13 Haziran 2024

Küresel İşçi Hakları Endeksi 2024 yükselen faşist dalgaya ayna tutuyor

İşçi haklarına ve sendikal harekete yönelik ortak bir saldırıya tanık olunan şu günlerde "Avrupa Sosyal Modeli" hızla aşınıyor

İşçi haklarındaki hızlı erime

Dün yayımlanan 2024 Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Küresel Haklar Endeksi, faşizmin ve faşist hareketlerin yükselişe geçerek iktidarlara taşınmaya başladığı Avrupa’daki işçi sınıfının temel, demokratik işyeri haklarının dünyanın diğer bölgelerinden daha hızlı bir şekilde çöktüğünü gösteriyor. Öyle ki 2023 yılında;

  • İktidarların yüzde 73'ü grev hakkını ihlal etti,
  • İktidarların yüzde 54'ü toplu pazarlık hakkını ihlal etti,
  • İktidarların yüzde 41'i işçileri sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkından mahrum bıraktı,
  • 16 ülkede sendikaların kayıt altına alınması engellendi,
  • 13 ülkede işçilerin adalete erişimi ya kısıtlandı ya da hiç olmadı,
  • 6 ülkede ifade ve toplanma özgürlüğü kısıtlandı,
  • İşçiler 12 ülkede gözaltına alındılar ve tutuklandılar,
  • İşçiler 4 ülkede şiddet içeren saldırılara maruz kaldılar.

Kısaca, işçi haklarına ve sendikal harekete yönelik ortak bir saldırıya tanık olunan şu günlerde "Avrupa Sosyal Modeli" hızla aşınıyor.

İşçi hakları: Hukukun üstünlüğü ve demokrasinin göstergesi

Bu yıl on birinci kez yayımlanan "Küresel İşçi Hakları Endeksi", işçi haklarının kapsamlı bir hukuksal incelemesi aslında.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve içtihatlarından türetilen 97 göstergeden oluşan bir listeye göre 151 ülkeyi sıralayan endeksin bu anlamda bir benzeri yok. Endeks 2023 yılında 149 ülkeyi, başladığı 2014 yılında ise 139 ülkeyi kapsıyordu.

Endeks ülkeleri, işçi haklarına gösterilen saygının derecesine göre; 1'den (en iyi/yüksek) 5+’ya kadar (en kötü) bir ölçekte derecelendiriyor.  Hak ihlalleri her yıl Nisan ayından Mart ayına kadar kaydediliyor.

Başka bir anlatımla, Küresel İşçi Hakları Endeksi, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık hakkı, grev hakkı, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi sağlıklı bir demokrasiyi simgeleyen işyeri demokrasisinin temel unsurlarını takip ediyor.

1 en iyi, 5 en kötü

Bu endeks işçi hakları bağlamında ülkeleri gruplar halinde 1'den 5'e kadar sıralıyor. Birinci grupta yer alan ülkeler işçi haklarına en fazla saygı duyulan ülkelerken, beşinci grupta yer alan ülkeler, "işçilerin fiilen [mevzuatta belirtilen] bu haklara erişiminin olmadığı ve bu nedenle otokratik rejimlere ve adil olmayan çalışma uygulamalarına maruz kaldıkları" şeklinde tanımlanan "hak garantisi olmayan ülkeler", olarak tanımlanıyor.

Bu grupta yer alan ülkeler arasında; Brezilya, Çin, Kolombiya, Ekvator, Hindistan, Filipinler, Güney Kore ve Türkiye bulunuyor. Bu ülkeler raporun haritalarında kırmızı renkte işaretlenmiş.

Ayrıca 5+ notu alan, "hukukun üstünlüğünün ortadan bütünüyle kalkması nedeniyle hakların garantisi yok" olan ülkeler de söz konusu. Afganistan, Myanmar, Suriye ve Yemen bu kategoride yer alan 10 ülke arasında bulunuyor (koyu kırmızı renkte).

En sık ihlal edilen 9 işçi hakkı

Ankete katılan 151 ülkede geçtiğimiz yıl en sık ihlal edilen 9 işçi hakkı 93 alt madde halinde detaylı bir biçimde endeksin/raporun 63’ncü ve 71’nci sayfaları arasında sıralanıyor. Bunlardan bazıları şöyle:

  • Grev hakkına yönelik tehditler,
  • Toplu pazarlığın erozyona uğraması,
  • Emek korumasından dışlanma,
  • Adalete erişimde kısıtlamalar,
  • Sendika kayıtlarının silinmesi (112 ülkede, sendikaların kaydını engelleyen, kayıtlarını silen veya keyfi olarak fesheden yetkililer tarafından uygulanan uzun ve külfetli prosedürler ve engeller nedeniyle işçiler sendika kurma konusunda önemli yasal engellerle karşılaştılar),
  • İfade ve toplanma özgürlüğüne yönelik saldırılar,
  • İşçilere ve sendikacılara yönelik keyfi tutuklamalar, gözaltılar ve hapis cezaları,
  • İşçilere yönelik şiddet içeren fiziki saldırılar,
  • Öncü işçilerin ve sendikacıların öldürülmesi.

Endeks ayrıca hâlihazırda devam eden ve dünya işçi sınıfının önümüzdeki yıllarda da karşılaşabileceği küresel tehditleri de şöyle sıralıyor:

  • İşçilerin seslerinin susturulması,
  • Sendika binalarına polis baskınları yapılması,
  • Savaşlar ve çatışmaların işçi haklarını ortadan kaldırması (zira Ukrayna’da ve Filistin’de yaşanan savaşların gösterdiği gibi işçilerin geçim kaynakları ve özgürlükleri kısıtlanıyor).

Türkiye’de işçi hakları uygulanmıyor!

Türkiye Küresel İşçi Hakları Endeksi açısından en kötü durumda olan ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Rapora göre, Türkiye’de özgürlükler bastırılıyor, işçiler sendikalardan ayrılmaya zorlanıyor, sendikacılara ve öncü işçilere yönelik temelsiz kovuşturmalar yürütülüyor ve işçiler ve sendikacılar şiddete uğruyor. Grev hakkını sınırlayan, ücret müzakerelerini baltalayan ve sosyal korumayı kesen uygulamalara başvuruluyor.

Yıllardır Türkiye’deki işçilerinin özgürlükleri ve hakları acımasızca saldırıya uğruyor. Sivil özgürlükler baskı altına alınmış, sendikalar ve üyeleri sistematik olarak, özellikle de uydurma suçlamalarla, kovuşturmaya uğrayarak hedef alınmış durumda.

Patronlar, sendikalaşma girişiminde bulunan işçileri metodik bir şekilde işten çıkararak sendika kırıcılığı yapmaya devam ediyorlar. Diğer yandan, işçiler korku ortamında ve sürekli misilleme tehdidi altında birleşmek ve sendika kurmak için mücadele ediyorlar.

Mustafa Durmuş kimdir?

Akademisyen, yazar, ekonomi politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, 1956 yılı Kelkit'te doğdu. 1977 yılından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

'Güney Kore'de İhracata Dönük Kalkınma Modeli' üzerine doktora tezi yazdı (1989).

TÜRK-İŞ'e bağlı YOL-İŞ Federasyonu'nda eğitim uzmanı, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde asistan, Birleşik Krallık York Üniversitesi'nde misafir araştırmacı, Gazi Üniversitesi İİBF'de öğretim üyeliği ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı.

Halen Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Maliye bölümü öğretim üyesi ve T24 yazarı. Makalelerini yayımladığı 'Alternatif Akademi' adlı bir bloğu ve Kapitalizmin Krizi (2009), Kriz Darbe Savaş Kıskacında Türkiye Ekonomisi (2018), Büyük Değişim-Popülist Otoriterlik (2019) adlı kitapları var.

Yaşamın Temel Ekonomisi (2021), Dünya Ekonomisini Anlamak I (2021) ve Siyasi Ekoloji (2022) editörlü kitapların da yazarları arasında.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Gıda patronları için Türkiye’de her gün “Şahane Cuma!”

“Kara Cuma” dünyada şirketlerin satışlarını patlatarak kậrlarını artırdıkları bir kapitalist oyunun adı. Aynı zamanda halk açısından bir aldatmaca zira halk daha öncesinde şişirilmiş fiyatlardan büyük çapta yapılan indirimlere kanarak daha fazla tüketmeye yönlendiriliyor

Sermaye, işçilere açlık sınırının altında bir asgari ücreti layık görüyor!

MÜSİAD’ın asgari ücret önerisi iktidar bloğunun enflasyonla mücadele politikası ve beraberinde gelen mülksüzleştirme, kitlesel yoksullaştırma ve gelirin alt gelir gruplarından alınıp üst gelir gruplarına transferi projesi ile son derece uyumludur. Siyasal iktidarı arkasına almış olan sermaye sınıfı işçi sınıfına karşı belki de ülke tarihinde görülmemiş bir sınıf savaşını yürütüyor

Sahi bu iktisatçıların derdi ne?

Emekçilerin, halkın yanında yer alan iktisatçıların, akademisyenlerin enflasyon ve asgari ücrete yapılacak zam konusunu “beklenen-hedeflenen enflasyon, hangisi olmalı?” tartışmasına sıkıştırmadan analiz etmeleri ve daha da önemlisi yaşanabilir, çağdaş ve adil bir ücret düzeyi savunusu yapmaları gerekiyor

"
"