28 Haziran 2024

Hayaller Avrupa; gerçekler Türkmenistan-Venezüella... Sahi, erken seçime ne kadar kaldı?

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik stratejisi yok. Ekonomiden hukuka ara açılalı-ipler atılalı çok oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği'ne tam üyelik stratejik hedefimizdir. Birliğin de Türkiye'ye benzer bir perspektiften yaklaşmasının müşterek menfaatimize olduğu aşikar" dedi. Çok uzun süredir ‘dedi, söyledi, konuştu’ haberleri arasında geçiyor zaman. Üstelik dün ‘denilen’in, bugün hatta aynı gün ‘tam tersinin söylenmesi’ normalleşti-kanıksandı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik stratejisi yok. Ekonomiden hukuka ara açılalı-ipler atılalı çok oldu. Ama arada bir tekrarlanıyor işte.

Elbette Avrupa’nın yaklaşımında da çok sorunlu alanlar, üstelik son süreçte ülkeler bazında da birliğin genelinde de yaşanan çatlamalar var. Aşırı sağın yükselişi göçmen karşıtı ve İslamifobik akımlar, silahlanmadan demokrasi tanımı sorgulamasına farklılaşan fikirler…

Ancak gelin Türkiye mevcut şartlarda Avrupa ile hangi noktada bir bakalım. Mesela ekonomi…

1 Temmuz’da asgari ücrete zam yapılmayacağını bir kez daha altını çizerek söyledi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan. Bu ne demek milyonlarca kişi 17 bin 2 TL’ye ‘hayata tutunmaya’ çalışacak. Özel sektörde ücretler asgari ücret ve onun biraz üstünde belirleniyor. Verilere göre Türkiye’de 10 işçiden altısı asgari ücretin yüzde 20 fazlasının (20.400 TL) altında çalışıyor. Bu oran 20 yıl önce 10 kişide 4 civarıydı. 26 Avrupa ülkesi içinde en düşük asgari ücret alan son beş ülke arasında Türkiye.  Asgari ücretin en düşük olduğu ülke ise 385 euro ile Arnavutluk. Hemen üstünde Bulgaristan (477 euro), Karadağ (533 euro) ve Sırbistan (544 euro) bulunuyor. Türkiye bu ülkelerin ardından 613 euro beşinci sırada. Diğer bazı ülkelerde ise brüt asgari ücret şöyle: Fransa bin 767, İspanya bin 323, Yunanistan 910 ve Romanya 663 euro. (Kaynak: Euronews)

Ya emekliler? Bu yıl emekliler yılı ya… 10 bin TL’ye geçinmeye çalışan emeklilere kanun gereği ilk altı aylık enflasyon kadar (tahmini yüzde 25) zam yapılacak da ya refah payı? Bakan ‘olmayacak’ dedi. Gıdadan kiraya TÜİK’in güvenilmeyen enflasyon rakamlarına göre bile patlayan fiyatlarla 16 milyon emeklinin 6 milyonu 12 bin 500 lira ile yılı geçirmeye çalışacak. Geri kalanlar da zorda tabii…  2001 yılında asgari ücretin 1,6 katı olan en düşük emekli maaşı, 22 yıl sonra net asgari ücretin 0,6 katına düştü. Bu oran 2003 yılındaki gibi kalsaydı, Ocak 2024 itibarıyla emekli maaşı 27 bin TL olacaktı. Türkiye’de emek kesimini en iyi izleyen isimlerden Prof. Dr. Aziz Çelik’in Disk-Ar için yaptığı emekli araştırmasında şu bulgular önemli:

-Türkiye’de ortalama emekli aylığı merkez Avrupa ülkelerinin 6’da biri: Ortalama emekli aylığı İspanya’da 1.417, Fransa’da 1.485, Almanya’da 1.552, İtalya’da 1.582, Belçika’da 1.717, Hollanda’da 2.003 euro iken Türkiye’de 237 euro.

-Euro cinsinden emekli aylığı Türkiye’de 2012 ve 2021 arasında yüzde 33,6 azaldı.

-Avrupa’da 2012’de Türkiye’den daha düşük yaşlılık aylığına sahip 11 ülke varken 2023 itibariyle 2 ülke vardır.

17 bin liralık asgari ücret 12 bin TL’lik emekli maaşı. Büyük bir bölüşüm şoku. Nereye, hangi fotoğrafa oturuyor Türkiye? Ben bu yazıyı yazarken Gazeteoksijen’in bugün çıkacak sayısında ekonomist Kerim Rota’nın yazısının instagram post’unu gördüm. Şöyle diyordu: TÜİK’in gelir dağılımı ve tüketim istatistiklerini UBS’in araştırmasıyla birleştirince ilginç bir Türkiye piramidi karşımıza çıkıyor. En tepedeki yüzde 20’lik kesim yani 17 milyon kişi İtalya ve Japonya standartlarında yaşarken tam ortadaki kitle Brezilya ve Türkmenistan’a denk. En alttaki yüzde 20 ise Venezüella, Lübnan ve Hindistan ile aynı ligde yer alıyor.

Bu ilginç araştırma elbette çok konuşulacak. Rota’nın mutlaka tamamı okunması gereken Oksijen’deki yazısındaki bölüm şöyle:

‘En tepedeki %20’lik nüfus İtalya, İspanya veya Japonya ortalamasında bir gelire sahipken en aşağıdaki %20’yi karşılaştırabileceğimiz ülkeler Hindistan, Venezuela ve Lübnan olmuş. Yine en tepedeki %20 dışında gelirdeki payı tüketimdeki payından daha yüksek bir gelir grubu yok. En üstteki gelir grubunun servetteki payı yüzde 81.3 gelirdeki payı yüzde 49.8. En alttaki gelir grubunun gelirdeki payı yüzde 5.9, tüketimdeki payı yüzde 7.2 servetteki payı negatif 0.5.’ 

Bitirirken…

Temmuz’un ilk günleri ekonomik açıdan da siyasi açıdan da zorlu geçecek. Zam alamayacak ya da çok düşük oranlarda alacak milyonlar 22 senelik iktidarın yanlışlarının faturasını yıl boyu-yıllar boyu uzun süredir olmadığı ölçüde zorlukla ödemeye çalışacak. Öte yandan; ucunun nereye gittiği belli bir siyasi cinayetin ‘ortaklar arası birliğin ana gündemi olduğu’ bir sürecin seyircisi noktasındayız. Ancak küçük bir grup gazeteci de küçük bir grup ‘yargı mensubu da ‘ tabii eşi Ayşe Ateş de Sinan Ateş cinayetinin peşini bırakmıyor-bırakmayacak… AYM ve AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulanlar, güçlünün yargısı ve ekonomide bedel ödeyen milyonlar. Bilimin-eğitimin-sanatın değersizleştirilmesi…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Birgün Gazetesi’ne bir buçuk yıl sonra erken seçim beklediğini söylemiş. O zaman şimdiden bu enkazdan nasıl çıkılacağının yolunu çok daha net anlatmalı. Kimsenin parti içi-muhalefet içi tartışma-liderlik yarışı duymaya-dinlemeye hali yok.   

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü ve Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan avukat oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kemal Derviş anmasında Abdullah Gül sürprizi: 'Devletin en dindar kabinesi'ne Derviş'in İhale Yasası'nı nasıl anlattı?

Kemal Derviş’in hazırlattığı İhale Yasası başbakanlığı döneminde Gül’ün kabinesine geldiğinde bakanlara şöyle demiş: “Devletin en dindar kabinesi olarak biliniyoruz ama ne bizim dindarlığımız ne sadece sağcılık ne solculuk önemli değil. Bizi yanlışlıklar, yolsuzluklardan koruyan açık kurallar ve denetim…”

İki tarihi alan iki zorlama: Adalar’a minibüs, İstiklal’e ‘şekli değişmiş, yeni nostaljik tramvay’

İstanbul’un iki gözde-tarihi alanı. Adalar ve İstiklal Caddesi. Ulaşım adı altında geçmişiyle bağı zayıflatılıyor, sessizce bir yapı değiştirilmek isteniyor. Buna karşı çıkanlar ‘küçük elit bir grup, kendi rahatını düşünen, geçmişte kalmış’ insanlar olarak sosyal medyada da itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor

MHP’nin üstlendiği ‘devlet’ sözcülüğü; ‘normalleşme’nin konu, süre, sonuç netliği gerekliliği

MHP ve Cumhur İttifakı varken ‘normalleşme’ diye tarif edilen şey, MHP liderinin dediği gibi sadece ‘üslupta olur usul de olmaz’