Ahmet ile Nedim’in yargılandığı OdaTv davasında umutlar bir sonraya ertelendi. Oysa savunmaların hızlı ve kısa yapılması tahliye konusunda “acaba” sorusunu gündeme getirmişti. Duruşmayı izlerken, savunmaları dinlerken şunu düşünüyorsunuz: Öyle bir iddianame hazırlanmış ki polis ifadeleri içine boca edilmiş, savcılar polisin bu iddialarını incelememiş (ki savcılığın en önemli görevi sanıkların aleyhide ve lehindeki iddiaları araştırmaktır) sanıkların baştan suçlu oluduğunu iddia ederek, işin içinden siz çıkın demek istemiş.
Xxxx
Türkçesi: “Suçsuzluğunuzu siz kanıtlayın” .
Böyle bir şey olabilir mi? İnsanları ayağa yere basmayan kanıt olmayan kanıtlarla hazırlanan bir iddianame ile suçlayacaksınız. Sonra da “kusura bakmayın suçsuzluğunuzu siz kanıtlayın” diyecekseniz.
Komik hatta traji komik.
Xxxx
Peki elinizde yeni kanıt var mı ? Yok.
Yeni bir belge ekleyebilecek misiniz? Hayır.
Peki yargılama niye devam ediyor? Hadi oradan geçtik. O zaman neden tutuklu yargılama devam ediyor?
Bu dava ile ilgili ama özellikle Ahmet ve Nedim konusunda “şüpheleri” bulunan, bu iddianameyi okuyup “kıl küçüktür ama mide bulandırır” tarzı çorbacı yazıları yazanlar bu “tiyatro” karşısında ne düşünüler acaba...
Eski İstihbarat ve emniyet müdürü Hanefi Avcı bile “dışarıda olsaydım burada anlatılanlara ve yaşananlara inanmazdım. Yalan söylüyorlar derdim. Ama öyle değil” derken...
Ahmet’le Nedim sadece yazıyorlardı. Onlar nezdinde yargılanan gazetecilik ve fikir özgürlüğüdür. O kadar. Her şeye karşın gazetecilik devam edecek.
Xxx
Mit Müsteşarı Hakan Fidan şöyle demiş: Biz artık soğuk savaş döneminin modasi geçmiş paradigması ile haraket etmiyoruz. Böyle mi bilemem.
Ama mahkemelerden böyle bir açıklama bekleriz. Özel Yetkili mahkemeler darbe dönemlerini aratmıyor. Olağanüstü mahkemeler gibi çalışıyor: Sen suçlusun diyor. Kanattini baştan söylüyor. 12 mart, 12 Eylül’deki gibi. Yoksa daha mı ötede?..
Xxxx
Demokrat Yargı Derneği Başkanı Orhan Gazi Ertekin Radikal’da Ezig Başaran’a şunları söylüyor: “Ben zaten 10 yıldır bu sistemi eleştiriyorum. Fakat bugün olan yargıda reform falan değildir. Adliyede hükümet etme yöntemi değişmedi, sadece iktidarın faili değişti. Geçmişte bir tür hükümranlık vardı, şimdi başka tür. Yalnız bugünkü yeni adli sınıfın farkı çok temel hukuk bilgilerinden yoksun olmasıdır. Geçmişte dönemlerde ortalama da olsa bir adliye pratiği ve adalet üretme kapasitesi vardı."
Evet, Hukuk bilgisinden yoksunluk ve adalet üretememe pratiği...
Sorun da burada zaten.