı Baba'nın anısına saygıyla

Ben vefa duygusunu çok önemserim. Bu manada Hakkı Baba'yı, baba mizacıyla Atina Maraton sürecinde verdiği desteği unutmadım

Ölümcül maraton Kasumigaura

Alabildiğince zorlu, fizik kapasitemi hayli aşan o süreçleri nasıl göğüsleyebildim? Mantıksız inadımın kaynağında ne vardı?