Bir zamanlar Soylu Davut'un Şehrinde, tenhada bir ahırda,
Bir ana sarılmıştı bebeğine.
Kulak vermelisiniz onun daha sonra söylediklerine.
Siz tıkınıp dururken Noel partilerinde,
Defolup gidin desem gülüp geçersiniz.
Meseleyi anlamıyorsunuz, söylemek gereksiz.
Noel ruhu, içtikleriniz değil.
O halde nasıl gülebiliyorsunuz kendi ananız açken,
Nasıl gülümsüyorsunuz tüm gülümseme nedenleri yanlışken?
Kan akacaksa ten ve çelik bir araya geldiğinde,
Akşam güneşinin renkleriyle kuruyan,
Yarının yağmurları lekeleri yıkasa da,
Yine de bir şey hep kalacak zihinlerimizde.
Belki bu nihai eylemin anlamı,
Perçinlemek içindir tüm bir yaşamın iddiasını
Şiddetten bir şey çıkmadığını ve asla çıkamayacağını,
Öfkeli bir yıldız altında doğanlar için.
Unutmayalım diye, ne kadar kırılgan olduğumuzu
Christmas Song - 1969
Anılardaki Jethro Tull
1991 yılının 16 Temmuz gecesindeki Jethro Tull konseri, boğucu ve kasvetli geçeceği belli olan 90'ların başında nefes alınan bir vahada iki saat soluklanmak gibiydi.
Sanki İstanbul bunu sezmiş gibi Beyoğlu'ndaki meyhanelerde, barlarda, Cağaloğlu yokuşundaki gazete ve dergi bürolarında konser öncesi bir hafta boyunca Jethro Tull konuşulmuştu. İstanbul'a gelen dünyaca ün yapmış şeflerin yönetimindeki klasik batı müziği orkestra ve solistleri de dahil, caz ve rock dünyasının kilometre taşlarını izledim. Ama hiçbiri Jethro Tull kadar konuşulmamış, şehirde onlar kadar heyecan dalgası yaratmamıştı.
Tahmin edileceği gibi Harbiye açık hava tıklım tıklımdı. Hayatında rock konserine gitmediği hemen anlaşılan bazı konformist tipler de gelmişlerdi. Konser gök gürültüsü desibelinde başladı ve tekerlekli sandalyede dizlerine battaniye örtülü vaziyette biri getirildi. Anlamadık ne olduğunu bir acuze gibi görünüyordu. Aniden çevik bir hareketle fırladı ve battaniyenin altına sakladığı flütünü, tek ayak üstünde durarak konuşturmaya başladı. Meğer Ian Anderson'mış. Grup her parçaya zıpkın gibi giriyordu. Baladlar bile dinamik bir soundla seslendirildi. Bu Jethro Tull'un özgün sesiydi.
Ian Anderson 75 dakika süreceği anons edilen ama seyircinin coşkusundan aldığı enerjiyle iki saate yakın süren konserin büyük kısmını tek ayak üstünde geçirdi. Seyircileri hipnotize etmişti sanki. Fat Man şarkısına başlayan Ian Anderson, grup arkadaşları da dahil 8 bin izleyiciyi neşe içinde hop oturup hop kaldırdı.Çok eğlenceliydi.
Müzisyen arkadaşları ve izleyiciler de dahil öylesine hakimdi ortama. Performansı da büyüleyiciydi. Kibirli değildi ve izleyicilerle çok güzel bir iletişim kurdu.
Epeyce ünlü isim de vardı seyirciler arasında. Bunlardan biri de, o yıllarda İletişim yayınlarınca çıkarılan Yeni Gündem dergisinin acar yazarı Sadık Özben idi. Özben, "Davulcunun arkasında biri daha vardı galiba, havada sürekli dört el gördük de.'' diye yazmıştı Yeni Gündem'deki köşesinde. Hakikaten de öyleydi, fırtına gibiydi grubun davulcusu. Konser bitti ve benim hayatıma unutamayacağım bir gece daha eklenmiş oldu.
Jethro Tull, adını on sekizinci yüzyılda yaşamış, tarım makinesini yaratan İngiliz mucit çiftçinin isminden almaktadır.
1967 yılında kurulan, ilk döneminde folk blues rock ve füzyon caz yapan grup, ilerleyen zamanlarda müziğine hard rock ve folk öğeleri de katarak progresif rock sound'unu ortaya çıkardı. Vokalist, flütçü ve gitarist Ian Anderson liderliğinde müzik çalışmalarını sürdüren Jethro Tull, yıllar içinde çok sayıda üye değişikliği yaşadı. Öne çıkan üyeleri arasında gitarist Mick Abrahams ve Martin Barre; klavyeci John Evan ve Dee Palmer; davulcu Clive Bunker, Barriemore Barlow ve Doane Perry; basçı Glenn Cornick, Jeffrey Hammond, John Glascock ve Dave Pegg sayılabilir.
Halen konserlerine ve albüm çıkarmaya devam etmekte olan Jethro Tull toplam 30 albüm çıkarmış ve Londra'nın ünlü Marquee kulübündeki ilk performanslarından bu yana 60 milyon albüm satmıştır. 30 yılda 40 ülkede 2500'den fazla konser verdikten sonra şimdilerde dünya çapında her yıl 100 konser vermektedir. Konserlerinde albüm kayıtları kalitesinde ve titizliğinde şarkılarını seslendiren grubun artık nev-i şahsına münhasır olan soundu karmaşık geçişli ve alışılmışın dışında bir alt yapıya sahiptir.
Jethro Tull'ı, emsali diğer rock sanatçılarından farklı kılan ve progresif rock müziğin en önemli gruplarından biri olmalarını sağlayan özelliklerinden biri, grubun kurucusu ve solisti Ian Anderson'ın tek ayak üstünde, gırtlak oyunu efektleriyle beraber vücut dilini de etkileyici bir teatrallikle kullanarak çaldığı flütteki ustalığıdır. Bu sayede rock müziğe getirdiği sound farklı olmuştur. Anderson'un bu yaratıcı yeniliği grubun ve kendisinin temsili imgesi olarak hafızalarda yer etmiştir.
Led Zeppelin'in olağanüstü gitaristi Jimmy Page gitarını keman yayıyla çalarak Chopen'in Prelude in E minor: Op 28, n.4 eserini seslendirmiş ve rock alemini de klasik batı müziği çevrelerini de çok şaşırtmıştı. Jethro Tull'da bir Ian Anderson yaratıcılığının ürünü olarak, "Johann Sebastian Bach'ın 1708-17 yıllarında lavta için ürettiği ve zamanımızın klasik gitaristlerinin arasında çok rağbet gören ve en bilinen eserlerden biri olan Mi Minör Bourré'i, 250 yıl sonra, 1969 yılında Jethro Tull rock formatında yorumladı. Ian Anderson'un barok bir ezgiyi caz rock formatında yorumladığı ikonik flüt solosu, bu eserin de yer aldığı 'Stand Up' albümünün İngiltere listelerinde bir numaraya çıkmasında önemli bir etmendi.''
Ian Anderson
Grubun kurucusu ve solisti 1947 İskoçya doğumlu Ian Anderson özgün olmayı başarmış ender sanatçılardan biridir ve tek bir tümceyle rock grubunun çılgın, tek ayağı üzerinde, uzun sakallı flütçüsü olarak görülmektedir. Şarkı sözlerinin şiirsel yetkinliği, grubunun bilinirliğini artırdı. Bestelerinde ele alınan konular humor içeren alaycı, kinayeli ve birçok absürt ve kendi yarattığı kurallardan oluşur. Örnek, Sossity you're a woman, Hymn 43, Thick as a Brick.
Anderson'ın şarkı sözleri genelde farklı tema ve motifleriyle folk, mitolojik, fantastik ögeler içerir.
Anderson çoğu Tull performansının ayrılmaz parçası akustik dokuları sağlayan etnik flüt, akustik gitar, mandolin ve ukulele çalıyor. Grubun yaptığı müzikte flüt sololarının çokça bulunması nedeniyle Jethro Tull çoğu zaman tek ayak üzerinde flüt çalan Ian Anderson'la özdeşleşti. Sanatçı 4 farklı solo albüm de çıkardı. Bu albümler Walk Into Light, Divinites, The Secret Language of Birds ve Rupi's Dance'dir.
Jethro Tull, rock tarihinde kilometre taşı olmuş kült albümleri ile on yıllardır rock severlerin hayatlarında derin izler bırakmış, hatıralarla özdeşleşti. O albümler ve çıktıkları yılların listesi aşağıda.
- This Was (1968)
- Stand Up (1969)
- Benefit (1970)
- Aqualung (1971)
- Thick as a Brick(1972)
- Rock Island (1989)
- The Zealot Gene (2022)
Sanat hayatında Ian Anderson, toplumsal ve küresel sorunlara karşı da duyarlı oldu.
Aşağıdaki video, sadece rock aleminde değil, son yıllarda tüm müzik dünyasında yapılmış en nitelikli çalışmadır. Nelerin anlatıldığı hakkında kısa bir ipucu vermek gerekirse, yoksulluk, savaş, mülteci sorunu, ölü vücudu kıyıya vuran bebek ve buna ukulelesiyle karşı tavır geliştiren Ian Anderson.