10 Nisan 2023

Vergi cennetleri listesini Erdoğan açıklamıyor peki Kılıçdaroğlu açıklar mı?

Erdoğan bu listeyi şu ana kadar açıklamadı, belki de ilerleyen süreçte açıklar

Vergi cenneti sayılan yerlere para aktarıldığı zaman Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) m.30/7 uyarınca yüzde 30 oranında stopaj (kesinti) yapılır. Ancak sorun şu ki; vergi cennetlerinin nereler olduğunu ancak Cumhurbaşkanı ilan ederse öğrenebileceğiz. Yani Cumhurbaşkanı bu yerleri ilan edecek, biz de öğrenecek ve buraya para gönderilmesi durumunda yüzde 30 stopaj yapacağız. Aksi durumda stopaj yapılamayacaktır. Ayrıca bu listeler Cumhurbaşkanınca yıllardır ilan edilmedi.

İşte bu yazımızın konusu vergi cenneti listesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden ilan etmediği, olası Cumhurbaşkanı değişiminde Kılıçdaroğlu’nun bu yerleri ilan edip etmeyeceğidir.

Nerede bu vergi cennetleri?

Vergi cenneti kavramı 1950’lerden beridir hem akademide hem de diğer birçok alanda kullanılır. Ortak bir tanım birliği hâlâ mevcut değildir ancak vergi cennetleri genel olarak ülke dışında bulunan hiç vergilendirilmeyen ya da düşük oranda vergilendirilen, bilgi paylaşımı konusunda şeffaf olmayan, kazanç anlamında fiili aktivitelerin olmadığı yerler olarak bilinir.


OECD de vergi cenneti kavramını tanımlamak yerine buna bazı özellikler atfederek anlaşılmasını sağlamaya çalışmıştır. OECD vergi cennetleriyle alakalı olarak çok düşük oranlı ya da hiç vergi olmaması, şeffaflığın çok az ya da hiç olmaması, etkin bilgi alışverişinin olmaması ve herhangi bir iktisadi faaliyetin bulunmaması şeklinde özellikler saymıştır.

Vergi cennetleri uluslararası birçok sahada offshore yani kıyı ötesi finans merkezleri olarak da bilinir. Bunlara offshore yani kıyı ötesi denilmesinin temel nedeni bu yerlerin Karayip Denizi’ndeki irili ufaklı adalardan oluşmasından kaynaklıdır. Ancak bu kavram Karayip’teki yerleri de aşarak denizi ve dolayısıyla kıyısı olmayan yerlerde de kullanılınca bu kavramın içeriğinde ilk etapta deniz ve kıyı aramak yerine vergi avantajı olan yerler anlaşılmaya başlandı. Böylece bir yer, denizi ve kıyısı olmasa da vergi cenneti dolayısıyla offshore sayılabilmektedir.

Dünyada bilinen offshore merkezleri yani vergi cennetleri Apple’ın 55 milyar dolarlık vergi hilesine konu işlem yaptığı İrlanda, Google’ın 45 milyon dolardan fazla para tuttuğu Bermuda, Lüksemburg, İsviçre, Monaco, Virgin Adaları, Man adaları, Cayman Adaları, Malta, Şeyseller, Bahreyn, Mauritius Cumhuriyeti, Jersey (Manş Adaları) vs. sayılabilir.

2016 ve 2017 yıllarında Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine iki farklı hukuk firmasından offshore bankacılık hesaplarına ilişkin sırasıyla Panama Belgeleri ve Cennet Belgeleri olarak bilinen veriler sızdırılmıştı. Gazeteler, offshore vergi cennetlerinde para depolayan çok sayıda politikacı, ünlü, şirket ve diğer dünya liderlerini ifşa etmişti.  Bu iki sızıntı, offshore vergi cennetleri hakkında şimdiye kadar bilinen en fazla veri sızıntısıydı.

Bu nedenle OECD başta olmak üzere uluslararası arenada çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu konuyu başka bir yazıda ele alacağım.

Vergi cennetlerine aktarılan paralardan stopaj yapılmalı ama…

Yukarıda vergi cenneti olarak sayılan yerler bizim ülkemiz için gerçekte de birer cennetler. Çünkü bu yerlere aktarılan paralardan KVK m.30/7 uyarınca yüzde 30 stopaj yapılması gerekmekte ancak bu yerlerin KVK m.30/7.fkr uyarınca Cumhurbaşkanınca ilan edilmesi gerekmektedir.

Daha önce Bakanlar Kuruluna ait olan bu yetki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçince Cumhurbaşkanı’na geçti.

Dolayısıyla bu yerler Cumhurbaşkanınca ilan edilmediği için buralara aktarılan paralardan stopaj da yapılmamaktadır. Ve bu yerler ülkemiz için gerçekten cennet olarak kalmaya devam etmektedir.

Önemli bir husus da KVK m.30/7.fkr uyarınca, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlar ile tam mükellef kurumların söz konusu ülkelerde bulunan işyeri veya daimî temsilcilerine nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30’luk vergi kesintisi kapsamındadır. Dolayısıyla, vergi cenneti olan yerlerde yerleşik olan veya buralarda faaliyette bulunan kurumlara ödenen kredi anaparası, tasfiye bakiyesi gibi değerler de vergi kesintisi (stopajı) kapsamında bulunmaktadır.  

Ödemeye esas teşkil eden bir belgenin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek ülkelerde düzenlenmesi, vergi kesintisi için yeterlidir. Ancak bu yerler Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilmediğinden yüzde 30’luk kesinti (stopaj) de yapılmayacaktır. Bu durum Hazine'yi çok ciddi şekilde zarara uğratmaktadır.

Cumhurbaşkanı vergi cenneti olan yerleri neden ilan etmiyor?

KVK m.30/7.fkr uyarınca stopaj yapılması için bu yerlerin Cumhurbaşkanınca ilan edilmesi gerektiği aksi durumda buraya aktarılan tutarlar üzerinden stopaj yapılmayacağı net bir şekilde belirtilmiş.

Cumhurbaşkanı böyle bir yetkisi olduğunu bilmiyor olabilir mi? Bilemedim, her şey ihtimal dahilinde elbette ama bunun çok küçük bir ihtimal olduğunu söylemem gerekiyor. En azından kurmayları/danışmanları bu yönde bir uyarı yapmış olmalı. Ancak bu konuda ne Cumhurbaşkanlığınca ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca herhangi bir açıklama yapılmadığından tüm cevaplar tahminden öteye gitmiyor maalesef.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu yönde bir rapor hazırlaması şarttır. Çünkü 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 16 yıllık süreçte vergi cenneti sayılan yerlerin listesinin açıklanmamasından kaynaklı ne kadarlık bir vergi kaybı olduğunu bilmek bir vergi mükellefi olarak yurttaşlık hakkımız olsa gerek.

Erdoğan bu listeyi şu ana kadar açıklamadı, belki de ilerleyen süreçte açıklar. Ancak olası bir Cumhurbaşkanı değişiminde "Kılıçdaroğlu bu listeyi açıklar mı?" sorusunu kendisine sormak lazım. Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’la röportaj yapan basın mensubu arkadaşlardan bir ricam var; lütfen bu soruyu kendilerine ve/veya muhataplarına sormaları ya da danışmanlarından bu soruyu kendilerine iletmeleri. Beni kırmayacaklarını umuyorum.

Cevabını da sabırsızlıkla bekliyorum…

Ayrıca

Tüketim ve zorunlu mallar üzerinden alınan ÖTV ve KDV oranlarını artırarak bütçeyi beslemeye çalışan iktidar partisinin bir an önce vergi cennetlerinden vergi alınması gibi uygulamaları hayata geçirerek elini yurttaşın cebinden çekip hem elini hem de vergilendirme anlayışını sermayeye doğru kaydırması gerekmektedir. Vergilemede adalet tam da budur...

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Kira ödemelerinde yeni dönem başladı: Örneklerle yeni uygulama…

Konutlar için tutar ne kadar olursa olsun kiranın; banka ya da finans kurumları aracılığıyla ödenmesi gerekmektedir

Ocak-Eylül bütçe karnesi: Toplam vergi gelirlerinin yüzde 52’si KDV ve ÖTV

2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bütçe gelirleri 2 trilyon 998 milyar 719 milyon TL iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 75,2 oranında artarak 5 trilyon 253 milyar 15 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılı Ocak-Eylül dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 69,6 oranında artarak 4 trilyon 401 milyar 815 milyon TL olmuştur

“Katılma payı” görünümlü “vergi”

Birçok kişi kredi kartı limitini 100 bin liranın altına çekmeye başladı bile. Ancak hatırlatmakta fayda var; olur da bu kanun yasalaşırsa kredi kartı limitine bağlı alınacak katılma payına ilişkin 4 ve 5’inci maddeler 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecek. O nedenle kredi kartı limitini düşürmek için acele etmeye pek gerek yok.

"
"