20 Nisan 2024

Güzelliğin on para etmez!

Kendisini aşağıya çekmeye çalışanlara karşı geçmişte güzelliğini saklamak zorunda kaldığını söyleyen Nurgül Yeşilçay, aslında erkeklerin bilinçli taktiğine işaret ediyor: Kadın kendisini yetersiz hissetsin ve gözü benden başkasını görmesin

Nurgül Yeşilçay bir söyleşide "Sizi güzel olduğunuz için aşağıya çekmeye çalışıyorlar. Siz de güzelliğinizi saklıyorsunuz. Ben de eskiden saklardım. Şimdi güzel olmanın tadını çıkarıyorum" dedi.

Güzellik nasıl saklanabilir, bir fikrim yok doğrusu.

Herkesin gözünün önünde olan şeyi saklamak o kadar da kolay olmamalı.

Hele Nurgül gibi mesleği gereği herkesin gözünün önünde ve özenli olması gereken güzel bir genç kadın için daha da zor olmalı.

Tabii eğer insan kendisini çirkinleştirmek için özel bir çaba gösteriyorsa orası başka.

Ama unutmamak gerekiyor ki benim çirkin bulduğum birisini, siz pekala dayanılmaz güzellikte bulabilirsiniz.

Ya da gördüğümde nefesimi kestiğini düşündüğüm bir kadın için siz pekala "ne buluyor bunda" diye ileri geri konuşabilirsiniz.

Çünkü estetik endüstrisinin medyayla el ele vererek kadınlara dayattığı zırvaları bir kenara bırakırsanız, seven kalp için sevdiği güzeldir, nokta!

"Maçoluğu kadar korkak"

Dolayısıyla Nurgül, Allah vergisi olarak kabul edeceğimiz güzelliğinin dışında da kendisini seven bir insana çirkin görünemezdi.

Peki ne oldu, nasıl oldu da Nurgül, bir dönem için başına gelenlerin sorumlusu olarak güzelliğini buldu?

Söyleşinin devamında örtülü yanıtları var aslında.

Bir soru üzerine "Aşık olacağım erkek çok kıskanç olmasın" diyor ve ekliyor: "Bize erkeklik diye yutturdukları mafyalık... Özgüvenleri yok bu tip adamların. Kim ne kadar maçoysa o kadar korkak bence."

Yine bir başka güzel kadının, Charlize Theron'un anlattığı yere geldik sanki: "Dürüst olmak gerekirse bütün erkek arkadaşlarım çok emek isteyen, zor insanlardı. Belki erkekler konusundaki beğenilerimi değiştirip yeniden denemeliyim."

Bazı erkekler kadınlara neden böyle zorluklar yaşatıp kadınları güzel, çekici, akıllı, başarılı vs. olduklarına pişman ediyorlar?

Bulmuşlar da bunuyorlar mı?

Hayır bunamış değiller.

Tam tersine bilinçli olarak hareket ediyorlar, çıkardıkları "arıza" bir tek amaca yönelik: Kadın kendisini yetersiz hissetsin ve benden başkasını gözü görmesin!

Sadece güzellikten söz etmiyoruz burada. Genel kabule göre güzel olmasa da mesela iş hayatında süper başarılara imza atmış olabilir. Ya da bunlardan hiçbiri olmayabilir.

Güzel de bulunmuyordur, iş hayatında da sıradandır, "vasat" kelimesinin açıklayabileceği bir düzlemdedir. Emin olun fark etmez.

Günümüz erkek egemen toplumlarında, kadınlara sahip olmanın ve onun kaçıp gitmemesini sağlamanın bir yolu da budur.

Bir de kendilerine hava verirler tabii: "Zor erkek!"

Böyle birisine yakalanan kadın için hayat zordur.

Narsist olduklarından kendilerini adeta mitolojik tanrılar katına yerleştirirler.

Yaranmak imkansız

Özgüvenleri düşük olduğu için de Nurgül Yeşilçay'ın tanımladığı tiplere benzerler.

Kadını ellerinde tutmak için, kadının kendisini yetersiz hissetmesini sağlamaya çalışırlar.

"Sen anlamazsın, sen yapamazsın, sakarsın, yine kilo aldın" gibi bir dizi gerekçe üretirler.

Üste çıkmaya çalışırlar: Kadın fizik profesörüdür ama beyimiz akışkanlar dinamiğini ondan daha iyi bilir. O derece yani!

Zavallı kadın kendisini beğendirmek için elinden geleni yapar, daha fazlasını da yapmaya çalışır ama yaranamaz.

Giderek kendisini daha da yetersiz hissetmeye başlar ve lütfedip onunla birlikte olan o ulaşılmaz erkeği elinde tutmak için adeta köleye dönüşür.

Eşitsizler arası ilişki başlamıştır artık, erkek kadını ezdikçe ezer ve kadın o çemberden çıkıp kendi değerinin farkına bile varamaz.

Zehirli ama çekici!

Bir şekilde kendini kurtarmayı başardığında da Charlize Theron gibi konuşur: "Erkek arkadaşım zor bir insandı, artık beğenilerimi değiştirmeliyim."

Ama o beğeni de o kadar kolay değişmez.

Çünkü bu "zehirli tipler" çok eğlenceli, çok çekici, çok akıllı, çok yakışıklı, çok entelektüel olabilirler.

Hatta gözlerine kestirdiklerini tavlamak için hangi kılığa girmeleri gerekiyorsa onu da hemen anlayıp o kılığa giriverirler.

Yıllarca böyle "arıza" tiplerden çok çekmiş genç bir kadın arkadaşım bakın bunu nasıl açıkladı bana:

"Yıllarca bu tip adamlarla birlikte olunca ki kendileri son derece renkli, eğlenceli, dikkat çekici, karizmatik kişilerdir, sonrasında iyi, doğru adam diye tanımlananlar kadına garip geliyor. Hem seçimlerimizi değiştirmek istiyoruz hem de iyi adam, düzgün adam, gerçekten seven, değer veren, kıymet bilen adamlarla ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yorucu adamların izleri öyle kolay kolay gitmediği için normal ve düzgün olan ile aramızda uçurum oluyor. Hep bir arıza aramaya başlıyorsun. Charlize Theron bakış açısını değiştirirse uzun bir ilişkisi olabilir ama sanırım o kişiye aşık olamayacaktır."

Ve yazıya anlam katacak bir şarkıyla veda edeyim, YouTube'da var, Haddaway'den geliyor:

"What is love? Baby don't hurt me, no more!"

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin yumuşak gücü

Türkiye televizyon dizileri üretiminde dünya çapında üçüncü büyük güç. Ve tahmin edebileceğiniz gibi devletin sektöre destek olmak yerine köstek olmak gibi bir tavrı var. Sektör devlet tarafından desteklenmediği gibi, RTÜK’ün ideolojik saplantılarından kaynaklanan ahlakçı sansürün tehdidi altında ama o kadar güçlü ki ayakta kalabiliyor...

Gölgesinde ot bitmeyen mimari

Elimde kesin bir veri yok ama kişisel gözlemim şu ki Türkiye’deki bütün kentlerin merkez bölgelerinde Cumhuriyet’in kuruluşundan beri aynı arsaya en az iki bina yapılmış olduğuna iddiaya girerim. Öyle bir mimari akım geliştirmişiz ki, civarında kendisinden başka hiçbir mimari eğilimin yeşermesine izin vermemiş!

Sonunda kaybolmak olsa da

Kaybolmak bir yetenek olarak kabul edilmeli. Çünkü karşına daha önce hiç görmediğin şeylerin çıkmasını sağlar. Bilinmeyene yolculuk, yaratıcılığın doğasında var. Hata yapmak normaldir, esas anormal olan hiç denememektir!

"
"