02 Mart 2021

İnsan Hakları "Eğlen" Planı açıklanırken... O sırada milyonlar…

Milyonlar; acı bir tebessümle ama demokrasi mücadelesinden vazgeçmeden söylenenlere bakacaklar…

Bir kitap okuyorum. Adı "Din ve Değişim, şekilci dindarlıktan ahlaki dindarlığa". Yazarı Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı. Sekiz yıl İstanbul Müftülüğü de yapmış bir isim kendisi. Doğan Kitap'tan çıkan bu çalışmada günümüz Türkiye'sine atıfta bulunan çok sayıda tespit var. Ama önce kitapta rastladığım ve çok etkilendiğim bir araştırma. "Müslümanlar ne kadar Müslüman?"

ABD'nin George Washington Üniversitesi'nden iki profesör (Scheherazade S. Rehman - Hossein Askari) tarafından "Ülkelerin İslamilik Endeksi" adıyla 2013 yılında bir araştırma yapılmış, sonuçları Global Economy Journal'da "İslam Ülkeleri ne kadar İslami?" (How İslamic are İslamic Countries?) başlığıyla yayınlanmış. Kitaptan aktarıyorum:

Profesörler ilk önce Kur-an-ı Kerim ve Peygamber sünnetinin devletten beklentilerini incelemişler, bu çerçevede sosyal ve ekonomik adalet, ribanın kaldırılması, emeğe saygı, sosyal refah, yolsuzlukla mücadele, hukukun üstünlüğü, genel insan hakları, azınlıkların hakları, çevrenin korunması gibi toplumsal ve insani konularda İslam'ın önceliklerini belirlemişler. Daha sonra bu ölçülere göre hangi ülkenin ne kadar "İslami" olduğunu gösteren bir sıralama yapmışlar. Buna göre İslami ilkeleri en iyi uygulayan ilk üç ülke Yeni Zelanda, Lüksemburg ve İrlanda çıkmış. Listede çoğunluğu Müslüman olan Malezya 33, Kuveyt 48. sırada yer almış. 2015'teki endekste ilk 10 şöyle sıralanmış: Hollanda, İsveç, İsviçre, Yeni Zelanda, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Lüksemburg, Avustralya,Kanada. 2018'de Yeni Zelanda, İsveç, Hollanda, İsviçre ve İrlanda. Bu listede en üstte yer alan İslam ülkesi 45. sırada…

Siz bu satırları okurken 19 yıldır tek başına iktidar olan Tayyip Erdoğan "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nin hedeflerinden birini "İnsan Hakları Eylem Planı"nı açıklayacak. Hem içeriye hem dışarıya parmak sallayarak "aslında ne kadar demokrasiden ve hukuktan yana olduklarını", attıkları adımlarla ülkeyi nasıl taçlandırdıklarını anlatacak. Muhtemelen en az birkaç yerde "din"e referans verecek.

Erdoğan konuşurken...

O sırada cezaevlerinde;

- Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları yok sayılarak, özgürlüklerinden mahrum binlerce siyasi tutuklu,

O sırada evlerinde;

Üniversitelerine politik tercihi nedeniyle atanmış rektörü protesto ettikleri için bileklerinde kelepçeli öğrenciler,

O sırada sokaklarda,

KHK'larla görevlerinden uzaklaştırılmış on binler,

O sırada Mecliste,

Kürt sorununu barış yoluyla çözmek için AKP ile işbirliği yapmış, baskılara rağmen Mecliste kalarak demokratik siyaset yapma, bir arada yaşama arzusunu dile getirmiş, fezlekeleri Mecliste HDP'liler,

O sırada elde kalan birkaç mecrada;

Doğruyu, hakkı, yazmaya söylemeye çalışan; ülkede adı terörle anılan tüm örgütlerle bağlantı iftirası ile hapis cezalarına çarptırılan, içeride ya da dışarıda gazeteciler,

 O sırada akademide;

İktidara rağmen sesini kesmediği için kadro bulamayan, kadro bulsa bile önü tıkanan, ders verdirilmeyen, bir kısmı rektörlüğe arkasını dönerek bir kısmı özgür üniversite çabası için geleceklerinden vazgeçen öğretim üyeleri,

O sırada her yerde;

Baskıya, şiddete, eril dile karşı, kalabalıklarını yollara akıtan, şehre, caddeye, sokaklara, meydanlara sahip çıkan kadınlar,

O sırada;

Cumartesi Anneleri, Çorlu Tren Katliamı Aileleri, parti aidiyeti olmadığı için hak ettiği halde işsiz olanlar, LGBTİ+ bireyler…

Kısaca milyonlar; acı bir tebessümle ama demokrasi mücadelesinden vazgeçmeden söylenenlere bakacaklar…

Açıklanan yeni plana "eylem planı" demek büyük haksızlık olur. Buna olsa olsa "eğlen" planı denebilir. İktidarın yarattığı demokrasiden hukuktan her geçen gün daha da uzaklaştırdığı ülkede insanlarla "eğlendiği" bir program…

Yazarın Diğer Yazıları

İmgelerle bir miting: İmamoğlu’nun bileği, DEM Eş Başkanı’nın CHP otobüsünden seslenişi, Özel’in iktidarla yeni mesafesi

CHP belediye başkanının tutuklanması, ardından kayyım atanması ile birlikte iktidar ile mesafesini artıran, seçim baskısını artıran bir çizgiye geçecek gibi görünüyor.

Kayyım rüzgârı İstanbul'da, İmamoğlu’na doğru net adım atıldı, CHP’nin 'normalleşme'yi sürdürmesi artık zor!

Özgür Özel’in tüm milletvekilleriyle İstanbul’a gelişi, MYK’yı burada toplayacak olması ve ardından açıklayacağı yeni yol haritası Türkiye’yi yeni bir siyasi yöne götürecek.

Özgür Özel’in önemli adımları; siz hiç yoksulluk defteri gördünüz mü, ben gördüm, utandım…

Bir kısmı kamuoyuna açık, bir kısmı sivil toplumla yaptığı kapalı konuşmalarda ‘oy hesabının ötesinde’, tarihe de mâl olacak, Kürt sorununu çözecek bir süreçte sorumluluk almaktan bahsediyor. İktidarın çizdiği çerçeveye bağlı kalmadan şeffaf, açık, Meclis’in merkezde olduğu yeni bir dönemin konuşulabilir olması için çaba sarf ediyor. İktidardan farklı olarak HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da sürecin bir tarafı olarak tarif etmekten geri durmuyor

"
"