Soros, 2002 yılında Türkiye'ye yaptığı bir ziyarette Sabancı Üniversitesi'nde konuşma yapmış, ardından da soruları yanıtlamıştı. Soros'a gelen sorulardan biri Türkiye ile Arjantin'i karşılaştırması isteği olmuştu. Yanıtı şuydu:
"Türkiye'nin Arjantin'den tek farkı stratejik pozisyonudur. Bu stratejik pozisyonuna bağlı olarak, Türkiye'nin en iyi ihracat ürünü de ordudur."
O günlerde bu yanıt çok tartışılmıştı. Bu yanıtın neden aklıma geldiğini şöyle anlatayım. Kısa bir süre önce ABD'yi, yeni yönetimi iyi tanıyan bir isimle görüşürken '14 Haziran'daki Biden–Erdoğan zirvesinin en önemli konularından biri Türkiye ordusunun Afganistan'da üstleneceği rol olacak' demişti. Kaynak güvenilir olunca ben de bunu katıldığım yayınlarda anlattım.
7 Haziran pazartesi günü Beyaz Saray'daki basın brifinginde ABD'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Biden-Erdoğan arasında yapılacak görüşmenin ana başlıklarını sayarken 'ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinde Türkiye'nin oynayacağı rolün geniş gündemin önemli parçası olacağını' söyledi. Uzun süredir hakkında konuşulan bu konuyla ilgili son haber ise 8 Nisan Salı günü Reuters'ten geldi:
ABD ve NATO'nun Afganistan'dan çekilme planları sürerken Türkiye bölgede oluşacak güç boşluğu nedeniyle Kabil Havalimanı'nı korumayı ve yürütmeyi devralmayı teklif etmişti. Yetkililer, Türkiye'nin teklifine çeşitli şartlar sunduğunu da ekledi. Türk yetkili "ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararının ardından Türkiye, Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlamayı teklif etti. Bu çerçevede NATO ve ABD'yle görüşmeler sürüyor" dedi.
11 Eylül 2001 saldırısının ardından Afganistan'a giren ABD ve NATO'nun değişik ülkelerinden askerler, Trump döneminde imzalanan ve Biden'ın duyurduğu şekilde 20. yılında Afganistan'dan tamamen çıkacak. ABD'de Brown Üniversitesi'nin yürüttüğü "Savaşın Maliyetleri" projesi kapsamındaki tahminlere göre, 20 yıl süren savaş için 2 trilyon dolardan fazla para harcandı. ABD'den 2 bin 442 askerin öldüğü, 20 bin 666'sının yaralandığı savaşta, bin 144 NATO personeli de hayatını kaybetti. (Kaynak: Euronews) Bu arada Afganistan'da 40 binden fazla sivilin öldüğününün de altını çizelim.
Türkiye de 11 Eylül saldırılarının ardından Afganistan'da BM kararıyla NATO misyonu çerçevesinde görev yapıyor. TSK daha çok askeri muharip güç olarak değil, Afgan ordusunun eğitilmesine yönelik yaklaşık 2 bin askeriyle ülkede bulunuyor. Bu arada Hikmet Çetin'in NATO'nun en üst düzey temsilcisi olarak bu ülkede 2003 yılından itibaren 4 yıl görev yaptığını da hatırlatalım.
Şimdi; ABD'lilerin açıklamalarından ve Reuters'ın haberinden anlıyoruz ki, ABD ve NATO askerleri 'evlerine' giderken Türkiye'nin askerleri başta havalimanı olmak üzere riskli bölgelerde görev yapacak. (ABD ve NATO'nun askerleri tamamen çekilirse Taliban ile tek başına karşı karşıya kalacak) Bunu Türkiye teklif etmiş. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bu konuda Hürriyet'e yaptığı açıklamada 'kimi şartlarla Afganistan'da kalınabileceğini' söyledi:
"Afganistan ile ilgili ABD'lilerle görüşüyoruz. Salı günü NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nda konuştuk, ABD'liler ile heyetler arasında konuşuluyor. Bizim şartlara bağlı olarak Afganistan'da kalma niyetimiz var. Şartlarımız nedir? Siyasi, mali ve lojistik destek. Bunlar yapıldığı takdirde biz Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nda kalabiliriz. Şartlarımızla ilgili cevabı bekliyoruz. Bununla birlikte Afgan halkı bizim kardeşimiz. Hedef Afganistan'da sulhu, sükûnu sağlamak. Bizim tarihi kardeşliğimiz var. Afgan halkı istediği müddetçe Afganistan'da kalabilmek, yardımcı olabilmek istiyoruz."
ABD askerleri evine dönecek, NATO askerleri evine dönecek, Türkiye'nin askerleri riskli bölgede kalmaya devam edecek. Herkes eve, Türkiye'nin askeri nöbete… Bir zamanlar Cumhurbaşkanı ve yakın çalışma ekibinin nişasta bazlı şekeri 'zehir' diye nitelediği günlerden Biden görüşmesine giderken bu ürünü üreten Türkiye'deki ABD'li şirket Cargill'in kotasını iki katına çıkarmak gibi hep 'yerli ve milli' hamleler bunlar…