27 Haziran 2024

Bu yıl mali tatil 19 gün; 2 Temmuz Salı günü başlıyor…

Normalde 1 Temmuz’da başlaması gereken mali tatil bu yıl 2 Temmuz’da başlamasından dolayı kayıp 1 gün (1 Temmuz günü), mali tatilin bitimi olan 20 Temmuz’a eklenmeyecek; mali tatil her koşulda 20 Temmuz günü sona erecektir

Vergi idaresi mükellef ya da sorumlulardan istedikleri yükümlülüklerini süresinde yerine getirmelerini ister. Bu süreler idari ya da kanuni süreler olabilmektedir. Vergi kanunlarımızda kendine has süreler bulunmaktadır. Beyanname verme, ödeme süresi gibi.

Bazı durumlarda bu süreler uzayabilir ya da durabilmektedir. Mükellef lehine olan bu durumlardan bir tanesi de mali tatil uygulamasıdır.

5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun (MTİEHK) herkesçe vergiyle alakalı bir dinlenme süresi olarak düşünülmektedir. Ama durum pek de öyle değil; herkes aynı şekilde yine çalışıyor sadece bazı süreler işlemiyor.

Normal koşullarda mali tatil her yıl 1 temmuzda başlar 20 temmuzda sona erer. Ancak 5604 sayılı Kanun m.1’e göre Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, malî tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.

Buna göre bu yıl Haziran ayının son günü (30 Haziran) Pazar gününe denk geldiğinden mali tatil 1 Temmuz’da değil, 1 Temmuz Pazartesi gününü müteakip 2 Temmuz 2024 Salı günü başlayacak.

Bu yıl mali tatil 2 Temmuz 2024 Salı günü başlayıp 20 Temmuz 2024’te sona erecektir. Normalde 1 Temmuz’da başlaması gereken mali tatil bu yıl 2 Temmuz’da başlamasından dolayı kayıp 1 gün (1 Temmuz günü), mali tatilin bitimi olan 20 Temmuz’a eklenmeyecek; mali tatil her koşulda 20 Temmuz günü sona erecektir.

Bu süre zarfında yani bu yıl 2-20 Temmuz boyunca bazı vergisel yükümlülükler ile uzlaşmaya başvurma, vergi mahkemesine dava açma gibi bazı haklarla alakalı süreler uzayabilmektedir. O yüzden oldukça önemli bir yere sahiptir.

Mali tatil nedeniyle aşağıda yazılı süreler uzar

5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’un (MTİEHK) m.1/2 uyarınca; son günü malî tatile rastlayan aşağıda belirtilen süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi (7) gün uzamış sayılır. Bunlar;

  • Beyana dayalı tarhiyatta, kanuni süresinde verilmesi gereken beyannamelerin verilme süreleri,
  • İkmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda vadesi mali tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödenme süresi,
  • Tarh edilen vergilere ve/veya kesilen cezalara karşı uzlaşma talebi veya cezada indirim hükümlerinden yararlanmak amacıyla yapılacak başvurulara ilişkin süreler,
  • Devamlı bilgi verme hükümleri kapsamında verilmesi gereken bilgilerin verilmesine ilişkin süreler.

Buna göre, yukarıda yer alan işlemlerin son günü bu yıl 2-20 Temmuz tarihleri arasına denk gelirse bu süre otomatikman 27 Temmuz Cumartesi gününe uzar. Ancak 27 Temmuz hafta sonuna denk geldiğinde bu süre VUK m.18 uyarınca 29 Temmuz Pazartesi gününe uzayacaktır.

Diğer taraftan, mükelleflerin mali tatil süresinin sonunu beklemeden beyannamelerini vermeleri ya da vergi borçlarını ödemeleri de mümkündür.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey bu bahsedilen işlemlerin son günü mali tatile denk gelirse süre uzayacaktır. Örneğin 5 Haziran 2024 tarihinde tebliğ edilen bir vergi/ceza ihbarnamesine ilişkin uzlaşma başvurusu yapmak isteyen kişi tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde başvuruyu yapması gerekmektedir. Yani 5 Temmuz 2024 tarihine kadar uzlaşma başvurusu yapabilir. Ancak uzlaşma başvurusunun son günü olan 5 Temmuz, mali tatile denk geldiği için bu tarih 27 Temmuz’a uzayacaktır. 27 Temmuz da hafta sonuna denk geldiğinden bu süre VUK m.18 uyarınca 29 Temmuz Pazartesi gününe uzayacaktır.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus; son gün mali tatile denk gelmezse 7 günlük uzama olmayacaktır. Yani süre durmamakta, işlemektedir. Örneğin aynı vergi/ceza ihbarnamesi 28 Haziran 2024 tarihinde tebliğ edilirse uzlaşma başvurusunun son günü olan 28 Temmuz, mali tatile yani 2-20 Temmuz aralığına denk gelmediği için başvuru süresi uzamayacak ve dolayısıyla da 28 Temmuz’a kadar uzlaşma başvurusunun yapılması gerekecektir.

21 ila 25 Temmuz’da biten sürelere ilişkin

5604 sayılı Kanun m.1/6’da yer alan hükme göre, malî tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler, malî tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren beşinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılır. Buna göre, mali tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren 5’inci günün mesai saati bitiminde sona erecektir. Yani sürelerin son günü 21-25 Temmuz aralığına denk gelirse, bu süre 25 Temmuz’a uzar.

Örneğin, 22 Haziran 2024 tarihinde vergi ceza ihbarnamesine ilişkin uzlaşma başvurusu yapmak isteyen kişi başvurusunu 22 Temmuz’a kadar yapması gerekir. Ancak son gün 21-25 Temmuz aralığına denk geldiği için bu süre 25 Temmuz’a uzayacaktır. Yani ister 22 Temmuz’da başvurusunu yapar isterse de 25 Temmuz’a kadar bekler o gün yapar.

Beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi

Beyana dayanan ve beyanname verme süresi malî tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününü izleyen günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılır (MTİEHK m.1/8).

Örneğin, 20 Temmuz 2024 tarihi mesai saati sonuna kadar verilmesi gereken MTİEHK kapsamındaki bir vergiye ilişkin beyannamenin verilme süresi mali tatil dolayısıyla 27 Temmuz’a uzar. Ve dolayısıyla da bu beyannameye göre tahakkuk eden verginin ödeme süresi de bu madde uyarınca 28 Temmuz 2024 tarihine (bu tarih dâhil) uzayacaktır. 28 Temmuz da hafta sonuna denk geldiğinden bu süre VUK m.18 uyarınca 29 Temmuz Pazartesi gününe uzayacaktır.

Mali tatil nedeniyle işlemeyen süreler

5604 sayılı MTİEHK m.1/3 uyarınca ise mali tatil nedeniyle işlemeyen süreler belirtilmiştir. Sürelerin işlememesi demek 2-20 Temmuz tarihine isabet eden süreler duracak anlamındadır. Yani aşağıda belirtilen işlemlerin illa son gününün mali tatile isabet etmesinin bir önemi yoktur. Bu sürelerin mali tatile denk gelmesi durumunda bu süre işlemeyecek ve mali tatil bitiminden itibaren işlemeyen kısmı kadar uzayacaktır.

  • Muhasebe kayıt süreleri,
  • Vergi Usul Kanununun 153 ila 170’inci maddeleri arasında düzenlenmiş bildirme süreleri,
  • Vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri.

İşlemeyecektir.

Buna göre bu madde hükmü uyarınca bu süreler mali tatile denk gelirse süre işlemez ve mali tatile denk gelen süre mali tatilin bitimine eklenir.

Örneğin, 7 Haziran 2024 tarihinde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamesine ilişkin vergi mahkemesine dava açma süresi tebliğ tarihini takip eden günden itibaren 30 gündür. Örneğe göre dava açma süresinin son günü 7 Temmuz’dur. Mali tatile denk gelen 6 günlük dava açma süresi (2, 3, 4, 5, 6, 7 Temmuz) işlemez ve 20 Temmuz’u takip eden 6’ncı günün sonuna kadar uzamaktadır. Yani 26 Temmuz 2024’e uzayacaktır. Zaten bu süre de adli tatile (20 Temmuz-31 Ağustos) denk geldiğinden tekrardan bu süre bu kez 7 Eylül’e uzayacaktır.

Ancak dikkat edilmesi gereken husus, vergiyle alakalı dava açma süreleri işlememektedir. Danıştay 7. Dairenin 10.12.2020 tarih ve Esas No: 2020/3698, Karar No: 2020/5076 sayılı kararında mali tatil süresince temyiz yoluna başvuru süresi işlemeye devam edeceği, madde metninden temyiz süresine ilişkin bir anlamın çıkmadığı yönünde karar verilmiştir.

Bu yüzden istinaf ve/veya temyiz başvuru süreleri ile alakalı herhangi bir uzama olmayacaktır.

Tüm vergilere mali tatil uygulanır mı?

Her vergiye uygulanmaz. Özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi ile gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlarla ilgili olarak malî tatil uygulanmaz.

Mali tatil süresince inceleme olabilir mi?

Mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılıklarının talebi üzerine ya da Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılan aramalı incelemeler hariç olmak üzere, malî tatil süresince inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazı talep edilemez, mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz (MTİEHK m.1/4).

Ancak MTİEHK m.1/4’te yer alan “mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz” ifadesi zımnen mülga olmuş durumdadır. Şöyle ki VUK m.139’da yer alan “incelemeye tabi olanın iş yerinde” incelemenin yapılacağına ilişkin cümle 7338 sayılı Yasa ile 1 Temmuz 2022’de yürürlüğe girmek üzere değiştirildi. Yeni düzenleme ile inceleme dairede yapılacak. Bu noktada MTİEHK m.1/4’te yer alan “mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz” ifadesi zımnen mülga olmuştur.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir. 

Yazarın Diğer Yazıları

Gerçeğinden düşük ücret bordrosu düzenleyen işverenlere hapis cezası gelebilir…

Gerçeğinden daha düşük ücret bordrosu düzenleyenleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tespit ettikten sonra konunun hem vergi kaybı açısından hem de suç oluşturması anlamında VUK m.3’teki delillerle ispatlaması gerekmektedir

SGK, Genel Sağlık Sigortası prim borçlarını yanlış usulle (mi) tebliğ ediyor?

SGK’nin, sosyal devlet ilkesini bir tarafa bırakarak yaklaşık dokuz milyon 400 bin kişiye bu şekilde tebligat çıkarması hakkaniyet açısından pek de doğru olmasa gerek; bu uygulamadan bir an evvel vazgeçilmesi elzemdir

Soyut norm denetimine ilişkin bir öneri…

Barolar, odalar, sendikalar, akademisyenler, üniversiteler kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlardaki kanunların Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla soyut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne gidebilmeli

"
"