04 Mart 2022

Emperyalistinizi nasıl alırsınız? Doğu'dan mı, Batı'dan mı?

Memleketin solcusundan, sağcısına hâkim olan havaya bakıyorum da gelecek yıl bu vakitlerde Türkiye'de, Yavru Vatanda ve dış temsilciliklerimizde "Ukrayna'nın Ukraynalılardan kurtuluşunun yıldönümü" de kutlanacak mı diye merak ediyorum

Putin'in, Ukrayna'yı "onca uyarısına rağmen" bir hizaya sokamamış olması ve sonunda sabrının taşıp operasyon emrinin vermesini haklı bulanların gerekçelerinden biri, Ukrayna'da Neo Naziler olması.

Buradan anlıyorum ki bağımsız bir ülkenin iç işlerine karışmak için orada beğenmediğimiz bazı siyasi oluşumları gerekçe olarak kullanmak meşru.

O vakit aynı gerekçelerle Afganistan'a, Suriye'ye, Irak'a saldırılmasına niye karşı çıktık, anlayamadım.

Batılı emperyalist ile Doğulu emperyalist arasında bir seçim yapmak zorunda olduğumu bilmiyordum, öğrenmiş oldum.

Yarın bizden daha büyük bir güç "Türkiye'de siyasal İslamcılar iktidarda, bu dünya ve bölge için bir tehdit, bunu düzeltin yoksa ben gelip düzelteceğim" derse, içimizden bazıları "buyur gel" mi diyecekler?

Bir görüşe göre de Ukrayna zaten eskiden de Rus toprağıymış, Sovyetler Birliği kurulmadan önce de Rusya'nın bir parçasıymış, ABD ve Batı gözünü buraya diktiği için Rusya müdahale etmeye mecbur kalmış.

Biz gelmeden önce Anadolu kimin toprağıydı? Malazgirt Zaferi diye kutladığımız şey nedir?

Ya İstanbul'un fethi?

Yarın Türkiye'nin zayıf düşmesinden cesaret alacak birileri, elindeki silahla, tarihte cereyan etmiş bazı olayları bugün kendi fikrine göre düzeltmek isterse ona hak mı vereceğiz?

Bir görüşe göre de "Ukrayna'nın başındaki komedyen", Ukrayna mafyasının desteği ile seçimi kazanmış!

"Rusya'nın başındaki casus" kimin desteğiyle oraya kadar geldi dersiniz?

"Oligark" dediğimiz adamlar, o servetlerini nasıl edindiler?

Rusya halkının ezici çoğunluğu fakirlikle mücadele ederken, dünya dolar milyarderleri listesinde 23 Rus'un olması, bunların toplam servetinin 375 milyar dolara ulaşması "alın teri" miydi?

"Soros'un renkli devrimiyle devrildi" denilen adam döneminde de Ukrayna, "mafya cumhuriyeti" olarak bilinmiyor muydu?

Maalesef sorun şu ki Sovyetler Birliği dağılırken, iyi ahlaklı insanlar değil, bildiğin eşkıyalar dünyaya hükümdar oldu.

Bütün Sovyet coğrafyasında! Ve hepsi partinin üyesiydi.

Zaten bu bile biz sosyalistler için utanç verici bir durumdu.

Memleketin sağcılarını saymıyorum, onların utanacağı daha çok şey var, buna sıra gelmez.

Sonuç olarak tekrarlayayım: Bağımsız devletler, ne yapacaklarına kendi karar verirler.

Eski Sovyet Cumhuriyetlerinin ya da Varşova Paktı üyelerinin ne yapacağına karar verecek merci Rusya değildir.

Halkların seçimini her zaman beğenmesek de saygı duymak gerekir.

Seçim sonucunu beğenmeyenin yapacağı iş, gelecek seçimi kazanmak için çalışmaktır.

Beğenmediğin iktidarı darbeyle devirmek ile yabancı asker müdahalesinden destek alıp devirmek aynı şeydir.

Ve kuşkusuz ki en çok utanılması gereken şey, insanlar ölürken siyaset dehası kesilip, öyle olmasaydı böyle olmazdı gibisinden gerekçeler aramaktır.

İnsanlar ölüyor, yerlerinden yurtlarında oluyor ve siz buna haklı bir gerekçe buluyor, bu nedenle yüzünüz kızarmıyorsa dert değil, ben sizin yerinize utanır ve üzülürüm.

Bugün Rusya'yı çok haklı bulanların, yakın bir gelecekte mülteci olarak yollara düşmemesini diler, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.

* * *

"O hassasiyeti" zaten göstermişlerdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna'nın acilen AB aday ülkesi olarak kabul edilmesine sinirlendi.

"Şu anda Ukrayna için gösterdiğiniz hassasiyeti, Türkiye için de gösterin" dedi.

Anladığım kadarıyla Erdoğan'ın hafızasında bazı sorunlar var.

Hatırlar mı, bilmiyorum.

Brüksel'de, Türkiye'nin AB adayı olarak kabul edilmesinin görüşüleceği gün aynı otelde kalıyorduk, son basın toplantısına giderken de koridorda karşılaşmıştık.

Etrafta başka gazeteci yoktu çünkü ben de tesadüf eseri odamdan o anda çıkıyordum, nezaket gösterip "buyurun birlikte gidelim" demişti.

O günden beri Türkiye, AB tam üyeliği için aday.

Görüşmeler niye durdu, Türkiye'nin pozisyonu niye askıya alındı, biliyoruz.

Türkiye, Belarus'tan hallice bir ülke oldu.

Haksızlık etmeyeyim, serbest seçimler var. Meydanlarda protesto gösterisi yapanları tüfekle vurmuyor sadece dövüyorlar ki bu iyi bir şey.

Osman Kavala gibi günah keçilerini hapiste tutmak konusunda da Belarus'tan iyiyiz, hiç olmazsa zehirlemiyorlar, hapiste besliyorlar.

Anayasa'ya göre, AİHM kararlarını ve TBMM'nin onayladığı sözleşmeleri uygulamak gerekiyor ama Erdoğan bunu sallamıyor.

Sonra da çıkıp diyor ki "bizim de işgale uğramamız mı gerekiyor aday olabilmemiz için"!

Sorun aday olmakta değil, sonrasında gerekenleri yapmakta.

Muhalifleri hapse atmayacaksın, insanları sokağa çıktılar diye dövmeyeceksin, mahkemelerin kararlarına müdahale etmeyeceksin.

Sonrası kolay.

Brüksel'deki o basın toplantısında söylediklerinizi yerine getirin, yeter!

* * *

Mübarek Cuma Soruları – 25

  • Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a soruyorum:

Adalet Bakanı Yardımcısı yapılan bir savcı ile bir hâkim, olmayan bir MASAK raporunu gerekçe göstererek, Sezgin Baran Korkmaz'ın mal varlığı üzerindeki tedbiri kaldırdılar.

O da bunu fırsat bilerek, İçişleri Bakanı ile görüştükten sonra yurtdışına kaçtı ve bu arada da 150 milyon dolarlık malı başkalarına devredebildi.

Savcı ve hâkime birileri emir mi verdi?

Yoksa Sezgin Baran Korkmaz çarkları yağladı mı? Kime ne kadar "yağ" düştü? Aslan payını kim aldı?

İçişleri Bakanı'nın söylediğine göre ülkemizde bir politikacı var ki mafya tarafından maaşa bağlanmış.

Bakan'ın bunu bir derdest soruşturma dosyasından öğrendiğini de biliyoruz.

Mafyanın maaşa bağladığı politikacıyı savcı neden koruyor?

Savcı da aynı mafyadan maaş mı alıyor?

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya soruyorum:

Bakan Soylu, mafyanın maaşa bağladığı politikacının kim olduğunu biliyor.

"Mafyanın memuru" olan politikacı kim? Hangi partinin üyesi?

Kendisine gazeteci süsü veren bir tip Sezgin Baran Korkmaz'dan 10 milyon Euro istedi.

Bu parayı alınca Bakan Soylu ile Korkmaz'ı buluşturup, aralarındaki sorunu çözecekti.

Bu 10 milyon Euro'yu kim alacaktı? Bakan'ın payına buradan bir şey düşecek miydi?

Bakan Soylu'nun, yurtdışına kaçmasından önceki gün Sezgin Baran Korkmaz ile görüşmesi ve bu görüşmede iki de polis müdürünün bulunması bu tür ilişkilerin sonucunda mı gerçekleşti?

Bakan Soylu, Ankara ve İstanbul belediyelerinin elinden aldığı yolsuzluk dosyalarını neden saklıyor ve savcılığa göndermiyor?

Bakan'ın bu işten çıkarı sadece siyasi midir?

  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'a soruyorum:

15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri ile Beşiktaş saldırısı şehit yakınları ve gazileri için toplanan yardım paraları hangi yolla "nemalandırıldı", ne kadar getiri sağlandı?

Vakıfta kaç kişi çalışıyor, yıllık ücret ödemelerinin toplamı ne kadardır?

Vakıf yöneticilerinin toplam maaşları ne kadardır? Yöneticilerinin maaş dışındaki temsil, ağırlama vs. gibi harcamaların tutarı nedir?

15 Temmuz ve Beşiktaş saldırısı mağdurlarına yapılan ödemeler eşit olarak mı yapılıyor?

Vakfın kuruluşundan bugüne kadar hak sahiplerine yaptığı ödemelerin toplamı nedir?

Şu anda vakfın mal varlığının parasal karşılığı ne kadardır?



Yazarın Diğer Yazıları

Suriye konusunda kafalar karışık

Siyasi İslamcılar, Esad’ın devrilmesiyle ortaya çıkan durumu “devrim” olarak niteliyorlar. Öte yandan kendilerini “komünist” ya da “sosyalist” diye tanımlayanların da kafaları biraz karışık. İnsan hakları, özel olarak kadınların hakları, işçilerin, çalışanların haklarını bekleyen gelecek ne olacak?

Kralın bütçesi keyfine göre

Türkiye bir demokrasi değil de bir Orta Çağ krallığı olsaydı, kral ya da padişah parayı keyfine göre toplar ve harcardı, kimse de bunun hesabını soramazdı. Yoksa Türkiye bir Orta Çağ krallığı mıdır?

Aslında Erdoğan “Esed’den hâlâ umutluydu!”

Suriye konusunda ikinci kez bir istihbarat fiyaskosu yaşadık. En önemli güvenlik tehdidinin Suriye’den geleceğini düşünen bir yönetim, rejimin ve muhaliflerin güç dengesini ve planlarını uygulama kabiliyetlerini öngörebilmeliydi. Gördük ki Türkiye’yi yönetenler de haberleri televizyondan izliyor!

"
"