Türkiye'de gazeteciler Almanya'nın buradaki elçiliğindeki üst düzey yöneticileriyle konuştukları zaman uzun süre benzer analizleri duydular: Erdoğan'ın seçimleri kaybetmesi zor, bir şekilde kazanır. Altılı Masa'nın adayı kazanamaz.
Sadece burada çalışanlar değil kimi Alman siyasetçiler de gazetecilerle ya da sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yaptıkları toplantılarda bu görüşü ve kimi eleştirileri dile getirdi. Son dönemdeki eleştirilerin başında Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanlış bir zamanla gittiği ve apar topar geri döndüğü Almanya ziyareti geliyordu. Bu ziyaretin organizasyonu da uzun süre olumsuz örnek olarak anlatıldı. O ziyarette Alman Şansölyesi Scholz ile de görüşmesinin mümkün olabilecekken hangi eksikliklerle-organizasyonluklarla bunun gerçekleşmediği de konu edildi. CHP'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ile iyi anlaşıldığı ancak Çeviköz'ün partideki danışmanlar ve kimi gruplaşmalar yüzünden devre dışı-etkisiz kalmasıyla ortaya çıkan iletişimsizlik de, İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanının ikili ilişkiler için ben görevlendirildim diye çalışmalar yaptığı da anlatıldı. Bunlar kimini birebir dinlediğim kimine ikinci ağızdan şahit olduğum bilgiler.
Ancak son birkaç aydır hava döndü. Önce ortaya çıkan Altılı Masa'nın mutabakat metni, ardından 6 Şubat'taki deprem felaketi sonrası Kılıçdaroğlu'nun aldığı tutum, tartışmalara rağmen güç de olsa uzlaşılarak cumhurbaşkanı adayının açıklanması… Tabii toplumsal muhalefetin giderek yükselmesi, Erdoğan'ın yönetemeyen durumunun her geçen gün daha net şekilde görülmesi. Bütün bunlar 'Kemal Kılıçdaroğlu kazanabilir' algısını yükseltmeye başladı. Hatta şimdi merak edilen iki konu Alman yetkililer tarafından anlaşılmaya çalışılıyor: Biri göçmen politikası. Diğeri ekonomi. Özellikle ekonomi konusunda partilerin farklı ekollerinin çarpıştığı hangisiyle yürüneceğinin ne zaman, ne şekilde belli olacağı soruları yöneltiliyor.
Alman Sosyal Demokratlar'ın şu anki Şansölye Scholz'un da partisi SPD'nin eş başkanı bugün ve yarın Türkiye'de. Lars Klingbell bugün deprem bölgesinde, Gaziantep Nurdağı'nda Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşacak. (Siz bu satırları okurken belki de buluştular.) Yarın da (Çarşamba) bu kez Ankara'da CHP Genel Merkezi'nde ziyaret yapılacak. Bu buluşmalarda Klingbell'in Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması da bekleniyor. Bundan doğal ne var ikisi de sosyal demokrat parti diyenler. Deniz Baykal döneminde ilişkiler neredeyse askıdaydı. Bir de SPD koalisyonun önemli ortağı.
Almanya'da dış politika Yeşiller'in alanına giriyor. Yeşiller'in de Erdoğan'a mesafesi ortada. Bu arada Yeşiller'den bir grup milletvekili de Türkiye'de deprem bölgesinde. Scholz fazla konuşmayı sevmeyen bir politikacı. Maliye Bakanlığı döneminde Berat Albayrak mevkidaşı olmuş, çalışma şeklinden çok hoşlanmadığını yakın çevresine iletmişti. Seçim sürecinde Türkiye ile ilgili doğrudan bir politik mesaj vermeyi düşünmediği aktarılıyor. Yani Almanya'da koalisyonu oluşturan partilerden doğrudan bir mesaj gitmeyecek.
Ancak Kılıçdaroğlu Almanya'ya giderse büyük ihtimal Scholz ile görüşme gerçekleşecek. Erdoğan dünyanın tüm liderleriyle rahat görüşen, gerektiğinde mücadele eden gerektiğinde destek alan, seçim dönemlerinde beraber fotoğraf vererek iç siyasette kullanan bir isimdi. Kılıçdaroğlu'nun alacağı destek bakalım nasıl yorumlanacak.
Murat Sabuncu kimdir?
Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.
Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.
En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı.
T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.
Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.
|