29 Mart 2022

Ruslar!

Sadece anlaşılmaz, anlamsız bir şey değil böyle bir eylem. Sadece toptan faydasız bir şey değil. Aynı zamanda kötülük dolu. Aynı zamanda zararlı. Koca bir toplumun bir Rus balesini seyretmesine nasıl yasak getirebilirsin? Koca bir toplumun Turgenyev okumasına engel olursan bundan kim zararlı çıkar?

Gitgide kana batarak sürüp giden Ukrayna Savaşı'nın Putin'den daha öncelikli bir sorumlusu herhalde olamaz. Belki hayatından çok memnun değil, çünkü büyük bir ihtimalle işler onun tahmin ettiği ve hesapladığı şekilde devam etmedi. Ama yüzünde hiçbir insani ifade olmaksızın oturuyor, emirlerini veriyor, Ukrayna'yı bir harabe alanına çevirirken aslında Rus kayıpları karşısında da bir duygu kırıntısı belli etmiyor.

Rusya otokrata alışıktır. Putin figürü de Rusya için yadırganacak bir figür değil. Nikola'lar, İvan'lar, Pyotr'lar bildik Çarlar; sonra Stalin, Çeka, KGB gelip Okhrana'nın yerini alıyorlar. Putin de zaten KGB'den. Rusya komünizmden "kurtuluyor", "özgür" oluyor Putin'le! Ortaya şu bu değil, "oligarklar" çıkıyor! 

Böyle bir tarih insanları Rusya karşısında teyakkuza geçirebilir. Rusya'nın kendi içinde uyguladığı yöntemler falan bir yana, dünyada hegemonik bir varlık haline gelmek istediği de zaten eski hikâye. Bu da yakınında uzağında herkes için yeterince ürkütücü. Şimdi savaşa nükleer silah da karıştırmaktan söz edebilmeleri iyice endişe verici. Bir yığın sorumlu insan, falan ülkenin başkanı, filan kuruluşun sekreteri vb. "Ne yapacağız? Ne yapmalıyız?" diye kara kara düşünüyor Rusya'nın bu davranışları karşısında.

Ama çaresini bulanlar da var. Rus yazarlarının, örneği Çehov'un eserlerini basmazsın; Rus bestecilerinin, örneği Çaykovski'nin, Borodin'in eserleri çalmazsın. Rus dansçılarını memleketinden kovarsın, Ukrayna'yı bunlar bombardıman ettiklerine göre sorun çözülür.

Bu tavırları alanları, bunları yapanları anlamak mümkün mü? Sanki bu dünyada bazı insanlar var, "Neyi yasaklasak?" diye dolaşıyorlar. Av arayan yırtıcı hayvanlar gibi, koklayarak, sağa sola bakarak geziniyorlar. Ne kadar çok şeyi yasaklarlarsa dünyanın o kadar daha iyi olacağına inanıyorlar. Ama "şeyi" derken bu öyle sıradan "her şey" olmayabilir. "Sanat" falan, öyle bir nesneyse yasaklamayı başardıkları, keyfi de daha fazla oluyor. "Ben Tolstoy'u yasaklamış (ya da "yasaklattırmış") adamım deyip şişiniyorlar mı, nedir.

Sadece anlaşılmaz, anlamsız bir şey değil böyle bir eylem. Sadece toptan faydasız bir şey değil. Aynı zamanda kötülük dolu. Aynı zamanda zararlı. Koca bir toplumun bir Rus balesini seyretmesine nasıl yasak getirebilirsin? Koca bir toplumun Turgenyev okumasına engel olursan bundan kim zararlı çıkar?

Bu ilkelliği yapan kişi Putin'den rahatsız mı sahiden? Yoksa fırsattan yararlanıp kendi Putin'ini içinden çıkarıp serbest bırakan biri mi?

Örneğin, Amerikan yurttaşı olan Nabokov'u da yasaklamak gerekir mi? Rus değil Yahudi olan ama Rusya'da doğduğu için Rus pasaportu taşıyan Chagall karşısında tavrımız ne olmalı? Hayat karmaşık, türlü türlü durum var. Ama böyle bir durumda öncelikli hedefin "etnisite" olduğu anlaşılıyor. Çünkü yasaklar "Rus olduğu için"! Eğer öyleyse, sözü geçen kişiler bu olay -nasıl bitecekse- bitip konu kapandığı zaman da "suçlu" olmaya devam edecekler.

Mantık böyle gerektirmiyor mu?

Bu yasaklardan yana kişiler çıktı. "Böyle saçmalık olmaz" diyenler de çıktı. Ve sanırım çok daha kalabalıktılar. Ama olaylar nasıl gelişti, bilmiyorum. Devam eden böyle bir durum var mı? Yoksa yasakçılar her yerde susturuldu mu?

Böyle olaylar "etnik ("ırkçı" deseniz de olur) milliyetçiliğin" etkili olabildiği bir dünyada geçerli olabiliyor. Ama insanlar birbirlerine (çok zaman saçma sapan gerekçelerle) düşman olmanın yolunu bulmuşlar. Çünkü insan hayatında dostluktan çok düşmanlığın yeri var. "Tansiyon" yükselten o.

Ukrayna olayı üstüne bazı toplumlarda kendini gösteren bir fanatizmden söz ediyoruz. Bu fanatizmden bizim de aldığımız bir pay yok mu? Var tabii. Var ve hemen hemen her gün bir başka örneğiyle karşılaşıyoruz. Ama ben bugün, çoğu uçup buharlaşan, üstünde de fazla durulmayan olaylardan değil de "müdellel" ve "müseccel" bir örnekten söz edeceğim.

"Genç Kalemler", 1900'lerin başlarında, Balkan Harbine kadar, Selanik'te yayımlanan bir dergi, kültür ve sanat dergisi. Türk milliyetçiliğinin beşik işlevi görmüş yayınlarından biri. Daha önceleri de birkaç kere değinmiştim. Derginin baş editörü, İttihat ve Terakki yönetim kurulu (ne gibi bir hukuki hakkı varsa) kararıyla Ali Canip Yöntem. Bağlantıyı kuran Ziya Gökalp; en önemli yazarı Ömer Seyfettin.

Bu dergide görece sık karşılaştığımız bir imza var: Kaya Alp. Bir takma ad olduğu belli. Bazı yazılarında bunu kullandığı bilinen kişi de Ziya Gökalp. Bu imzayla çıkmış bir yazının başlığı "Dostoyevski". Yazı şöyle başlıyor: "On dokuzuncu asrın Rus mütefekkirleri, edipleri arasında mütelevvin ("renkten renge giren" MB) şahsiyetiyle Dostoyevski'ye de tesadüf edilir. Rus edebiyatına renkli ve feyizli bir şekil veren Gogol'ler, Turgenyev'ler sırasında sayılmak istenen Dostoyevski hayatının ikinci kısmında tutmuş olduğu meslekle bu mümtaz mütefekkirlerden pek çok ayrılmıştır." Bu "ikinci kısım", tabii, sürgün ve sonrası; yani Dostoyevski'nin Dostoyevski olduğu dönem. Şöyle devam ediyor Gökalp: "Dostoyevski Ruslar için, fakat bir kısım Ruslar için, sevilebilir, hürmet olunabilir: fakat biz Türkler için nefrete yakın bir hisle düşünülmelidir; çünkü dehşetli bir Slavcı, bir Türk düşmanıdır. Ve ben burada onu edebi şahsiyetiyle değil siyasi, Türk düşmanlığı sıfatıyla karilerime tanıtacağım."

"Aynı şey değil" diyebilirsiniz. Evet, ayrıntılar farklı, ama işin özü aynı. Bir yazarı yazarlığı ile ilgisi olmayan, sonunda bir siyasi ideolojiye bağlı nedenlerle düşman ilan etmek (Gökalp'ın "Gözlerimi kaparım/Vazifemi yaparım" ideolojisinin de Dostoyevski'nin Panslavizm'inden büyük bir farkı yok üstelik). Böyle bir yazarı "nefrete yakın bir hisle" düşüneceksek, Putin'e muhalif bir sanatçıyı da "Rus" olduğu için kovmak aynı sorunsalın parçaları.

Yazarın Diğer Yazıları

Değişen dünya

Solun daldığı kış uykusundan uyanması, silkinmesi ve toparlanması gerekiyor, diye düşünüyorum. Bu işe girişirken cesur olmak çok önemli. “Geçiştirme” değil, gerçek bir özeleştiri gerekiyor

İsrail: Sonu nereye varacak?

Savaşa varmadan durulmasıyla daha iyi bir dünyaya adım atmış olur muyuz?

Değişim beklenir mi?

Birinci gelen parti AKP'nin ikinci parti olma sürecini izleyeceğiz, gözlemleyeceğiz. Kim ne diyecek, nasıl tavır alacak?