29 Nisan 2024

Amedspor; direnciyle, mücadelesiyle, başarısıyla bir futbol takımından fazlası…

Uzun süre seçtikleri isimlerle değil kayyumlarla yönetilen, hapiste pek çok siyasetçisi olan, tabelasından diline zaman zaman hala polemik konusu yapılan Kürtler… Ve ağırlıkla onların desteklediği Amedspor’un başarısı. İçinde herkese fazlasıyla mesaj barındırıyor...

Zor zamanlarda spor taraftarına nefes aldırır ya… Öyle oldu Amedspor’un neredeyse kesinleşen şampiyonluğu. Resmi olarak haftaya bitecek olsa da puan durumu ve averaj hesabına bakıldığında takımın 2. Lig’den 1. Lig’e yükseldiği ortada. TFF’nin YouTube’daki resmi hesabından hem Soma ile yaptığı maçı hem de sonrasında Amedspor’un resmi hesabından, başka kaynaklardan kutlamaları izledim. Diyarbakır mutlu, Diyarbakırlılar mutlu, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış taraftarları mutlu. Mutluluğa giden yolda büyük zorluklar yaşadılar. Amedspor isminden uğradığı saldırılara- haksızlıklara-hedef gösterilmelere bir futbol takımından çok daha fazlasını, bir mücadeleyi de ifade ediyor.  

Kurdish Studies’in “Kesk û Sor û Zer : İnat, umut, Futbol–Amedspor’un Maruz Kaldığı Hak İhlallerinin Sporda Etnik ayrımcılık Bağlamında İzlenmesi Raporu” hiç bilmeyenler, unutanlar, hatırlamak isteyenler, hayatı kendi takımının renkleriyle-başarısıyla sınırlı görenler için önemli bilgiler içeriyor.  Bu raporun da yol göstericiliğinde takıma yakından bakalım.

Önce kuruluşu…1972-1985 arasında Turan Gazozları’nın sponsorluğunda Melikahmet Turanspor ismiyle var olan kulüp, 1985’te sponsor firmanın desteğini çekmesiyle Melikahmetspor olarak adını değiştiriyor. 1990 yılında Diyarbakır Belediyesi bünyesine alınan kulüp, 2014 yılına kadar Diyarbakır Belediyespor, Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor, Diskispor isimleriyle sahaya çıkıyor.

Diyarbakırspor ile birlikte şehrin iki büyük takımından biri olan kulüp, 28 Ekim 2014 tarihinde yapılan kongrede ismini Amedspor olarak değiştirdi, TFF aynı isimde başka bir takım olması sebebiyle bu ismi geri çevirince takımın ismi yeniden değiştirilerek Ağustos 2015’te Amed Sportif Faaliyetler Kulübü oldu. Çözüm sürecinin henüz bitmediği, barış arayışının olduğu o günlerde ismi ‘sorun’ olamayacak ilerleyen günlerde bu isim etrafında siyasi pek çok polemik yaşanacaktı. Kürt sorunu ile paralel giden bir hikâyeye sahip takımın raporun da hatırlattığı yaşadıklarından son sekiz yılda ‘öne çıkan’ kimileri şöyle:

-Amedspor’un maçlarında ırkçı sloganlar atıldı, ırkçı marş ve şarkılar stadyumda çalındı ve çoğunlukla Kürtleri hedef alan faili meçhul cinayetlerin sembolü olan beyaz Toros ve “Yeşil” kod adlı tetikçinin pankartları açıldı.  Bursaspor-Amedspor maçında yaşanan bu olaylar öncesi maç başlamadan Amedsporlu futbolcular tartaklandı, maç sırasında sahaya çok fazla yabancı madde atıldı.

-Mersin İdmanyurdu maçında sahaya giren 3 taraftar, Amedsporlu futbolcu Deniz Naki’ye saldırdı.

-Eyüpspor-Amedspor maçı izleyen Amedsporlu futbolcu Oğuz Çetinkaya’nın ailesi Eyüpsporlu taraftarlar tarafından darp edildi.

-Sarıyer-Amedspor maçında Amedsporlu futbolculara küfreden Sarıyer taraftarları bozkurt işaretleri yaparak futbolcular ve Amedspor teknik heyetine saldırıda bulundu.

-Konya’da Amedspor’un takım otobüsü taşlandı.

-Amedspor’un Ankaragücü’nü 2-1 yenmesinin ardından protokolde bulunan Amedspor yöneticileri protokoldeki Ankaragücü yöneticileri ve taraftarlar tarafından saldırıya uğradı. Utanç görüntüleri hala youtube’da bulunan bu saldırıda bir yöneticinin kafa üstü tribünden atılması dehşet vericiydi. Raporda bu konu ile ilgili tanıklıklar var:

“Adam öldürmeye teşebbüsten yargılama talep ettik. Çünkü benim atıldığım yer 3,5 metre 4 metre bir yükseklik. Kafa üstü atarak, boynum kırılsın diye uğraştılar. Olmadı. Sonra aşağıda aynı şekilde fiiller başladı. Orada da mesela tekmelerle girdiler. O dönemde çok şükür kırık falan olmadı ama şu anda hala böyle devam eden sekteler oluştu. Kas kireçlenmesi ve spazmı hala devam eden şeyler var. Yani bir insanı o yükseklikten kafa aşağı atmaya çalışmak, öldürmeye teşebbüstür. Öldürmeye teşebbüs olarak yargılama yapılmadığı gibi bilirkişi raporlarında kimseye şiddet göstermediğim, hakaret etmediğim sabit olmasına rağmen hem hakaretten hem basit yaralamadan hakkımda cezalar istendi. Hakaretten karşılıklı hakaretleşme olduğu için ceza vermesine yer olmadığına karar verildi. Basit yaralamadan da altı ay ceza aldım.” (1 Nolu görüşme, avukat, eski kulüp yöneticisi)

“Bir anda kulüp yöneticileri, personelleri hatta benim önümde bir tane sivil polis oturuyordu. O özel güvenlik personelleri bir anda hepsi birden saldırmaya başladılar. Arkamdaki bir yöneticiye saldırdıklarını fark ettim. Ona müdahale edince bir anda hepsi bana saldırdılar. Diğer tarafta da bizim kulüp as başkanımıza, genel sekreterimize saldırmışlar. Hatta as başkanımızın burnunu da kırmışlardı. Bana baya bir saldırdılar. 7-8 kişi birden saldırınca artık en son bende de takat kalmadı. Sonra artık bir şekilde çevik kuvvet falan girdi herhalde. Net hatırlamıyorum. Ayrıldılar. Biz protokolün arka kısmındaki kafeterya bölümüne geçtik. Tabi  tıbbi yardıma ihtiyacımız vardı. Kimse bununla ilgilenmedi. 45 dakika boyunca orada o şekilde bekledik.” (1 Nolu görüşme)

“Bana ve yanımdaki yönetici arkadaşlara ciddi anlamda bir fiziksel saldırı oldu. Hani bunu saldırı demek de aslında basit kalıyor, bu bir linç girişimiydi. Ama herhalde yüce Mevlam bizden yanaydı. Biz o şekilde hafif de olsa atlattık. Sadece onunla kalmadı, onun dışında gittiğimiz her deplasmanda bir saldırıya uğradık”. (8 Nolu görüşme, eski yönetici)

-2023 yılının Eylül ayında  Sarıyerspor-Amedspor maçında, Amedspor forması ile maçı izlemeye gelen 4 kişilik bir aile saldırıya uğradı. O günlerde Gazeteduvar’a söyleşi veren Amedspor Başkanı Aziz Elaldı, yedi yıldır devam eden deplasman yasağına da vurgu yaparak, duruma isyan ediyordu.  

Yedi yıllık deplasman yasağının sekize yükseldiği yıl geldi başarı. Araştırmaya göre Türkiye genelinde bir milyona yakın taraftarı var. Eski bir kulüp yöneticisi profili şöyle anlatıyor:

“Şimdi Amedspor’u sadece Kürtler desteklemiyor. Amedspor’u Soma’daki madencilerin çocukları da destekliyor. Rize’de yeşil yola direnen teyzelerin, ninelerin çocukları da destekliyor. Zonguldak’taki maden işçileri de destekliyor. Antalya’daki sera işçileri de Amedspor’u destekliyor. Yani Amedspor Türkiye’nin bir bütünlüğünün takımıdır. Yani sadece bu bölgeye özel bir takımmış gibi bunu nitelendiremeyiz. Ama yine de bizim bu bölgedeki Vanspor’u, Dersimspor’u, Rizespor’u sanki böyle birer il-ilçe takımı. Ama Amedspor böyle bir çeşit Kürtlerin milli takımı gibi bir havası var sanki.” (3 Nolu görüşme, iş insanı, eski kulüp yöneticisi)

Uzun süre seçtikleri isimlerle değil kayyumlarla yönetilen, hapiste pek çok siyasetçisi olan, tabelasından diline zaman zaman hala polemik konusu yapılan Kürtler… Ve ağırlıkla onların desteklediği Amedspor’un başarısı. İçinde herkese fazlasıyla mesaj barındırıyor. 1. Lig’deki mücadelelerinde; deplasman yasağının kalktığı, her gittikleri ilde dostça karşılandıkları, her gelen takımı en iyi şekilde misafir ettikleri, demokratikleşmenin adımlarından birinin sporla atıldığı bir süreç yaşamalılar.

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

"İtibardan tasarruf olmaz" ama memurun ulaşım, gencin iş, halkın hizmet hakkından olur

2021’den 2024’e baktığımda ilk sorum şu; üzerinden iki seçimin geçtiği bu sürede başta lüks araç alımları ya da seçim dönemlerine özel devlette açılan kadrolar dahil genelgenin hangi noktasına uyuldu?

16 Mayıs’taki Kobani davası kararı, normalleşme olup olmayacağını ya da kapsama alanını işaret edecek

Bu davada alınacak kararlar elbette Türkiye’nin gideceği yöne dair de mesaj verecek. Uzun süredir militarist-milliyetçi bir dil belirlemiş iktidarın ‘normalleşme-yumuşama’ söyleminin kimleri kapsadığına dair belki de ilk önemli işaret olacak

Kürtler kimliklerinden vazgeçmeden ‘Türkiyeliliği’ destekliyor, Demirtaş simge sivil lider

Kürtler kimliklerinden vazgeçmiyor. Bu Kürt meselesinin her şeyden önce kimlik ve tanınma meselesi olduğuna işaret ediyor. Bir yandan kendini Kürt milliyetçisi olarak tanımlayan kesimlerde de bir yükseliş var. Kendini “Türkiyeli” olarak tanımlayan kesimlerdeki yükselişle birlikte değerlendirilmeli