Saat: 15:00 Harbiye… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Aile Destekleri Sigortası’ programını açıklıyor. İki yanında siyaseti de alanı da iyi bilen kadınlar. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka ve Yoksulluk Masası Koordinatörü Hacer Foggo. Masada Kemal Bey’in dışında tek erkek, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın. CHP’nin uzun süredir önem verdiği, zaman zaman bir kısmını kamuoyuyla da paylaştığı projenin son şekli verilmiş.
Aslında bu sigorta; Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kabul ettiği yaşlılık, iş kazası, işsizlik gibi dokuz sigortadan biri ve Türkiye 1971’de taahhüt etmesine rağmen uygulamıyor.
Tek bir cümlede bunu anlat derseniz: Asgari ücretin altında geliri olan ya da hiç olmayan hanelere verilecek bir sosyal devlet yardımı. Ya da başka bir söylemle ‘vatandaşı oy verdiği partiye göre, dönemsel, lütuf’ ile değil, ‘hangi partiden olursa olsun, sürekliliği olacak şekilde’ verilecek bir maddi yardım. Nasıl olacak bu yardım? İlk etapta her aile hekiminin yanına neredeyse tamamı kadınlardan oluşan (evlere girileceği için) sosyal hizmet uzmanları ve sosyologlar alınarak, ailenin gelir durumu düzenli takip edilerek, ihtiyaç sahibi ailelerin kadınlarına bu para aktarılacak. Ayrıca evinde engelli çocuğuna ya da yaşlı aile bireyine bakan kadınların sosyal güvenlik primleri devlet tarafından ödenecek. Aile destekleri sigortası alanların, engelli, evde bakım ve yaşlılık aylığı da kesilmeyecek.
İmamoğlu detayı
Desteklerin miktarı bin 100 ile 5 bin 500 TL arasında olacak. Kim hangi kategoride değerlendirilecek CHP'nin internet sitesine girenler bunu da görebilecek. 57 tür aile için program geliştirilmiş. Ailenin özelliği; kaç kişi, engelli ya da yaşlı var mı gibi detaylar girilerek alınacak aylıklar öğrenilebilecek. Bu arada Kılıçdaroğlu bu detayda bir çalışmanın hazırlanmasında katkı sağlayan bir ‘ajansa da’ teşekkür etti: İstanbul Planlama Ajansı. (İPA) Bu ajans Şubat 2020’de Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde kurulmuş bir ajans. Genel Merkez'le doğrudan yapılan bu çalışma önemli.
Kılıçdaroğlu’nun verdiği rakamlara göre bütçeden yoksul kesime ayrılan pay yüzde 4. Kendilerinin içinde olduğu bir iktidar olursa bu oran yüzde 12’ye çıkacak. Bu noktada iki soru gündeme geliyor. Birincisi kaynak. Kılıçdaroğlu "Bu bir tercih, beşli çetelere aktarılmazsa, herkesin altına verilen araçlar, devlet kurumlarının yüksek kirayla tuttukları binalardan çıkılması bunlar bile büyük kaynak" diyor. "Ek vergi" düşünmediklerini söylüyor. Bir gazetecinin "Destekler yüksek olur da destek alanlar çalışmaktan vazgeçer ya da iş dünyasından yüksek maaş talep ederse" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Ücretler anlamında Çin’i değil Avrupa’yı örnek almalıyız".
Bu arada aile kavramı da soruluyor: İlla evli olmak mı gerekiyor? Böyle bir ‘şart’ yok. Evli, bekar, birlikte yaşayan, boşanmış bunlar sorgulanmıyor. Hatta boşanan kadınların ev kirası, eşya gideri ve çocuk bakım ihtiyaçları bu sigortanın güvencesinde. Ve adı ‘yeni başlangıçlar fonu’… CHP bu proje ile iktidarın hak temelli bakmadığı için çoğalan yoksulluk ile kurmaya çalıştığı biat ilişkisini ortadan kaldırmayı ve kadının alacağı desteği özgür iradesi ile ailesi, çocukları, kendisi için uygulamasını hedefliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’na Altılı Masa'nın 28 Şubat’taki "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" çalışması hariç, 'başta ekonomi olmak üzere ayrı ayrı programlar açıkladığı ve bunun halk gözünde bir kafa karışıklığı yaratıp yaratmayacağını’ sordum. Kılıçdaroğlu hem liderler hem de partilerin yönetici kadrolarının aralarında ekonominin de bulunduğu konularda yakın çalıştıklarını, arada küçük nüanslar olsa da bir noktada anlaşılabileceğini düşünüyor. Bu arada seçimlerden hemen sonra eğer kazanırlarsa ‘hasar tespit komisyonu’ kurup durumun fotoğrafına göre hareket edeceklerini de anlatıyor. Nereden bakarsanız bakın CHP’nin bir numaralı önceliği ‘yoksul kesim’…
Davutoğlu Sultanbeyli’de
Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplantısı 17:00'de bitti. Yaklaşık bir saatte Sultanbeyli’ye geçtim. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun mitingini izlemek için. Burası yüzde 70 oy desteğiyle AKP’nin, Erdoğan’ın önemli kalelerinden biri. Alana vardığımda Davutoğlu konuşmaya başlamıştı, en arkadan sahnenin bulunduğu yere kadar yürüdüm. Coşkulu bir kalabalık vardı. Davutoğlu ‘bir yüzükle iktidara gelenlerin servet sahibi olmasından' da bahsetti eğitimden ekonomiye eşitsizliklerden de… "Kürt vatandaşlarımız, Alevi vatandaşlarımız, farklı aidiyetlere sahip tüm toplum kesimleri insan haklarından eşit yararlanacak, mezhebi, kimliği, etnisitesinden dolayı kimse dışlanmayacak" diye konuştu. En önemli cümlelerinden biri; iktidarın "Biz gidersek başta başörtüsü kazanımların kaybedileceğine" dair yarattığı korkuyla ilgiliydi: "Sizin yolsuzluklarla kazandıklarınızı, bizim kazandıklarımızla örtemezsiniz deyin. Tüm kazanımlarım garantisi biziz…"
Ahmet Davutoğlu mitingin ardından aralarında benim de olduğum gazetecilerle buluşarak sorulara yanıt verdi. Öncelikle CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun "Aday Kılıçdaroğlu olmazsa masa dağılır" cümlesinden rahatsız olmuş. Bunu saklamıyor. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunu liderler dışında konuşmanın yanlış olduğunu düşünüyor. Ancak masanın geleceği ile ilgili rahat. Şöyle diyor:
"Masanın geleceğiyle ilgili endişem yok. Masanın dağılma riskinin yaratacağı zarar, tahribat, devam etmenin yaratacağı tahribattan daha yüksek. Herkes buna özen gösterirse tabii. Ama ben bu özenin gösterileceğini düşünüyorum. Masanın devamı tekil çıkarlardan daha önemli."
Bir diğer soru. Altılı Masa'nın bir arada ortak açıklayacağı yol haritasında geç kalınmıyor mu?
Davutoğlu burada masaya haksızlık edildiğini düşünüyor:
"'Altı lider bir araya geldi tek partiye dönüşecek.' Bu yanlış. Görüş ayrılıklarımız var ama birbirimize tahammül etmeyi öğrendik. Saygı göstermeyi tecrübe ettik, ekiplerimiz birbirini tanıdı. Bunlar büyük kazanımlar…"
Ahmet Davutoğlu eğer Altılı Masa tek aday çıkarır ve kazanırsa iki konunun önemli olduğunu söylüyor:
"Bu süreçte ülkeyi bir kişinin değil bir ekibin yönettiği-yöneteceği mantığına gelirsek koalisyon protokolü olur. Kastım kim aday olacaksa geçiş sürecinin cumhurbaşkanı adayı olacağını bilmeli ve sonraki siyasi rekabette yer almamalı. Fiilen cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanırken partisinden istifa etmeli."
Bu arada Davutoğlu’na, Kılıçdaroğlu’nun Gerçek Gündem’e söylediği "40 il, 87 seçim bölgesinde, masanın ortak aday gösterilebilme çalışması-arayışı" sözlerine nasıl baktığı da soruldu:
"360’ı bulacak (anayasa referandum sayısı) her formülü konuşmaya hazırım… "
Altılı Masa'nın iki liderini 6 saatlik bir maratonda dinledim. Her ikisi de masanın devam etmesi konusunda şu an itibarıyla kararlı, yol kazalarını da çözme konusunda istekli gördüm. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek…
Murat Sabuncu kimdir?
Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.
Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.
En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. Çıktıktan sonra sekiz ay gazeteyi yönetti.
T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.
Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.
|