Sabahın erken saatleri… Şehrin dört bir yanı rengarenk bir güne uyanıyor. Kadınlar, erkekler, gençler, çocuklar. Akın akın Newroz alanına gidiyorlar. Erken bir saatte Sülüklü Han’da, HDP’nin Diyarbakır büyükşehir belediye başkan adayı Selçuk Mızraklı ile konuşuyoruz, şöyle diyor: Dışarıdan baktığınızda sanki burada tepkisiz bir kitle varmış gibi ya… Seçim çalışması sırasında karşılaştığım yaşlı bir amca “Oğul, biz ölü balık taklidi yapıyoruz. Seçimlerde tepkimizi sandıkta göstereceğiz” dedi bana. Barışı ve baskının sona ermesini isteyen bu kitle yanıtını net bir şekilde verecek.
Alana giden otobüslerden birine biniyorum. Tam karşımda Lisa Çalan oturuyor. 7 Haziran seçimleri öncesinde, 5 Haziran günü Diyarbakır mitingine yapılan saldırı sonucu iki bacağını kaybeden genç kadın… Etrafında arkadaşları, dostları, yüzünde mutlu bir ifade, Newroz alanına gidiyor. Otobüslerden inip üç ayrı üst aramasından geçerek coşkulu kalabalığın arasından gazeteciler için ayrılan alana varıyorum. Gazetecilerin durduğu konuşmaların yapıldığı yer ile protokolün oturduğu alan arasında boş bir meydan var. Halay çekiyor pek çok insan. Bir ara Lisa Çalan’ı da orada görüyorum. Bu genç kadının gösterdiği direnç karşısında hem duygulanıyorum hem saygı duyuyorum.
“Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” bu yılki Newroz’un ana teması. Doğal olarak 10 gün kalan seçimler katılımcıların da konuşmacıların da ana gündem maddesi. Akın Birdal “Barış ve özgürlük mücadelesinin kazanacağına olan umudun yansıması” olarak tarif ediyor meydandaki kalabalığı. HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, “Tayyip Erdoğan bu meydanı gör, barış isteğini gör” diyor konuşmasında. Barış ve demokrasiden vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması için açlık grevinde olan HDP’li vekiller, konuşma yapmak için protokol bölümüne girmek istediklerinde emniyet güçleri ‘listede isimleri olmadığı’ gerekçesiyle içeri almak istemeyince kısa süreli bir gerginlik yaşanıyor. Ardından bu vekiller “Leyla Güven onurumuzdur” diye sahneye çıkıyor. 134 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’in mesajı okunuyor. “Newroz baharın başlangıcı, özgürlüğün dirilişidir. 2019 direnişin yılı olacak. Bu Newroz’un adı Zülküf Gezen’dir” diyor mektubunda.
Kalabalıkların arasına karıştığınızda, konuştuklarınızda hüznü, umudu ve kızgınlığı bir arada görüyorsunuz. Açlık grevleri, taleplere duyarsızlık ve iktidarın şiddet dili hem hüzünlendiriyor hem öfkelendiriyor insanları. Ama umutlular. Barışın yeniden konuşulacağına dair umutları var. Barış süreci sırasında daha önce aynı alanda katıldığım Newrozlardan da kendi gözlemlerinden de hatırlıyorum. Alanda geleceğe dair büyük bir ümit vardı. Şimdi bu ümit azalmış da olsa buradaki insanlar bu umudu yeniden yeşertmek için kararlı bir duruşa sahipler. Pervin Buldan konuşmasında “Amed Meydanı milyonların şahitliğinde büyük barış projesine mutlaka bir gün tanıklık edecek” dediğinde büyük bir alkış alıyor. Alandan ayrılıp şehir merkezine dönüyorum. Güneş içimi ısıtıyor. Barışa inanıyorum, bütün kalbimle diliyorum. Memlekette omuz omuza koca bir barış halayı hayal ediyorum.