17 Haziran 2019

Alman malı Mercedes’te Mehter Marşı ile NATO’yu sorgulamak

Kısa vadeli siyasi hesaplarla yapılacak her türlü manevra ülkede yaşayan herkes için zorluklarla dolu bir sürecin giderek derinleştiği günleri getirir

MHP’nin 1 milyon 520 bin takipçili tweet hesabından paylaşıldı: Hareket İstanbul’da… Seçimlere bir hafta kala liderleri Devlet Bahçeli’nin İstanbul’a gelişini video klip haline getirip, yayınlamışlar. Fona da mehter marşını yerleştirmişler. ‘Ceddin deden neslin baban’ diye geliyorlar… Bahçeli’nin makam aracının da olduğu çok sayıda Mercedes İstanbul’da Boğaz Köprüsü’nde gözüküyor. Ucuz bir popülizm yapıp ‘milliyetçi bir liderin konvoyunda bu kadar fazla sayıda ‘yabancı markalı’ araç olur mu?’ demeyeceğim. Bahçeli Türkiye’nin önemli liderlerinden biridir, demek ki kendisi ve ekibi ‘güvenlik-konfor’ açısından bu aracı-araçları uygun görmüşler, kullanılıyor.

Peki ülkenin ‘milliyetçi lideri’ böyle korunurken ‘milleti’ nasıl korunuyor? Çoğu,1952 yılında girilen NATO üyesi ülkelerden (başta ABD-Almanya) satın alınan silahlarla. Mesela Türkiye’nin sahip olduğu 2435 tankın 741 tanesi Alman yapımı Leopard 1 ve 2. Geri kalanın 4 tanesi hariç (yerli yapım Altay) gerisinin tamamı ABD yapımı Patton’lar. (M60-M48)…

Denizde Yavuz ve Barbaros sınıfı 8 fırkateyn Türkiye-Almanya ortak yapımı. Geri kalan 8’i ABD yapımı. (Gabya sınıfı)…

Hava Kuvvetleri’nin neredeyse tamamı ABD’den. 49 F-16, 245 F-4 Phantom’u var.  606 helikopterin 534'ü ABD yapımı. (Bu kategoride 17 Rus yapımı (Mİ-17) helikopter de bulunmakta. Detaylı bilgi ve ülke karşılaştırmaları için Armedforces.eu)

Niye bu NATO dökümü izah edeyim. Alman malı Mercedes’lerle mehter marşı eşliğinde İstanbul’a gelen Bahçeli, burada yaptığı ilk konuşmada NATO üyeliğinin sorgulanması gerektiğini söylemiş. Bir ülke ittifak-pakt değiştirebilir mi? Elbette. Sorgulayabilir mi? Kesinlikle. Memleketin ‘menfaati neredeyse’ orada olur. Peki şu anda silahlı gücünün neredeyse tamamı NATO yapımı envantere sahip Türkiye’nin yeni ittifak-güvenlik-silah yapısı ile ilgili bir hazırlığı var mı? Gelen sinyallere göre yok. Önce Bahçeli’nin sözleri sonra nedir gelen sinyaller:

 “ABD’nin hesabı varsa Türkiye’nin de vardır. Kindar kalemle yazılan mektuptan anlamayız. ABD’nin vesayetine ise tahammül edemeyiz. Türkiye diz çökmeyecektir. NATO, ABD’nin arka bahçesi, demir yumruğu, oyuncağı, keyfi olarak onu alıp bunu atacağı küresel bir organizasyon değildir. Eğer böyleyse, Türkiye NATO üyeliği başta olmak üzere, tek taraflı işleyen uluslararası nitelikli tüm bağ ve bağlantıları derhal sorgulamalı, bağımlılık ve tutsaklık yaratan bütün oluşumlarla diyaloğunu kesmelidir. ABD’nin hesabı varsa Türkiye’nin de vardır. ” 

Bahçeli böyle diyor. Peki sinyaller ne diyor? Yazayım. Türkiye hava savunma sistemi olarak Rusya’da S-400 alacak malum. Peki bugüne kadar ve halen ülkenin gerek gördüğü yerlerde hava savunması nasıl sağlanıyor? Söyleyeyim. Patriotlar ile. Hem de 2015 yılından beri. Ve muhtemelen NATO ile yapılan yeni bir anlaşma ile önümüzdeki aylarda da koruma görevi sürecek. İktidar yanlısı yayın yapan NTV’nin geçen hafta yaptığı bir haberi aktarayım:

Türkiye, NATO'dan hava savunma sistemi ihtiyacının karşılanması için halen aktif durumda bulunan Patriot ve SAMP-T hava savunma bataryalarının görev sürelerinin uzatılması talebinde bulundu. NTV'nin edindiği bilgilere göre, bölgedeki istikrarsızlık ve çatışmaların devam ettiğini vurgulayan Türkiye, NATO'ya talebini iletti. Bu çerçevede aynı talep ilgili ülkeler İspanya ve İtalya'ya da iletildi. Edinilen bilgilere göre, talepte Türkiye'nin NATO'nun güneydoğu sınırını oluşturduğu ifade edildi. Bölgedeki istikrarsızlık nedeniyle füze tehdidinin sürdüğü, bu nedenle hava savunma sistemlerine dönük ihtiyacın devam ettiği kaydedildi. NATO hava savunma şemsiye çerçevesinde İspanya'dan gönderilen Patriot hava savunma bataryası Haziran 2015, İtalya'dan gönderilen SAMP-T hava savunma bataryası, Temmuz 2016 tarihinden bu yana kullanılıyor. Patriot sistemi Adana'da, SAMP-Tt sistemi ise Kahramanmaraş'ta konuşlanmış durumda. İki sistemin görev süresi de haziran sonunda doluyor.

Bir yandan artık belediye başkanlığı seçiminden çıkmış AKP-MHP koalisyonu için referanduma dönüşmüş İstanbul seçimlerine yönelik yapılan ‘oya’ yönelik sözler-hamleler…

Öte yandan NATO’ya ‘hava savunma anlaşmamızı uzatmak istiyoruz’ diye başvuru. Geçen hafta İspanya’nın Türkiye’deki büyükelçisi Gonzalez-Barba, "Şu anda Patriot sisteminin 6 ay daha uzatılmasına yönelik karar sürecindeyiz" diyordu. İzmir'deki NATO Komutanlığı’nda bir generalin komutasında 25 İspanyol askerin görev yaptığını hatırlatarak.  

Türkiye, NATO’dan ayrılmayı tartışmaya başlarken silah envanterinden şu anki savunma pozisyonuna pek çok parametreyi seçim malzemesi yapmadan masaya koymalı. Kısa vadeli siyasi hesaplarla yapılacak her türlü manevra ülkede yaşayan herkes için zorluklarla dolu bir sürecin giderek derinleştiği günleri getirir.

Yazıyı bitirirken bir süredir S-400 konusunu yakından izleyen analistlerin yazdığı bir olasılıktan bahsetmek istiyorum. Bir tahmine göre satın alınan S-400’ler, Rusya’nın Anapa kıyısından başlayan Karadeniz’in altından 930 kilometre boyunca ilerleyerek Türkiye kıyısına ulaşan Türk Akım Açık Deniz Boru Hattı’nın korunmasında kullanılacak. Ve savunma bataryaları Rusya sınırlarında Anapa’da kurulacak. (Metin Gürcan’ın Al Monitör yazısında görüş veren analistlerden birinde okudum.)

23 Haziran İstanbul seçimleri, ardından Japonya G-20 zirvesi, ekonomideki çalkantılar. Zor günler. Ver mehteri…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Seçimlerden başarılı çıkıp Sancaktepe'de banyoda kalmak…

CHP'nin uzun yıllar sonra elde ettiği seçim başarısı eğer 2028'e giden süreçte kalıcı olsun-artarak büyüsün isteniyorsa, zafer havasından ve hızlı kararlardan uzak durulmalı

AKP-MHP ittifakı Anayasa ve sistemde az tavizli yeni arayışta, Kobani davasında ne oluyor?

Erdoğan da aynen Bahçeli gibi “Parlamenter sisteme dönüş yok ama mevcut sistemin iyileştirilmesine mesai harcanmalı” diyor. İlk kez mi dile getiriliyor bu 'iyileştirme’ konusu? Hayır

17 Nisan Kürt sorununun geleceğine dair işaret verecek, muhalefetin tavrı önemli olacak

Selahattin Demirtaş ve pek çok Kürt siyasetçi, Kürtlere yapılan haksızlıklara itiraz edenler, konuşanlar, yıllardır hapiste ya da hedefte. 31 Mart sonrası muhalefet toplumdan önemli bir destek aldı. Kobani davasının sonucuna iktidardan çok muhalefetin ne diyeceği önemlidir