27 Mart 2022

Kürt seçmen Erdoğan'dan tam uzaklaşmadı, 'çözüm süreci' ve 'ana dil' en önemli başlıklar

Merakla incelediğim, tanıtım toplantısına katıldığım son araştırmanın başlığı: Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırması 2021

Türkiye'de konu siyasetse 'ezber'den konuşmak adettir. Araştırmaların 'biz'e yetecek kadar kısmına bakar, yorumları 'kendimizi' tatmin edecek şekilde yaparız. Hakikat ile tahminler, beklentiler ile gerçekler arasındaki yolculuk boyunca ne kadar farklı ses duyar ne kadar çok alanda yapılmış araştırma okursak o kadar çok boyutlu bakışa kavuşuruz.

Merakla incelediğim, tanıtım toplantısına katıldığım son araştırmanın başlığı: Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırması 2021. Kürt Çalışmaları Merkezi tarafından, Rawest Araştırmaya yaptırılan, Heinrich Böll Siftung'un işbirliği ile ortaya çıkan raporda Kürtler, hayat tarzları, seçimler üzerine altını çizdiğim pek çok önemli nokta vardı. Hemen başlayayım. Araştırma 11 ilde (İstanbul, Adana, Diyarbakır, Mardin, Van, Ağrı, Bingöl, Hakkari, Urfa, Malatya, Adıyaman) gerçekleştirilmiş.

Kürtler; Müslüman, özgürlükçü ve demokrat

Katılımcılarda 'Müslüman, özgürlükçü, dindar, demokrat' kimlikler öne çıkıyor. 

Katılımcıların üçte ikisinden fazlasının algısında dindarlık olumlu anlamlar ihtiva ediyor. HDP seçmeninde dindarlık sanıldığının aksine düşük değil. İbadetler konusunda siyasi görüşler belirgin bir ayrım göstermiyor. HDP seçmeninin beşte dördünden fazlası düzenli ya da seyrek namaz kılıyor.

Katılımcıların çoğu kendini Müslüman/Sünni/Şafi olarak tanımlıyor. Ebeveynleri dindar olsa da bazı katılımcılar ebeveynleri kadar dindar olmadığını söylüyor. Başörtülü kadın oranı ortalama yüzde 56.

Kürtlerde merkez ve sağda konumlanma daha ağırlıklı

Araştırmanın ulaştığı sonuçlar Kürtlerin çoğunun kendini siyasal spektrumun solunda konumlandırdığı yönündeki kabulü yanlışlıyor. Çoğu Kürt kendini solda değil yüzde 47.2 ile merkezde konumlandırıyor. Merkez dışındaki çoğunluk yüzde 31.2 ile solda konumlansa da azımsanmayacak bir kesim yüzde 21.4 kendini sağda tarif ediyor.

Dindar katılımcılar için dini görüş politik tercihlerde de tayin edici faktör oluyor. Bunun bir sonucu olarak sağ görüşten dindar muhafazakârlarda solun dine mesafeli olduğuna dair güçlü kabul göze çarpıyor. Türk sağının belirgin tutumlarından olan bölünmeye ve dış tehditlere dair politik milli korkuların sağ/muhafazakar Kürt katılımcılarda da olduğu görülüyor. 

Kürt milliyetçiliği yükseliyor

Katılımcıların çoğunda bir olgu olarak milliyetçilik olumsuz çağrışımlarla yüklü. Ancak Kürt milliyetçiliği gibi daha somut bir kavrama geçildiğinde bu olumsuz tutumda bir gevşeme gözüküyor. Katılımcılar bu durumda Kürt milliyetçiliğine başka kimlikleri dışlamayan ve hak talep eden bir anlam yüklüyor. Bu bağlamda katılımcıların yaklaşık dörtte biri kendisini yüksek düzeyde Kürt milliyetçisi olarak görüyor. HDP seçmeninin üçte ikisi Kürt milliyetçiliğini orta ve yüksek düzeyde sahiplenirken, AKP seçmeninin yarıya yakını da bu kimliği benimsiyor. Kürt milliyetçiliği yüzde 10 bandına yerleşmiş görünüyor. 

Kürtler için iki kritik konu: Ana dil ve çözüm süreci

Katılımcıların çoğunluğu oy verdiği parti farkı gözetmeksizin Kürtlerle Türklerin devlet nezdinde eşit olmadığını düşünüyor (yüzde 54). Kürt sorununa dair katılımcıların en sık vurguladığı problem ve en çok yoğunlaştığı alan ana dil. Katılımcılar ana dilde kamu hizmeti ve eğitim gibi taleplerde büyük ölçüde ortaklaşıyor. Eğitim iki dilli olmalı hem Türkçe hem de ana dilde eğitim verilmeli diyenler yüzde 49. Eğitim dili Türkçe olmalı ana dil okulda ayrıca öğretilmeli yüzde 26.

Katılımcılar çözüm sürecini eşitsizliklerin azaldığı ve hem Kürtlerin hem de Türkiye toplumunun rahat nefes aldığı bir dönem olarak hatırlıyor. Ana dil ve çözüm sürecine destek seçmenin parti farkı gözetmeden bütün katılımcıların ortak talebi gibi duruyor. 

Kürtler arasında Erdoğan'ın hâlâ bir ağırlığı var 

2018'den bu yana Kürt seçmen arasında AKP'den düzenli bir kopuş var. 2018'de yüzde 36.4'ten yüzde 31.6'ya gerileme var. Gelecek ve DEVA sırasıyla yüzde 1.4 ve yüzde 2.5 gözüküyor. HDP 41.6'dan 38.6'ya gerilemiş durumda. İYİ Parti oyunu 4'ten 4.6'ya yükseltmiş. Ancak oransal olarak en büyük çıkışı CHP yapmış. 9.2'den 13.5'e yükselmiş. 2018'de oy kullanmamış ve ilk kez oy kullanacak seçmende AKP CHP'nin arkasına düşüyor. Ancak en önemli konulardan biri oy kullanmamış 10 seçmenden 4'ü protesto eğiliminde.

Katılımcıların kendilerine en yakın bulduğu siyasetçi Selahattin Demirtaş. Onu Ekrem İmamoğlu izliyor. En uzak görülen siyasetçiler Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli.

Gelelim Erdoğan'a… AKP'nin 2018'den beri düzenli düşüşü var ama Erdoğan'ın oyu o denli hızlı gerilemiyor. Erdoğan'a 2018'de oy vermiş AKP'li seçmenin yüzde 17'si ondan uzaklaşmış durumda. Bu seçmenin yarısı yüzde 9'u boykot eğiliminde.

Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adayı olması halinde en yüksek oyu yüzde 41.8 ile o alıyor. İkinci yüzde 29.1 ile Erdoğan, İmamoğlu yüzde 10.5, protesto oy yüzde 18.6.

Demirtaş aday olmadığı takdirde bile Erdoğan yüzde 30 civarında oy alıyor. 

İmamoğlu ve Mansur Yavaş grafikte görüldüğü gibi Erdoğan'ı protesto oylar adaya göre çoğalmakla birlikte geçiyor. Kılıçdaroğlu kıl payı geçiliyor.

Gelelim benim çıkardıklarıma. Malum bugün 6'lı lider ikinci kez bir araya geliyor. Kritik önemdeki Kürt seçmenin tercihlerine dikkat etmeliler. Gözüken yeni bir çözüm süreci ve ana dil konusunda çalışma, vaat, netlik olmazsa Kürt seçmen en iyi ihtimalle protesto oylarına yönelebilir. Erdoğan beklendiği üzere yeni bir çözüm için adım atarsa tablo değişebilir. Bu adımın geçen seferki gibi Öcalan'dan getirilecek bir mektup değil daha köklü bir plan olması gerekebilir. Ancak hem ülkede hem bölgede yaşanan bu kadar ağır soruna rağmen Erdoğan'ın yüzde 30 destek bulması üzerinde düşünülmeye değecek bir konu. Tabii CHP'nin oylarını artırması da…

Bitirirken… Raporun sunumunu yapan Reha Ruhavioğlu, sorulara katkı sunan Roj Girasun ve Emine Uçak'a farklı açılardan düşünmeme katkı sundukları için teşekkür ederim. 

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin ‘eski Osmanlı havzasındaki’ hamleleri, Erdoğan iktidarının cami sembolizmi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz hedefi’ni en yakınındaki isimlerden MİT Başkanı İbrahim Kalın yerine getirdi. Üstelik Esad rejimini deviren HTŞ’nin lideri Colani’nin kullandığı araçta da yan koltukta fotoğraf verecekti. Camide namaz görüntüsü bu kez sınır dışında dünyanın yakından izlediği bir noktada gerçekleşmiş, ibadetten çok siyasi bir mesaj içermişti

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

"
"