14 Ağustos 2024

‘Tahakkuktan vazgeçme’den vaz mı geçsek artık…

Tahakkuktan vazgeçmede henüz ne tahakkuk etmiş ne de tahsil edilmiş bir vergi söz konusu olduğundan terkinden farklıdır. Çünkü terkinde öncelikli tahakkuk olmuş bir vergi ve/veya cezaları söz konusudur

Vergi borçlarını sona erdiren müesseselerden bir tanesi de tahakkuktan vazgeçmedir. Terkine benzeyen ama henüz tahakkuk etmemiş yani mükellefe tebliğ edilmemiş vergilerin silinmesi olarak anlaşılmalıdır.

Henüz tahakkuk etmemiş vergilerin silinmesi istenebilir. VUK’un mükerrer 115’inci maddesinde geçen hükümden anlaşılacağı üzere tahakkuktan vazgeçme, beyannameye dayanılarak tarh edilen vergiler için gerçekleştirilmeyip; yalnızca ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilen vergiler için gerçekleştirilmektedir. VUK mük. m.115 uyarınca ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam tahakkuk masraflarının 2024 yılı için 200 TL’yi aştığının tespiti halinde, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dâhilinde tahakkuklarından vazgeçilebilir.

Tahakkuktan vazgeçmede henüz ne tahakkuk etmiş ne de tahsil edilmiş bir vergi söz konusu olduğundan terkinden farklıdır. Çünkü terkinde öncelikli tahakkuk olmuş bir vergi ve/veya cezaları söz konusudur.

VUK’un mükerrer 115’inci maddesinde geçen hükümden anlaşılacağı üzere tahakkuktan vazgeçme, beyannameye dayanılarak tarh edilen vergiler için olmayıp yalnızca ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler için uygulanmaktadır. Yani beyannamesini zamanında, tam ve doğru veren mükelleflere uygulanmayan ama beyannamesini vermeyen ya da eksik beyan edenler için bir ödül mekanizması olarak uygulanmaktadır.

Örneğin kendi kira gelirini tam ve eksiksiz beyan eden Yalçın Bey, bu kira gelirinden dolayı hesaplanan (tarh edilen) vergisi 180 TL ise yani 2024 yılı için tahakkuktan vazgeçme bedelini (200 TL) aşmıyorsa tahakkuktan vazgeçilmez yani silinmez, ödenir.  Ancak Yalçın Bey’in bu kira gelirini beyan etmemesi durumunda hesaplanan vergi ve/veya cezası 200 TL’yi aşmıyorsa vergi idaresi bunu tebliğ etmeyebilir. Dolayısıyla bu borç tebliğ edilmediği için ortadan kalkabilir.

Dikkat edilirse tahakkuktan vazgeçme müessesesi beyannamesini kanuni süresinde, tam ve eksiksiz verenler yani dürüst mükellefler için değil, beyannamesini vermeyen ya da eksik beyan eden mükellefler için uygulanan bir tür ödül uygulamasıdır.

Özetle beyannamesini kanuni süresinde veren mükellef borcu ne kadar çıkarsa çıksın ödemek zorunda iken; beyanname vermemesi durumunda hesaplanacak vergi ve ceza tutarı 2024 yılı için 200 TL’yi aşmayacaksa silinebilmektedir.

Tahakkuktan vazgeçilecek vergi ve/veya cezalarının hangi vergi ve cezalarının olduğuna ilişkin VUK mükerrer m.115’te bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yüzden VUK kapsamındaki vergi ve bunlara bağlı cezalar için geçerli olacaktır.

Bu madde başka hangi nedenle kaldırılmalı…

Tahakkuktan vazgeçme, vergi idaresinin vergi ve/veya cezasını tahakkuk ederken katlanacağı maliyeti/masrafı dikkate alarak düzenlediği bir müessesedir. Bu vergi ve/veya cezaları hesaplayıp mükellefe tebliğ edip tahakkuk aşamasına (tebliğ edecek aşamaya) getirmek belli bir tutarda parasal masraf ve vergi idaresinin zaman kaybı olacağından vergi idaresi, 2024 yılı için 200 TL veya bu tutarın altında olan alacağından vazgeçmektedir.

Ancak teknolojinin bu denli ilerlediği dönemde VUK mükerrer m.115’in getiriliş amacındaki maliyet kavramı ve personelin zaman kaybının tekrardan gözden geçirilmesi gerekmektedir. Zira söz konusu işlemler için eskiden olduğu gibi fiziki posta, memur gibi tebliğ araçları kullanılmamakta ve tüm işlemler elektronik sistem üzerinden yapılabilmektedir.

Bu nedenle yapılacak tarhiyatın tebliği de elektronik ortamda yapılarak “masraflı” olan bu uygulama kaldırılmalı ayrıca beyannamesini tam, eksiksiz ve süresinde veren mükellefleri kapsamayan bu uygulamanın eşitlik açısından da tartışılarak hakkaniyetli bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.

Bu yüzden bu maddenin yeniden gözden geçirilip ele alınması hatta kaldırılması mevzuatın sadeleşmesi adına da yerinde olacaktır.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

1 milyon liralık bir otomobil 805 bin lira hatta daha da düşük olabilirdi…

Bugün piyasa satış fiyatı yaklaşık 605 bin TL'nin üstünde olan motor silindir hacmi 1600 cm³'ü geçmeyen otomobillerin tamamına yüzde 80 ÖTV uygulanmaktadır

Vergi hatalarını düzeltmede “yetkili” karmaşası

Vergi hatalarını düzeltme yetkisi vergi dairesi müdürlerine ve sadece Eskişehir Defterdarına aittir. Diğer yani Eskişehir hariç 80 ilin defterdarında bu yetki yoktur. Ancak Eskişehir Defterdarlığı için hâlâ bir belirsizlik görülmekte ve umuyorum ki Gelir İdaresi Başkanlığı bu konuyu açıklığa kavuşturacak bir bilgilendirme yapar

Vergiyle alakalı OVP’de yer alan hedefler

Literatürde vergi kapasitesi olarak adlandırılan vergilendirilebilir saha daha etkin kullanılacak. Örneğin altın, inci, pırlanta gibi kıymetli madenler tekrar ÖTV kapsamına alınabilir

"
"