01 Haziran 2013

Gezi dersleri...

Gezi Parkı\'nda, Taksim İlkyardım\'da ya da Cihangir\'de, şehrin diğer noktalarında konuştuğum insanlar bana bunları anlattılar ve bunları düşündürttüler

Beş gündür sabaha karşı ya da günün farklı saatlerinde Gezi Parkı'nda, Taksim İlkyardım'da ya da Cihangir'de, şehrin diğer noktalarında konuştuğum insanlar bana bunları anlattılar ve bunları düşündürttüler:

1- Halk arkasına orduyu ya da başka bir gücü almadan da hakkını arayabileceğini, en önemlisi kendine kanıtladı.

2-Sosyal medya, twitter'da konuşuyorlar, bir avuçlar gerçek hayatta varolamazlar miti tarih oldu.

3-Her partiye, görüşe, gruba eşit mesafede durabilecek medyanın önemi bir kere daha ortaya çıktı. Ve göreceğiz bu daha fazla ertelenemeyecek.

4-Bir avuç marjinal, belli gruplar lafını bundan böyle daha az duyacağız. Halkı anlamak için yöneticiler, bu örneği hatırlayıp daha hassas olacak.

5-İstanbul'un yönetiminde, hükümetin içinde değişiklikler olacak. Seçimlerdeki adaylar değişecek.

6-Muhalefet, neden toplum tarafından bu durumlarda bile güveni tam yaratamadığını sorgulayacak.

Ve son madde: Muhtemelen iktidarın temsilcileri kendilerine daha sık 'Benden büyük Allah var' diyecekler.

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin ‘eski Osmanlı havzasındaki’ hamleleri, Erdoğan iktidarının cami sembolizmi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz hedefi’ni en yakınındaki isimlerden MİT Başkanı İbrahim Kalın yerine getirdi. Üstelik Esad rejimini deviren HTŞ’nin lideri Colani’nin kullandığı araçta da yan koltukta fotoğraf verecekti. Camide namaz görüntüsü bu kez sınır dışında dünyanın yakından izlediği bir noktada gerçekleşmiş, ibadetten çok siyasi bir mesaj içermişti

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

"
"