Uzun süredir beklenen şey gerçekleşti ve Ekrem İmamoğlu, Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında seçime giremesin diye planlanan operasyon yapıldı.
Operasyonun bundan sonraki aşaması muhtemelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı hedef alacak.
Erdoğan’ın Yavaş’tan da en az İmamoğlu kadar korktuğunu biliyoruz.
Bunca sene siyaset yapıp da bu tür operasyonlarla seçim kazanıp, iktidarda kalabileceğini düşünmesi gerçekten ilginç.
Demek ki iktidar hırsı, insanın görme ve düşünme yetisini de doğrudan etkileyebiliyormuş.
Erdoğan şu an için bunun farkında değil belki ama 19 Mart 2025 tarihi Türk siyasi tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturacak.
Yıllar sonra torunlarının ve taraftarlarının utançla hatırlayacakları bir sayfa!
Bugün için kazandığını düşünüyor ama bundan sonrası yokuş aşağı, ben söylemiş olayım.
Bu gidişi durdurabilmesi artık mümkün değil, bundan sonra karşısına aday olarak “odun” çıksa Erdoğan’ın seçimi kazanabilmesi mümkün değil.
Atı alıp Üsküdar’ı geçmek için tasarlanmış hilelere başvurulmazsa tabii.
Artık seçim kazanabilmesi için ya karşısına çıkacak her adayı dünkü yöntemlerle bertaraf edecek ya da seçim yaptırmayacak.
Kim bilir, belki de uzun süredir planlanan bir sivil darbenin öncüsüydü dünkü operasyon.
Bugünden sonra hukuk üzerine konuşmak, kanunlarımıza göre öyle değil de böyle olmalıydı demek çok anlam ifade etmiyor.
Şu anda Türkiye’de demokrasiye kastetmiş bir ekip var ve bu ekip kendinden önceki askeri darbecilerin bile akıl edemediklerini yapmakta bir an bile tereddüt etmiyor.
Düşünün ki dün yaşadığımız şey “tek parti döneminin milli şefi” İnönü’nün bile aklına gelmemişti.
Bütün devlet gücü elindeyken serbest seçimlerle iktidarı gönül huzuruyla devreden İnönü’nün büyüklüğünü bir kez daha hatırlayalım.
12 Eylül darbecileri bile seçimi kazanacağını gördükleri Turgut Özal’ı, bir uyduruk suçlamayla seçime girmekten menetmeyi akıl edememişlerdi.
Böyle şeyler eski Sovyet cumhuriyetlerinde, İran’da, Saddam’ın Irak’ında, Esad’ın Suriye’sinde yaşandı.
Şimdi listeye bir de “Erdoğan’ın Türkiye’sini” ekleyeceğiz demek ki.
Böylece bir eski tartışmanın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz: İslamcıların iktidarda olduğu bir ülkede demokrasi hayal etmek mümkün değil.
İktidara gelmeyi bir kere başardıklarında tramvay son durağa gelene kadar her şeyi zorluyorlar.
Öyle görünüyor ki Erdoğan’ın bir zamanlar söylediği gibi demokrasi tramvayı artık son durakta.
Mehmet Y. Yılmaz kimdir?
Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu
Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini bir süre yürüttü.
12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazetesi ve dergilerini yayınladı.
Askerlik görevi Kara Harp Okulu'nda yapıldıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe geri döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu.
1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınlandı.
Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğu yapıldı.
1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yıl sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda ise Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.
2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğüne getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grubu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.
2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.
Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi kitap olarak yayınlandı.
"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ve futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.
|