22 Mart 2023

"Akşener'e, Yavaş'a ve İmamoğlu’na haksızlık ediliyor, masaya dönüş formülü farklıydı, Uysal ile iki başkan aynı mı?"

CHP, tüm belediye başkanlarını 25 Mart cumartesi günü Ankara’da toplantıya çağırdı. Gelişmeleri izlemeye devam…

Millet İttifakı’nın krizli hafta sonunu hatırlayalım. 2 Mart Perşembe günü yapılan toplantıda adaylık konusunda anlaşamama. Ardından ertesi günü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in masayı ağır kelimelerle eleştirisi. Adaylık konusunda iki Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a çağrı yapması. Ardından masadaki diğer liderlerin ama özellikle iki başkanın Yavaş ve İmamoğlu’nun Akşener’i masaya döndürmek için yoğun çabası. Ardından bu iki başkanın Cumhurbaşkanı yardımcılığı formülüyle geri dönüş. Bu formül halen pek çok kişi tarafından ‘onların da yardımcı olarak eklendiği bir anlaşma olarak’ biliniyor.

Oysa Akşener masaya gelirken, sadece İmamoğlu ve Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olacağı, parti liderlerinin milletvekili adayı olarak partilerin başında seçimlere gireceği üzerine sözleşilmişti.

Bu bilgileri bana veren "Akşener’e, Yavaş’a, İmamoğlu’na haksızlık ediliyor" diyen isim CHP içinden. Geçtiğimiz Pazar günü yazdığım ve Mansur Yavaş’ın Fatih Altaylı’ya verdiği söyleşideki cümlelerini eleştirmem üzerine bunları söyledi. Yazıda şu notların altını çizmiştim:   

Akşener’in masaya dönmek için Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasını önerdiği iki isimden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın son çıkışı. Fatih Altaylı’nın programında şunları söylemişti:

"Birkaç gün vaktimiz olsaydı şunu önerecektik, 'Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkan'ı ilan edin, sayın Genel Başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar' diyecektik. Kendi grupların başında olmasının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bu benim fikrim. Bunu sayın Genel Başkanlarla konuşacağım ama takdir masanın." 

Mansur Yavaş bu ‘fikrini’ altı liderin 12 maddelik güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritası metnini kabul edip kamuoyuna duyurmasından yani 6 Mart'tan 11 gün sonra paylaşıyor. Yavaş 12 maddenin üçüncüsünün aynen şu olduğunu eminim biliyor:

"Geçiş sürecinde Millet İttifakı'na dahil partilerin Genel Başkanları, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaktır." 

Peki Cumhurbaşkanı adayı tartışmalı da olsa ortaya çıkmış, seçime 53 gün kalmış, geleceğe bakıp seçim için çalışmak varken neden aşılmış konularda tekrar geçmişe dönmek?

Yazdıklarım böyle idi. Kaynağa "İzmir’de konuştuğum pek çok CHP’li il-ilçe belediye başkanı, kimi üst düzey yönetici Yavaş’a ve İmamoğlu’na kızgınlar, bu başkanların İYİ Parti ile yakın durarak hem partilerine hem seçim sürecine olumsuz etki ettiğini düşünüyorlar" dedim. Kaynağın verdiği yanıt şu oldu:

"Ekrem İmamoğlu’na bakalım. Bu seçimler kaybedilirse siyaset yasağı gelecek. Kaybedilecek bir sürecin parçası olur mu? Mansur Yavaş anketlerde öne çıktığının söylendiği günlerde hiç siyasi pozisyon aldı mı? Meral Akşener kendi parti içiyle mücadele etmedi mi uzun süre? İki başkanın söylediği ilk mutabakat gibi olsun. Yani liderler milletvekili adayı iki başkan da yardımcı."

"Bunun için geç kalınmadı mı?" diye sordum. Şöyle dedi:

"Hayır geç değil. Masada zaten iki büyük ortak var. CHP ve İYİ Parti. Elbet diğerleri de önemli ama…CHP’nin lideri cumhurbaşkanı adayı oldu. İYİ Parti’nin lideri cumhurbaşkanı yardımcısı adayı değil partisinin başında milletvekili adayı olmak istiyor. Bunları dile getirmek neden kötü olsun? Bir şey daha söyleyeyim. İmamoğlu ve Yavaş yerel seçimde yaptıkları mücadele ile iki önemli şehri kazandılar. Elbet partinin desteği vardı ama onların kişisel becerileri de rol oynadı. Şimdi hem seçim sürecinde başarılı olmuş hem anketlerde öne çıkan iki başkanın masada oldukça az bir oyu temsil eden Gültekin Uysal ile aynı noktada olması isteniyor. Bu hakkaniyetli mi?"

Daha önce yazdığım yazıya ve sorduğum soruya önemli kaynağın verdiği yanıtlar böyle. Millet İttifakı seçimlere az bir süre kala hala bazı konularda netleşebilmiş değil. Milletvekili aday listeleri kesinleşene kadar bu tartışmalar sürecek. Ama kaynağın aktardığı bilgiye göre ‘bu arayışlar-tartışmalar bu isimlerin seçim sürecinde ittifakın neferi gibi alanda çalışmalarının önünde engel değil'.

Son bir not. CHP, tüm belediye başkanlarını 25 Mart cumartesi günü Ankara’da toplantıya çağırdı. Gelişmeleri izlemeye devam…


Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

Yazarın Diğer Yazıları

Kürt sorunu çözümünde CHP ve Özgür Özel kritik önemde, seyreden mi aktif katkı sağlayan mı olacak?

Diğer partiler aşağı yukarı duruşunu belli etti. CHP ve Özgür Özel sürecin en önemli aktörlerinden biri olabilir. Ortaya koyacağı manifesto, süreçteki duruşu dikkatle izlenmeli

‘Devlet desteğinde-bilgisinde’ çözüm mü, Hakan Fidan yine devrede mi, hemen önemsizleştirilmeli mi?

MİT Başkanı iken çözüm sürecinin en önemli aktörlerinden olan Hakan Fidan’ın şu anda Dışişleri Bakanı olmasının, bu ülkelerdeki zemini-gelişmeleri, elbette içinde bulunulan coğrafyayı takip ediyor oluşunun bir katkısı var mıdır? 

İktidarın çizdiği alanda normalleşme üzeri korku siyaseti, adeta kaymaklı ekmek kadayıfı

‘Normalleşmenin kendi çizdiği çerçevede kalmasını sağlayan’, hukuku ‘gerektiği zaman gerektiği kadar istediğine dağıtan’, memleketi iç ve dış kötülerden koruyan Tayyip Erdoğan. Erdoğan’ın şartlarında, normalleşme üzerine korku siyaseti ya da kaymaklı ekmek kadayıfı…

"
"