29 Temmuz 2022

Gecikme zammı köylerde usulüne göre nasıl işle(me)yecek?

Köylerde gecikme zammının nasıl uygulanacağına ilişkin kanun koyucu bir madde oluşturmuş ve bu madde yaklaşık 60 yıldır hayatımızda yer almaktadır. Ancak vergi idaresinin bu maddeyi nasıl uyguladığı konusunda ciddi kaygılarım var

Vergilerin 4T olarak adlandırıldığı sürecin son aşaması olan tahsil aşamasının varlığı halinde gecikme zammından söz etmek mümkündür. Amme alacağının ödeme süresi içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar geçen süre için her ay ayrı ayrı yüzde 2,5 oranında gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.

21.07.2022 tarih ve 31899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5801 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile aylık yüzde 1,6 olan gecikme zammı oranı yüzde 2,5'e çıkarıldı. Böylelikle bu tarihten itibaren ödenmeyen amme borçları için aylık yüzde 2,5 gecikme zammı uygulanmaya başlandı. Ancak köylerde gecikme zammının nasıl uygulanacağına ilişkin kanun koyucu bir madde oluşturmuş ve bu madde yaklaşık 60 yıldır hayatımızda yer almaktadır. Ancak vergi idaresinin bu maddeyi nasıl uyguladığı konusunda ciddi kaygılarım var.

Köylerde gecikme zammı, 6183 sayılı Yasa'nın 53'üncü maddesinde ve Seri: A, Sıra No: 1, Tahsilat Genel Tebliği'nde düzenlenmiştir. Buna göre, 6183 sayılı Kanunun "Köylerde gecikme zammı" başlıklı 53'üncü maddesinde "Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler hariç olmak üzere belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız yüzde 10 gecikme zammı uygulanır. Ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen tahsildarların gidemediği köylerdeki borçlulara bu zam, tahsildarın ilk uğradığı zaman içinde borçlarını ödemedikleri takdirde tatbik olunur." hükmü yer almaktadır.

Bu hükümle, köylerde uygulanmakta olan yüzde 10 oranındaki gecikme zammının hangi vergiler hakkında uygulanacağını tespit etme yetkisi Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmiştir.

Buna göre, ikametgâhı veya kanuni ya da iş merkezi köylerde olan mükellefler;

  • gelir vergisi (geçici vergi dâhil),
  • kurumlar vergisi (geçici vergi dâhil),
  • katma değer vergisi,
  • özel tüketim vergisi,
  • motorlu taşıtlar vergisi,
  • banka ve sigorta muameleleri vergisi,
  • özel iletişim vergisi,
  • şans oyunları vergisi
  • ve damga vergisi 

borçlarını ödeme süresi içinde ödememesi halinde 6183 sayılı Kanun'un 51'inci maddesine göre gecikme zammı (yüzde 2,5) uygulanması uygun görülmüştür. Bunun dışındaki diğer kamu alacaklarına ise Kanunun 53'üncü maddesine göre gecikme zammı (yüzde 10) uygulanacaktır.

Kanun maddesinin uygulanması bazı şartlara bağlanmıştır. Bunlardan ilki, yukarıda sayılan vergiler dışındaki amme alacakları için uygulanacağıdır. Bu durum uygulama alanını olabildiğince daraltmaktadır. Diğer şart ise gecikme zammının uygulanması için amme borcunun vadesinde ödenmemesinin gerektiğidir. Köylerde tahsildarın ilk geldiği an değil köyden ayrıldıktan sonra borcun vadesinin dolacağı yani ancak tahsildarın ikinci gelişinde ilkinde tahsil edilememiş amme borçları için gecikme zammının uygulanması gerekmektedir.

Buraya kadar bir sorun yok. Ancak uygulamada köylere gidip tahsil yapan Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanı bulunmamaktadır. Bunun yerine köyde mukim olanların vergi dairesine davet edilerek tahsilat ve diğer vergisel işlemler yürütülmektedir. Herhangi bir yasa değişikliği olmadan Kanun hükmünün tam tersi bir uygulama yapan Gelir İdaresi Başkanlığı bu uygulamasını vergi tahsilatını artırma anlamında VUK'un 3'üncü maddesinde yer alan "Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri" ibaresine dayandırarak gai (amaçsal) yorum yaparak gerekçelendirmiştir. Mevcut uygulama, şu an itibariyle Kanun'un hükmettiğinin dışında bir uygulama ile karşı karşıyadır.

06.02.2012 tarih ve 28489 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ülkemizde büyükşehir sayısı 30'a çıkarılmıştır. Sınırları il mülki sınırları ile eşitlenen yeni büyükşehir belediyeleri kurulurken, İl Özel İdareleri ve köylerin yanı sıra belde belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılmıştır. Büyükşehirlerin tamamında, 2014 yılı Nisan ayı ile birlikte, köyler aynı adla mahalleye, beldeler de beldenin adıyla tek mahalle olarak köyler gibi ilçeye bağlı mahallelere dönüştürülmüştür.

6360 Sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesi kurulan illerde köylerin tamamı köy tüzel kişiliği sonlandırılarak mahalleye dönüştürülmüştür. Üstelik köylerin kapatılmasına ilişkin Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesinin Esas No; 2013/19, Karar No; 2013/100 sayılı kararı[1] ile kabul edilmemiştir.  


[1] http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/09/20140918-22.pdf

Murat Batı kimdir?

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi’nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda "devlet gelir uzman yardımcısı olarak" başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı.

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 40’tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020’den itibaren T24’te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Olası asgari ücret artışının işverene maliyeti…

Cumhurbaşkanı net asgari ücret düzeyiyle işverene olan yükü birlikte değerlendirerek bir karar verecek. Küçük ve orta ölçekli firmaların da gözetileceğini Cevdet Yılmaz da dile getirmişti. Bu nedenle en fazla yüzde 35 bandında bir iki puan artı/eksi olacak şekilde artacağını öngörmemin nedenlerinden biri de budur

2024 Ocak-Kasım bütçe karnesi: Gelir vergisinin yüzde 93’ü stopajdan alındı…

Petrolden ve doğalgazdan alınan ÖTV yüzde 140,43 ve dahilde alınan KDV ise yüzde 97,9 oranında artmıştır. ÖTV genel toplamı ise geçen yıl aynı döneme göre yüzde 57,5 oranında artmış. Gelir vergisi yüzde 119,8; BSMV yüzde 168,56; harçlar yüzde 57,1; damga vergisi ise yüzde 79,5 oranında artmıştır

Yine yeniden üst mahkemeye erişimde enflasyon engeli…

Dava konusu tutara bağlı olarak verilecek kararların verildiği tarihler önem arz etmekte ve bu durum maalesef hak kayıpları yaşatabilmektedir

"
"