Birkaç gün önce de yazdığımı gibi, Ukrayna sorunun nereye (nerelere) gittiğini, ne gibi sonuçlara yol açacağını (birçok yeni sorun üreteceği kesin) tahmin edemez bir haldeyim. Şunu söyleyebilirim: Bu gibi durumlarda bir şey öbür şeyi tetikler, tetiklenen şey sekiz şeyi daha tetikler, bir noktaya gelinir ki bu nokta olayla ilgili herkesin, oluşundan sorumlu olduğu ya da oluşunda payı olduğu, ama hiçbirinin kendi başına yapmadığı ve hiçbirinin olmasını istemediği bir yer, bir durumdur. Bunun da böyle olacağından şüphem yok ama bu "ne" olacağını anlatmıyor. "Ne olacağını" daha kesin olarak bildiğim bir şey var: Kim kazanırsa kazansın (bir "kazanan" olabilirse), Ukrayna bir büyük yıkıntı hâline gelecek.
Kim nereye tırmanıp oturacak, kim emirleri verecek, bilemem, ama büyük çaplı bir inşaat faaliyetinin başlayacağı esin.
Rus birliklerinin Ukrayna'ya girmesinin üstünden yaklaşık bir ay geçti. Her gün yeni bir şeyler oluyor. Böylece hangi noktaya geldik? Putin, "Birlikler Ukrayna'ya harekete geçsin" emrini verirken, verdikten bir ay sonra burada olacağını biliyor muydu? Tahmin etmiş miydi? Hepi topu buraya geleceğini bilerek emri verdiyse, bu "isabetli" bir emir miydi? Bu sorulara ben kendi aklımca ancak olumsuz cevap verebilirim: Hayır, hayır, hayır. Peki, bu nasıl açıklanır?
Putin, Ukrayna'nın böyle bir direniş göstereceğini beklemiyordu. Bence, kendi ordusunun böyle bir lagarlık göstereceğini de beklemiyordu. Buna bağlı olarak, Rus halkından da böyle geniş çaplı bir itiraz beklemiyordu.
"Tek adam"lara özgü bir "sendrom mudur? Bir şey söylerler, "Bu böyledir" derler. Dedikleri de mutlak doğrudur, tartışılmaz. İyi de, işin gerçekliğine yakından bakınca, konuyu biraz inceleyice, hiç öyle olmadığını görürsünüz. Siz görürsünüz de, kesinkes yargıyı veren "tek adam" bunu göremez. Konumu görmesine engeldir. "Yanlış değerlendirmişim" demek onun "tek adamlığı"na ölümcül bir darbedir. Onun için diretir. Ukraynalılar aslında Rus'tur, faiz sebep enflasyon sonuçtur, Osman Kavala devleti devirmek üzere eyleme girmiştir v.b. Bazı insanlar böyle bir dünyada yaşarlar. Görmezler mi, durumun dedikleri gibi olmadığını? Muhtemelen görürler, hiç değilse kısmen görürler. Ama söz söylenmiştir bir kere. Geri alınmaz.
Putin "Ukraynalı" diye bir ulus olmadığını söyledi, bunun kısmen Lenin'in bir yanlışlığı olduğunu da ekledi (taşın vurduğu ikinci kuş). Derken buna Ukraynalıların önemli bir kısmının Nazi olduğunu da takıştırdı. Evet, Ukrayna'da küçük ama ses çıkaran bir Nazi topluluğu vardır (muhtemelen Yahudi Zelenski'ye kesinlikle oy vermeyecekler arasındadır bunlar), ama bunları Putin'in yaptığı gibi neredeyse bir "çoğunluk" hâlinde tasarlamanın da anlamlı bir tespit olduğu söylenemez. Acaba Putin'in sözlüğünde Nazi olmuş Ruslar'ın Ukraynalı olduğu mu söyleniyor? Bizim bildiğimiz "Nazi" olmuş Rus'a "Nazi olmuş Rus" denir. Bunlardan da epeyce vardır dünyada. "Tek adam" ideolojisinden Nazizm'e geçmek de fazla uzun bir yolculuk gerektirmez.
Peki, diyelim ki Putin bu tür dirençler beklemedi. Aynı zamanda, geri kalan dünyanın kendisine karşı böyle bir "cezalandırma" işbirliğine gireceğine de ihtimal vermedi. Böylece olay uzuyor, sonuç alınamıyor ya da Putin'in istediği türden bir "barış" olabilmesi ihtimali zayıflıyor. Yaptırımlar hissedilir hâle gelmeye başlıyor... Ne olacak? Putin ne yapacak?
Bombardımana devam. Elinin altındaki silah stoku da buna yatkın (burada bir parantez açayım: Putin ve kurmayları sanki silah kullanımı konusunda da isabetli seçimler yapmadılar. Bir kere duyuyoruz, okuyoruz ki istedikleri gibi bir "hava egemenliği" kuramamışlar. Bu, yapmak istedikleri birçok şeyi engelliyordur. Büyük tank birlikleri soktular Ukrayna'ya. Askeri uzman olmaya gerek yok: Bu tür bir atak yapınca beklersin ki "blitzkrieg" havasında bir harekâta geçsinler. Geçmediler de değil aslında. Ama bunun arkası gelmedi, belki gelemedi. Ama bu tanklar şimdi Ukraynalılar için kolay hedef.
Her neyse, herhalde Kiev'i sarmak, tam kuşatmak gibi bir işe girişeceler. Bu, gerçek anlamda bir "askeri" savaş değil, bir "aç bırakma" taktiği olacak -ve öyle pek çabuk sonuç vermeyecek. Bir tür "Berlin Ablukası"na da dönüşebilir. Bunların yanı sıra ağır bombardımanla halkın direnişini kırmaya çalışacaklar.
Ve sonunda bu durum bitecek. Bir taraf ya da öbür taraf "Yeter. Oturup ciddi ciddi konuşalım" diyecek. Belki iki taraf da aynı zamanda bunu söyleyecek duruma gelecek. O zaman Ukrayna'nın hâl-i pürmelali ne olacak? Geleceği ne olacak?
Dedim ya, bilemiyorum. Bildiğim, "kesin" diyebileceğim, sadece "inşaat faaliyeti".
Bunun nasıl olacağını da, ayrıntı düzeyine inince, hiç bilemiyorum. Ama bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak, "inşaat" denince içimde bir şeyler kıpırdıyor. Ne bileyim, hani belki "baseball" denice bir Amerikalının yüreği hop ediyordur -ne olsa adamın milli sporu. Ben de "inşaat"tan benzer şekilde etkileniyor olabilirim.