01 Ekim 2013

Gül idarecidir, Erdoğan net..

İki cümle… "Seçildiğim görev süresi içerisinde benim son yasama yılı konuşmam."

 

İki cümle…

“Seçildiğim görev süresi içerisinde benim son yasama yılı konuşmam.”

“Hayatım boyunca halka hizmeti Hakka hizmet bilerek yüce milletimizin hizmetinden hiç ayrılmadım. Bundan sonra da bu anlayış ve şuurla milletimizin hizmetinde olmaya devam edeceğim.”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Meclis’in 24. Dönem 4 yasama yılını açarken bunları söylediğinde hemen tweet’ler başladı: Siyasete devam sinyali veriyor. Belki cumhurbaşkanlığını ilk kez halkın seçeceği 2014 ağustosundaki seçimlerde aday olur. Yok yok yeniden partinin başına geçer.

Bana kalırsa her ikisi de mümkün. Ama bu yolu seçerken AK Parti’nin başındaki isimden yani Recep Tayyip Erdoğan’dan bağımsız hareket etmeyeceğine eminim.

Gül ile Erdoğan arasında uslup farkı olsa da birbirlerinini tamamlayıcı özellikleri olduğunu düşünüyorum. Gül daha “idareci” bir havada konuşurken Erdoğan daha net…Bunu bir iş bölümü içinde yapmıyor olsalar da benim algım böyle...

Gül açılış konuşmasında 6 yıllık görev süresi boyunca yaptığı konuşmaların bir doz üstünde bir uslupla hükümete mesajlar yolladı..

Gezi ile ilgili mesajlar bunların başında geliyor:

“Gezi sürecinden gerekli dersleri çıkartmalı, gençlerin hissiyatını anlamalıyız. Gezi Parkı’nda çevre duyarlılığı ve şehir estetiği kaygılarını sergileyen gençlerin barışçı eylemlerini demokratik gelişkinliğimizin bir tezahürü olarak gördüm.”

Ya da Mısır konusundaki duruşu…Hükümetin darbecilerin kurduğu yapıyla ilişkileri gerdiği-kestiği bir ortamın içinde Gül’ün Mısır’dan ve Arap coğrafyasındaki gelişmelerden bahsederken söyledikleri önemli:

“Bizim açımızdan en temel dış politika önceliğinin de bize yumuşak ve erdemli güç olma özelliği sağlayan konumumuzu korumak ve bugüne kadar el ettiğimiz kazanımları muhafaza etmek olduğu kanaatindeyim.”

Yine Mısır ile ilgili olarak:

“Mısır halkı ve devleti ile kadim kardeşlik ve dostluk hukukumuz aramızdaki görüş farklılıklarını aşabilecek kadar güçlüdür. Bu güçlü bağlardan yararlanarak Mısır’ın demokrasiye dönmesine ve normalleşmesine katkıda bulunabilir, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri daha ileri seviyelere taşıyabiliriz.”

Uzun süredir hükümetin geliştirme yönünde üzerine gitmediği bir diğer konu. Avrupa Birliği ile ilişkiler. Gül burada şunları söylüyor:

“AB sürecinin ülkemizin pek çok alanındaki standartların yükseltilmesinde oynadığı rol hepimizin malumudur.”

Gül’ün medya özgürlüğü konusunda söyledikleri de açıkça hükümetin baktığı yerden ayrışıyor.

Gül’ün konuşmasının başında dile getirdiği bir kritik nokta: 2007 yılındaki seçim sürecinde demokratik olgunluğa yakışmayan zorlama…

Yani 27 nisan e muhtırası…Bir gece yarısı dönemin genelkurmay başkanı Yaşar Büyütanıt’ın Genelkurmay internet sitesinde yayınladığı bildiri. O günlerde “başörtülü bir eşi olan kişinin Köşk’e çıkması” tartışmaları başta olmak üzere konuşulanlar, tartışılanlar. O günlerin ayıbı bugün Meclis’te bir nebze olsun gidiyor. Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrinüsa Hanım eşinin konuşmasını Meclis’te locada izliyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Özgür Özel’in önemli adımları; siz hiç yoksulluk defteri gördünüz mü, ben gördüm, utandım…

Bir kısmı kamuoyuna açık, bir kısmı sivil toplumla yaptığı kapalı konuşmalarda ‘oy hesabının ötesinde’, tarihe de mâl olacak, Kürt sorununu çözecek bir süreçte sorumluluk almaktan bahsediyor. İktidarın çizdiği çerçeveye bağlı kalmadan şeffaf, açık, Meclis’in merkezde olduğu yeni bir dönemin konuşulabilir olması için çaba sarf ediyor. İktidardan farklı olarak HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da sürecin bir tarafı olarak tarif etmekten geri durmuyor

Teröre rağmen barışın peşini bırakmama mesajı veren üç farklı isim: Bahçeli, Demirtaş, Özel…

24 saatte bir şehrin insanlarının umudu, şaşkınlığı, üzüntüyü, hayal kırıklığını nasıl yoğun bir şekilde yaşadığına şahitlik ettim. Sanki elini uzatsan tutacağın bir duygu durumu idi gördüğüm

Diyarbakır’da Bahçeli konuşurken açılan televizyonlar ve altı çizilen yorum: ‘Devlet’ Öcalan ile belli bir noktaya ulaşmasaydı hareket etmezdi

Sur’dan bindiğim taksinin sürücüsü "Barış söyleyen dert görmesin" diyor, Hasanpaşa Hanı’nda buluştuğum bir sivil toplumcu "İki haftadır Bahçeli’nin konuşma saatlerinde canlı yayını açıyoruz" diye gülümsüyordu...

"
"