22 Aralık 2018

ODTÜ Rektörü'nün açıklaması

Dün yayımlanan yazım için ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök'ten bir açıklama aldım

Dün yayımlanan yazım için ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök’ten bir açıklama aldım.
Dünkü yazıyı okumamış olanlar için kısaca ne yazdığımı hatırlatayım:
Bazı internet siteleri ve gazetelerde yayımlanan “ODTÜ’de yasaklanan bazı paneller” haberinden yola çıkarak, üniversitenin özgür olması gerektiğini, demokrasi ve söz özgürlüğünün bulunmadığı bir üniversitenin kendisinden beklenen toplumsal yararı sağlayamayacağını yazmıştım.
Dileyenler T24’te bu yazıyı bulabilirler.
Rektör Kök’ün açıklamasını herhangi bir yerini değiştirmeden aynen bilgilerinize sunuyorum:

 

***

“T24 de yazdığınız bugünkü yazınızın ODTÜ ile ilgili kısımlarında (iddalarınızda) bazı ciddi yanlışlıklar var.
İzin verirsenin o bölümler hakkında açıklama yapmak isterim.
İddia 1-Bunların yanı sıra, ODTÜ yönetimi, Matematik bölümü ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde dersler ve sınavlar da ertelendi, bölümler önceki gün kapalı tutuldu.

DOĞRUSU:

Sadece İktisadi ve İdari İlimler Fakültesinin bir binasında ve Matematik bölümünün dersliklerinde ‪16:40 - 17:30 derslerinin yapılmayacağı Rektörlük tarafından ilgili Dekanlara  iletilmiştir. Bunun dışındaki derslerin ve sınavların ertelenmesi söz konusu değildir. 16:40'a kadar olan bütün dersler ve sınavlar Üniversitemizde o gün yapılmıştır.

belirtilen binadaki sınavların yapılmaması ise ilgili Dekanlığın takdiridir.

Bölümlerin önceki gün kapalı tutulması gibi bir durum ise KESİNLİKLE söz konusu değildir. Bunu çok rahatlıkla siz de öğrenebilirsiniz.

İddia 2- Önce yasaklanan etkinliklere bakalım:

* Neo Liberalizm Çıkmazı: Endüstri 4.0, Sarı Yelekler.

* Ekonomik Kriz: Nedenleri ve Etkileri.

* 19 Aralık Maraş Katliamı anma töreni.

DOĞRUSU:

*Ekonomik Kriz: Nedenleri ve Etkileri:  Bu panel YAPILMIŞTIR.  200'e yakın izleyici katılmıştır.

*Neo Liberalizm Çıkmazı: Endüstri 4.0, Sarı Yelekler: Bu panel ilgili topluluk tarafından iptal edilmiştir.

*19 Aralık Maraş Katliamı anma töreni. Bu panel yapılmamıştır.

Çünkü  Ne Panelislerin ne de düzenleyen grubun üniversitemizle bir ilgisi ve bir bağı yoktur.

Üniversitemizden panel için istekte bulunulmamıştır (yazılı veya sözlü).

Tarafımızdan verilen bir olur veya onay yoktur.

Olmayan bir talebin yasaklanmasının yorumunu size bırakıyorum.

Şu olabilir mi?

Üniversite dışından bir grup ODTÜ yönetimine sormadan, izin almadan kendilerince bir sınıf -Amfi-  belirleyip tamamen ODTÜ dışından oluşan panelistlerle bir panel yapacak. Bu bırakın ODTÜ’yü dünyanın hiç bir yerinde OLAMAZ.

İddia 3- Üniversite böyle bir toplumda bile, kendi dört duvarının arasında kalsa bile, geniş özgürlük alanına sahip olmalı ki o kurumun kurulmasından toplumun beklediği fayda sağlansın. Ama görüyorsunuz ki ülkenin en gözde eğitim kurumunda bile buna izin yok.

DOĞRUSU:

Üniversitemizde 100’e yakın Resmi topluluk ve ayrıca Öğretim elemanları derneğimiz vardır. Bugüne kadar resmi topluluklarımızın ve öğretim elemanları derneğimizin panel ve toplantı taleplerinin % 98’inden fazlası  üniversitemizde gerçekleşmiştir. Bu da 100’lerce toplantı ve panel demektir.  O nedenle bu iddianızın da doğruluk payı yoktur.

Sizin gibi çok tecrübeli bir yazar’ın böyle bir yazı yazmadan önce bizi aramanızı beklerdim.

Yarınki yazınızda bu gerçeklere yer vermeniz ricasıyla..

İçten saygılarımla...

Prof. Dr. Mustafa Versan Kök

Rektör-ODTÜ”

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye konusunda kafalar karışık

Siyasi İslamcılar, Esad’ın devrilmesiyle ortaya çıkan durumu “devrim” olarak niteliyorlar. Öte yandan kendilerini “komünist” ya da “sosyalist” diye tanımlayanların da kafaları biraz karışık. İnsan hakları, özel olarak kadınların hakları, işçilerin, çalışanların haklarını bekleyen gelecek ne olacak?

Kralın bütçesi keyfine göre

Türkiye bir demokrasi değil de bir Orta Çağ krallığı olsaydı, kral ya da padişah parayı keyfine göre toplar ve harcardı, kimse de bunun hesabını soramazdı. Yoksa Türkiye bir Orta Çağ krallığı mıdır?

Aslında Erdoğan “Esed’den hâlâ umutluydu!”

Suriye konusunda ikinci kez bir istihbarat fiyaskosu yaşadık. En önemli güvenlik tehdidinin Suriye’den geleceğini düşünen bir yönetim, rejimin ve muhaliflerin güç dengesini ve planlarını uygulama kabiliyetlerini öngörebilmeliydi. Gördük ki Türkiye’yi yönetenler de haberleri televizyondan izliyor!

"
"