16 Ağustos 2019

İdlib’teki son gelişmeler Türkiye ile Rusya baharını bitirir mi?

Sıkıntı her iki devletin ajanslarının diline her geçen gün artarak yansımaya başladı...

Bir süredir Türkiye ve Rusya arasında merkezinde İdlib’in olduğu, ama başta Suriye’nin kuzeyinde Türkiye ile ABD’nin henüz ön mutabakatının sağlandığı "güvenli bölge" anlaşmasının da yarattığı bir sıkıntı var. Bu sıkıntı her iki devletin ajanslarının diline de her geçen gün artarak yansımaya başladı. Haber sitelerinin manşetlerinde bugün (16 Ağustos) yer alan  Anadolu Ajansı’nın haberi şöyle idi: 
 
"Esed rejimi ve Rusya’nın İdlib’in güneyine saldırılarında Kurban Bayramı boyunca yerinden edilen 124 bin civarındaki sivil Suriye-Türkiye sınırındaki kamplara göçtü."
 
Ajans, haberinin ilerleyen bölümlerinde Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallac’ın açıklamasıyla "Esed rejimi ve destekçisi Rusya’nın" şeklinde vurguladığı ‘saldırıları’ anlatıyor. Haber "Rejim güçleri, destekçilerinin yardımıyla 17 Eylül 2018’de Rusya’nın Soçi kentinde imzalanan mutabakata rağmen saldırılarına devam ediyor"  diye sona eriyor.
 
Önce Soçi’de ne konuda anlaşılmıştı, onu hatırlayalım. Soçi zirvesi Rusya ve İran destekli Suriye güçlerinin sahadaki askeri hareketliliğini artırarak, İdlib'e geniş kapsamlı bir askeri operasyon sinyalini vermesi üzerine apar topar gerçekleşmişti.  CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan Rusya Lideri Vladimir Putin ile, Soçi’deki resmi konutu Boçarov Ruçey’de buluşmuştu. Görüşmenin ardından Erdoğan şu açıklamayı yapmıştı:

"Sayın Putin ile İdlib meselesinin Astana ruhuna uygun bir anlayış temelinde çözümü konusunda mutabık olduğumuzu bir kez daha gördük. Bu çerçevede yaptığımız değerlendirmelerin sonunda, muhalifler ve rejim kontrolündeki alanlar arasında silahlardan arındırılmış bir bölge oluşturulmasını kararlaştırdık. Muhalifler bulundukları alanlarda kalmaya devam edecekler. Buna karşılık Rusya ile birlikte belirleyeceğimiz radikal grupların, söz konusu alanda faaliyet göstermemelerini sağlayacağız."

Anadolu Ajansı’nın bugün "rejim güçlerinin destekçilerinin yardımıyla" yapıldığını söylediği anlaşmada ana aktör Rusya idi. (Bu anlaşmadan 10 gün önce Tahran zirvesini ve İran etkisini, öncesindeki Astana’yı unutmayalım tabii). Anlaşma günü Erdoğan "Rusya, İdlib çatışmasızlık bölgesine saldırılmayacağını temin için gereken tedbirleri alacaktır. Gerek üçüncü tarafların provokasyonlarını, gerekse varılan mutabakata yönelik ihlallerin tespitini ve engellenmesini yine birlikte temin edeceğiz’ demişti.
 


Ağustos 2019’dayız, İdlib’de sorun çözülmek yerine derinleşiyor. Tam bir yıl önce 17 Eylül 2018 Soçi Zirvesi’nde varılan mutabakat her iki ülke tarafından sorgulanıyor, her iki ülke diğerinin sorumluluğunu-sorununu vurguluyor. Soçi’den yine bir yıl önce Ekim 2017’de Astana'da garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran arasında sağlanan anlaşma çerçevesinde Türkiye’nin İdlib’te 12 askeri gözlem noktası bulunuyor:

1- 13 Ekim 2017 | Dana ilçesindeki Salva köyü - 1 nolu gözlem noktası.
2- 23 Ekim 2017 | Daret İzze ilçesindeki Samaan Kalesi (Takle) köyü - 2 nolu 
gözlem noktası.
3- 19 Kasım 2017 | Daret İzze ilçesindeki Akil Dağı - 3 nolu gözlem noktası.
4- 5 Şubat 2018 | El Hader ilçesine bağlı Tel Eys köyü - 6 nolu gözlem noktası.

5- 9 Şubat 2018 | Serakib ilçesine bağlı Tel Tukan köyü - 7 nolu gözlem noktası.

6- 15 Şubat 2018 | Marretinuman ilçesine bağlı Sırman köyü - 8 nolu 
gözlem noktası.
7- 17 Mart 2018 | Halep batı kırsalındaki Anadan (Tel Tamura) - 4 nolu 
gözlem noktası.
8- 3 Nisan 2018 | İdlib'in güneybatısında Zeytinlik bölgesi - 12 nolu 
gözlem noktası.
9- 7 Nisan 2018 | Hama kırsalındaki Morek (Tel es Savvan) - 9 nolu 
gözlem noktası.
10- 9 Mayıs 2018 | Halep'in batı kırsalındaki Raşidin bölgesi - 5 nolu 
gözlem noktası.
11- 14 Mayıs 2018 | İdlib'in güney kırsalındaki Zaviye bölgesi - 10 nolu 
gözlem noktası.
12- 6 Mayıs 2018 | İdlib'in güneybatı kırsalında Cisr eş Şuğur ilçesine bağlı İştabrak köyü- 11 nolu 
gözlem noktası. (Kaynak A.A)

Bölgeyi iyi izleyen kaynaklardan askeri strateji analisti Metin Gürcan; Fırat’ın Batısı’nda Esad güçlerinin Türkiye’nin 9 nolu askeri üssünün bulunduğu Morek üssüne çok yaklaştığını günler öncesinden Twitter’daki hesabından vurgulamıştı:

"Fırat Batısı’nda Esad güçleri Morek Üs Bölgemizin kuzeyindeki Han Şeyhun'a epey yaklaştı. Han Şeyhun düşerse Morek üssümüz Suriye ordusu tarafından kuşatılmış olacak. Acaba Ankara Morek'i boşaltacak mı?"

 İşte Anadolu Ajansı’nın bugün geçtiği haberde Han Şeyhun’da ilerlediğini söylediği Suriye ordusu ve Rusya, Türkiye’nin 9 nolu askeri üssünün yakınına geldi. Yani yerlerinden göçen 124 bin kişinin insani dramının yanında Suriye ordusunun Türkiye’nin askeri üssünün yakınına gelmesi de bir risk
.
 
İdlib’in niye bu kadar önemli olduğuna gelince... Evet "Suriye rejimine muhalif bir kısmı radikal örgütler var ve rejim burayı temizlemek istiyor" ama… Burası aynı zamanda stratejik bir kavşak. İdlib’den geçen ve Lazkiye’yi Halep’e bağlayan M4 karayolu ile Şam’ı Halep’e bağlayan ve Türkiye’den başlayıp Suudi Arabistan’a uzanan M5 karayolları İdlib’in Serakip ilçesinde birleşiyor.

Sputnik'ten Rusya merceği
 
Rusya’nın Sputnik Ajansı ise, İdlib’teki son durumu yine bugün (16 Ağustos) yaptığı haberde, "Türkiye’nin anlaşma şartlarına uymadığını" öne sürerek şöyle tarif ediyor:
 
"Suriye hükümeti bu ayın başında İdlib’de ateşkes ilan etmişti. Ancak Suriyeli yetkililer kısa bir süre sonra söz konusu ateşkes uygulamasının, militanların buna uymaması ve Türkiye’nin de Soçi Mutabakatı’nın şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle sona erdirildiğini açıklamıştı."

Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşma ve bahar havası İdlib yüzünden sona erer mi? Göreceğiz…
 

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin ‘eski Osmanlı havzasındaki’ hamleleri, Erdoğan iktidarının cami sembolizmi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz hedefi’ni en yakınındaki isimlerden MİT Başkanı İbrahim Kalın yerine getirdi. Üstelik Esad rejimini deviren HTŞ’nin lideri Colani’nin kullandığı araçta da yan koltukta fotoğraf verecekti. Camide namaz görüntüsü bu kez sınır dışında dünyanın yakından izlediği bir noktada gerçekleşmiş, ibadetten çok siyasi bir mesaj içermişti

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

"
"