Nefes nefese devam eden şampiyonluk yarışında önde olmanın psikolojik avantajını geçen hafta kaybeden ve takip eden haline gelen Fenerbahçe, Rize deplasmanında Çaykur Rizespor'dan çok saha ve hava koşullarıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Daha doğru ifadeyle her iki takım oyuncuları da birbirlerinden daha çok zeminle mücadele ettiler.

Bu koşullarda bu maç oynanmalı mıydı tartışılabilir ama Fenerbahçe'ye göre Çaykur Rizespor'un saha koşullarına daha uygun bir takım çıkardığı pek de tartışılmaz gibi görünüyor.

Son hafta puan kaybettiği Alanyaspor maçının on birinde tek değişiklik yapan İsmail Kartal, Mert Müldür'ü kulübeye çekip sağ beke Ferdi'yi sol beke de Oosterwolde'yi monte ederek başladı maça. İlk 5 dakikada iki pozisyon bulan taraf ev sahibi Çaykur Rizespor oldu. Ardından oyun dengelenmiş gibi görünse de pozisyon olarak bakıldığında bu sezon en etkisiz hücum etkinliğinin olduğu bir takım vardı ilk yarı boyunca Sarı Lacivertli Takımda. Bir de 27. dakikada Çaykur Rizespor Minchev'in ayağından kazandığı golle 1-0 öne geçince, Fenerbahçe için işler daha kötüye gitmeye başladı. İlk yarı sona erdiğinde 0.19 gol beklentisiyle sezonun en verimsiz ve etkisiz oyunu vardı.

Hepimiz İsmail Kartal'ın ne yapacağını merak ediyorduk. Hoca Krunic, Cengiz ve Szymanski'yi çıkarıp, Mert Hakan, İrfan Can Kahveci ve Serdar Dursun'u alarak başladı ikinci yarıya. Henüz 3 dakika geçmeden oyuna yeni giren bu üçlüyle gelişen atakta Mert Hakan kendi yarı alanından aldığı topu yaklaşık 50 metre sürdü ve İrfan Can Kahveci'ye bıraktı. İrfan Can Kahveci sol ayağıyla topu penaltı noktasıyla kale sahası ön çizgisi arasındaki bölgeye gönderdi. Serdar Dursun da o çamur deryası içinde kayarak kaval kemiğiyle yaptığı vuruşla topu ağlara gönderdi ve işaret fişeğini ateşledi. Bu üçlü belki de bu sezonun kaderini değiştirdi. İkinci yarının hemen başında gelen bu golle Fenerbahçe kımıldamaya başladı. Doğru kurgu ve malzemeyle mevcut koşullara uygun mücadele ve oyun başlamıştı sahada Sarı Lacivertli Takım için. Roller değişmişti sahada. İlk 45 dakikadaki etkisiz , temposuz, mücadele gücü eksik takım gitmiş; her topa atlayan, pozisyona giren, mücadele eden bir Fenerbahçe gelmişti. 65'te Çaykur Rizespor çıkarken Mert Hakan araya girerek kaptığı topla Dzeko'ya asist yaptı ve haftalardır suskun olan golcü sarı lacivertlileri 2-1 öne geçirdi. Geriden gelerek öne geçen ve moral üstünlüğünü de lehine çeviren Fenerbahçe 90+'lar oynanırken Tadic'in ortasında İrfan Can Kahveci'nin vuruşunu önlemek isteyen Macar stoper Mocsi'nin dokunuşu ağlara gidince maçı da bitirmiş oldu (1-3).

Ara transfer döneminin sonunda Serdar Dursun'un yeniden alınması nedeniyle eleştirilen İsmail Kartal, bu maçın ikinci yarısına başlarken, Batshuayi dururken Serdar Dursun'u oyuna alması da yadırganmıştı. Bu kez ezbere değişiklikler yerine müdahaleleriyle risk alan bir İsmail Kartal vardı. Sonuç böyle olmasaydı eleştiri okları yine hocaya dönecekti. Oysa sonuca bakarsak kazanan her zaman haklıdır.

Bu maç bize 11 tane Messi ile takım olunamayacağını, sadece kalitenin maç kazanmaya yetmeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu. Fenerbahçe bu maçın ardından daha fazla kenetlenmiş bir takım oldu.

Unutmadan iki cümle de futbolu yönetenlere. Saha zeminlerimize bakınca 1970'li yıllara dönmüş gibiyiz. Marka değerini bu zeminlerle mi yükselteceğiz?