Geçtiğimiz haftalarda HDP Milletvekili ve partinin Öcalan’la görüşme heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır’da bir mitingde; Öcalan’ın 2015’de bu meydanda halka sesleneceği mealinde bir açıklama yaptı. Yine HDP’den bazı milletvekilleri Öcalan’ın 2015’te özgür kalabileceğini son dönemde daha sık talep eder oldular.
Hatta yakın zaman kadar başkanlık karşılığı özerklik yerini başkanlık karşılığı Öcalan’ın özgürlüğüne bıraktı gibi.
Peki bunlar bir temenni mi yoksa bilgiye dayalı açıklamalar mı?
Bu açıklamaların HDP’liler tarafından temenni olarak yapılması anlaşılabilir. Sonuç olarak Öcalan, Kürt siyasi hareketi için önemli bir figür ve onun özgürlüğüne kavuşması bu hareketin önceliklerinden birisi.
Nitekim Kürt siyasi hareketinin farklı unsurları, Öcalan’ın özgürlüğü için uzun yıllardır çeşitli imza kampanyaları düzenliyor, çeşitli girişimlerde bulunuyorlar.
Peki bu hedef ne kadar gerçekçi?
HDP’lilerin Öcalan’ın özgürlüğü için 2015 yılını hedef göstermeleri siyasi ve toplumsal şartlara ne kadar uygun?
Öcalan’ın serbest kalmasının gerek ve yeter şartı Kürt sorununun demokratikleşme ile çözülmesi ve çözüm sürecinin nihayete ermesi, yani PKK’nın nihai olarak silah bırakmasıdır.
Koşullar PKK'ya yola devam diyor
Umudumuz olmasa da; AK Parti’nin, Kürt sorununun çözümü konusunda siyasi iradesini sürdürmesi veya Öcalan’ın telkinleri PKK ‘nın silah bırakarak kendini tasfiye etmesine yeter mi?
Galiba esas cevaplanması gereken soru bu.
Ortadoğu’daki gelişmeler ve mevcut şartlar, PKK’nın iki nedenden dolayı silah bırakmasının kolay olmadığını gösteriyor.
İlki, Suriye’de Rojava’da elde edilen özerk halin kalıcı hale gelmesi ve PKK şemsiyesi altında olan PYD’nin bir federatif/özerk devletin parçası olmasıdır. Yani PKK’nın, Türkiye’de hedeflediği ama gerçekleştiremediği devlet hayalini de facto olarak Suriye’de yakalamış olmasıdır.
PKK için Rojava’daki kazanım, en az Türkiye’de gerçekleşmeyen hedefin gerçekleşmesi kadar önemlidir.
İkinci olarak Ortadoğu’da yaşanan kaos devam ettiği sürece PKK, bölgede varlığını sürdürmeye devam edecektir. Yanı PKK’nın, Ortadoğu’daki kaos devam ettiği sürece Türkiye’deki gelişmeler ne olursa olsun silah bırakması mümkün değildir.
PKK, Öcalan’ın çağrısına uyarak Türkiye’deki mücadelesinde silahı bırakmış olabilir ama bunun, Ortadoğu için geçerlililiği tartışmalıdır. Ortadoğu’da silahlı güç PKK’nın siyasal varlığının bir anlamda sigortasıdır.
Öcalan nasıl özgür olur?
Öcalan’ın serbest kalmasının yeter ve gerek şartlarını yazdık; Kürt sorununun demokratikleşme ile çözülmesi ve terörün kalıcı olarak devre dışı kalması.
Bu da terör ve şiddetin en azından Türkiye sınırları içinde devre dışı kalması, ölümlerin kalıcı olarak bitmesi ve Türkiye’de Kürt-Türk eşitliğinin kamu ve kamusal alanda kalıcı olarak içselleştirilmesi anlamına gelir.
Kürt sorunu çözülse bile bu içselleştirme, normalleşme için en az beş yıla ihtiyaç var demektir. Öcalan’ın özgürlüğü, bir tartışma başlığı olarak ancak bu sürecin sonunda gündeme gelebilir.
Manipülasyon aracı olarak Öcalan'ın özgürlüğü
PKK’nın silah bırakması mümkün görünmüyor ve toplumsal içselleşmenin zaman alacağı ortada, o zaman asıl soru; bu birkaç yıla yayılması kaçınılmaz olan süreç tamamlanmadan HDP’liler tarafından Öcalan’ın özgürlüğü için 2015 yılının telaffuz edilmesinin anlamı nedir?
HDP’li vekillerin bu açıklamaları açık ki, Öcalan ile yapılan görüşmelere dayanan bir bilgi. Bu bilginin, kaynağı ister Öcalan ister MİT olsun gerçeğe dayanmaktan ziyade içinde olduğumuz Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yönlendirmeyi hedefleyen bir araç olarak kullanıldığına kuşku yok.
Öcalan için en iyimser yaklaşım, 2015’te özgürlük değil, AK Parti denetiminde İmralı yapılacak yeni bir yerleşke ya da İmralı’ya yakın bir yerleşkede ev hapsi koşullarının sağlanması ve AK Parti denetiminde olacak görüşme imkanlarının çeşitlenmesi olabilir.
Demirtaş'ın zaafı
Geçen yazıda HDP adayı Selahattin Demirtaş için normal şartlarda ifade ettiğim pek çok olumlu özelliğinin, ne yazık ki mevcut şartlardan dolayı işlevsiz kalacağını yazdım. Bunun anlamı Demirtaş’ın en büyük zaafının Öcalan olduğudur.
Demirtaş ne kadar özgürlükçü ve Türkiyeli olursa olsun Cumhurbaşkanlığı seçiminde şansı yoktur. Çünkü Demirtaş ve HDP, son tahlilde cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura kaldığında bireysel iradelerine ya da bir ekibin özgür siyasi iradesine göre değil, İmralı-AK Parti –kısmen Kandil desteğiyle- uzlaşmasına göre tavır alacaktır. Muhtemel boykot kararının temel motivasyonu bu olası uzlaşmadır.
Kürt siyasi hareketine temel eleştirimiz bu pasif siyasi tavrı almasınadır.
@murataksoy