07 Haziran 2023

Merkez Bankası için "yerli-milli" olmalı, "Derviş gibi derler mi" tartışması, Hafize Gaye Erkan'ın köşe yazıları

Türkiye tıkanmış sistemi tartışmak yerine isim tartışıyor

Türkiye’nin önde gelen bankalarından birinin yöneticisi sabah erken bir saatte mesaj attı: Seçimlerin üzerinden 10 gün geçti, kabine de toplandı. Hâlâ Merkez Bankası’na atama yapılmadı. Temmuzda bankaların kısa dönemli döndürmesi gereken paranın farkıdalardır değil mi?

Yurt içi ve dışında şu an en çok konuşulan yeni Merkez Bankası Başkanı’nın kim olacağı. En yakın isim parlak bir özgeçmişe Hafize Gaye Erkan. Mehmet Şimşek’in zor da olsa ikna edilerek ekonominin başına geçmesi ‘piyasaları’ bir ölçüde rahatlatmıştı. Seçim öncesi 780’e kadar çıkan CDS’ler 494 seviyelerine kadar gerilemişti. (Hâlâ çok yüksek olduğunun da altı çizilmeli.) Şimşek’in görevi devir alırken yaptığı konuşmada ‘rasyoniliteye dönüş’ mesajı, AKP içinde pek olumlu yankılanmasa da yanlış ekonomi politikalarında ısrardan vazgeçiş olarak algılanmıştı. Buraya da bir not. 21 yıllık iktidarın, özellikle son iki yılında uyguladığı rasyonel olmayan politikaların yarattığı yıkımı sorgulamadan ileri bakılabilir mi?

Merkez Bankası ekonominin en kritik noktalarından biri. Bağımsız yapısı özellikle son yıllarda adeta parçalandı. İktidarın dediğini yapan, başta politika faizi ve yaptığı açıklamaları ciddiye alınmayan bir kurum haline geldi.

Türkiye’de dışişlerinde olduğu gibi Merkez Bankası’nda da bir gelenek vardı. Dışişlerinde olduğu gibi burada da gelenek yok edildi. Bu; içeriden yetişen isimlerin göreve geldiği, beş yıl boyunca görevde kaldığı, iktidarla mesafesini ‘devlet görevi’ tarifeyle mesafelendirdiği yapı.

14 Mart 2001-14 Mart 2006 tarihlerinde görev yapan Süreyya Serdengeçti, 18 Nisan 2006-13 Nisan 2011 yılları arasında görev yapan Durmuş Yılmaz, 14 Nisan 2011-19 Nisan 2016 yılları arasında görev yapan Erdem Başçı bankanın ‘politikacıların etkisine direnerek, ekonominin gereğini yapmaya çalışan’ son isimler olarak anabiliriz. İki gün önce dönemin başbakanlığı görevinde bulunan Ahmet Davutoğlu’nun dönemin Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın nasıl ağır bir şartta mücadele ettiğine dair anlattıkları önemliydi.

Başçı sonrası başkan olan tüm isimleri ‘her istenileni yaptılar’ diye bir noktaya getirerek haksızlık etmek istemem. Ama Naci Ağbal örneği çok şey anlatıyor. Devlet ciddiyetiyle geldiği görevde sadece 4 ay kalabildi. 7 Kasım 2020’de Berat Albayrak sonrası oluşan, Lütfü Elvan’ın da sisteme girdiği ‘ara dönemde’ 4 ay görevde kalabildi.
Yerine gelen Şahap Kavcıoğlu başta faizlerdeki ekonomik gerçekle bağdaşmayan orantısız indirim, kuru tutmak için kamu bankalarını da içine alan kimi arka kapı yöntemlerini de kullanarak rezervleri tarihin en dip noktasına taşınmasındaki (eksi 68 milyar dolar) rolüyle ayrı bir tartışma konusu.

Şimşek’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ‘ekonomi yönetimini devir alma’ konuşmaları sırasında sadece kendisinin değil başta Merkez Bankası Başkanı, BDDK’dan TMSF’ye hatta kamu bankalarına bir ekip önerdiği de biliniyor. Ekibin en önemli ismi de doğal olarak Merkez Bankası Başkanı. Ve konuşulan isim Hafize Gaye Erkan.

Dünya piyasalarını iyi takip eden bir iktisatçıdan kendisiyle ilgili şu bilgileri dinledim:

İyi bir eğitimi var, girmenin-çalışmanın zor olduğu Goldman Sachs’ta da iyi anılan sekiz yıllık bir kariyeri. ‘First Republic Bank’ın batışında payı var’ fazla ileri bir iddia. Bankanın kurucusu Jim Herbert’in önemsediği üst düzey görev verdiği bir yöneticiydi. Ancak Herbert’in hastalığı sonrası bankayla ilgilenememesi, içeride yönetimdeki huzursuzluk-görüş ayrılığı Erkan’ı buradan ayrılmaya götürdü. Fatura ona ne kadar kesilebilir emin değilim.

Kaynağımın bana anlattıkları bunlar. Peki Hafize Gaye Erkan kendini nasıl anlatıyor söyleyeyim. Kaynağım Dünya Gazetesi’ndeki köşe yazıları. İlk yazıyı 8 Mart 2023’de son yazıyı 31 Mayıs 2023’te yazmış. Köşesinin adı ‘ Finansın merkezi New York’. Başkan olursa ve arada yazı yazmaya devam ederse pek muhtemel bu köşenin adını değiştirecektir.

İlk yazısında ailesini anlatmış ve Türkiye ile ilgili hislerini:

- Çalışan ve emeğinin peşinde olan bir annenin; bir matematik öğretmeninin kızı olduğum için de tüm kadınların bu özel gününü kutlamak isterim.

- Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Modern Türkiye’nin inşa sürecinde kadına verilen hakların birçok batılı ülkelere ilham kaynağı olduğunu biliyoruz.

- 40 yaşının altında Türk ve Müslüman biri olarak 270 milyar dolarlık bir bankanın başkanı ve CEO’lk görevini yürüttüğümde dahi bu ön yargı karşıma çıktı. Zira kadınların çok fazla güçlü bir şekilde temsil edilmediği bir sektörde çalışıyordum.

Ardından bir liderde (özellikle bankacılık sektöründe) olması gereken özellikleri sıralıyor:

Bu dijital çağda liderler, matematik, teknoloji ve olasılık hesabını biliyor olmalı. Ne yazık ki bankacılık dünyasının mevcut sorunu bu.

Hafize Gaye Erkan doğal olarak, ABD’de yaşadığı için tüm dikkatini FED’e vermiş. Orada alınan kararların dünya ekonomisini de etkilediği için bu bilgi önemli diye de düşünen olabilir. Ama Merkez Bankacılığına bakışı olarak da okuyabiliriz:

- Fed’in amacı enflasyonla savaşmak. Ekonomik resesyonu önlemek değil. Öyle düşünürsek, şu an duraksasa bile ileriki dönemlerde faiz artırımına devam edecektir.

Eğer toplamda bir 75 baz puan daha artırırsa resesyona girme ihtimalimiz de yüksek ABD’de. Peki ne yapmalı? Şirket olarak bilançoyu optimize etmelisiniz, özellikler borçlanma tablosunu. Önümüzdeki iki sene yeniden finanse edilmesi gerekiyorsa ya da borçları sonlanıyorsa bunu şimdiden finanse etmek gerekiyor. Evet ama faizler şu an yüksek diyorsanız ….

- Fed’in şu an dursa da faiz artırımına devam edeceği, geçen seneye nazaran 4.25 baz puan faizin arttığı bir dönemde (ki yıllardır düşük faizle devam ediyorduk) ve de paranın çekilmesinin söz konusu olduğu bir dönemde, 2023 ve 2024’te fırtınalı havalara hazırlıklı olmakta yarar görünüyor. Şirketlerin yapması gereken bilançoları güçlendirmesi. Özellikle pasif tarafında, borçlanma tarafında, finansman kaynaklarını tekrardan gözden geçirmeleri gerekiyor. Evet, şu an faizler yüksek.

- Amerika Merkez Bankası (Fed) faizleri artırıyor; ekonomi yavaşlıyor ve piyasalar düşüyor. Kolay para yine başka sektörlerde balonlar yaratırken, işler daha da kötüye gidiyor. Belki de Japonya Merkez Bankası (BoJ) daha iyisini biliyor, keza yıllardır sadece düşük faizli dönemde kaldılar.
Özetlemek gerekirse, Fed faizleri artırıyor. Ekonomi yavaşlıyor. Piyasalar düşüyor, balonlar patlıyor ama tamamen değil. Fed pivotları kolay para yine başka sektörlerde balon yaratıyor. Daha da kötüye gidiyor… Belki Japonya daha iyisini biliyordur, yıllardır sadece düşük faizli dönemde kaldılar…

Muhtemel Merkez Bankası başkanının yazılarının tümünü merak edenler Dünya Gazetesi arşivinden bulabilir.

Şu kulis bilgisini de paylaşayım. İktidar kanadında ‘yerli-milli’ çizgisini savunanlar bu atamanın yanlış olduğunu söylüyor. Uzun yıllar eleştirdikleri ‘ABD’den getirilen Kemal Derviş ’ benzeri bir tartışmanın başlayabileceğini savunuyorlar.

Bu arada halen banka içinde başkan yardımcılığı görevi yapan iki ismin Taha Çakmak’ın ve Emrah Şener’in de potansiyel başkan adayı olarak konuşulduklarını söyleyeyim. BDDK başkanlığı için adı geçen Çakmak’ın hemen her sabah bankaların üst düzeyi ile yaptığı piyasalara dair konuşmaların ‘etkisini bilmeyen’ var mı?

Merkez Bankası başına kim gelirse gelsin bu ülkenin en önemli kurumlarından biri. Politik olarak müdahale edilmemesi, ekonominin gereklerinin yerine getirilmesi gereken bir alan. Elbette oraya gelecek isim önemlidir ancak bu kişinin bağımsız çalışması daha da önemlidir.

Bu sabah kur 22.5’i geçti. Temmuz’da bankaların döndürmesi gereken para var. Emekçiler ağır krizin altında ezildi-eziliyor. Türkiye tıkanmış sistemi tartışmak yerine isim tartışıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Özel 1 Mayıs’ı iyi yönetemedi; zayıf tükürük sakal ıslatır…

Müzakere konusunda iktidara alan açan Özgür Özel, mücadele konusunda umut vermedi. Tüm emekçilere “Saraçhane’de buluşma, oradan Taksim’e yürüme çağrısı yapan” Özel, polis barikatının orada durup iktidara haklı ama bilinen eleştirileri sıralayıp alandan ayrıldı

CHP halkla Taksim’e yürüyerek büyür, Saray yollarında değil…

Emeğin bu denli değersizleştirildiği bir ortamda ‘Emek Bayramı’nda halkla beraber yürümek ana kolonu sosyal demokrasi olan partiyi güçlendirir

Amedspor; direnciyle, mücadelesiyle, başarısıyla bir futbol takımından fazlası…

Uzun süre seçtikleri isimlerle değil kayyumlarla yönetilen, hapiste pek çok siyasetçisi olan, tabelasından diline zaman zaman hala polemik konusu yapılan Kürtler… Ve ağırlıkla onların desteklediği Amedspor’un başarısı. İçinde herkese fazlasıyla mesaj barındırıyor...