05 Şubat 2023

Türkiye, Asya refahının neresinde?

Asya’nın, Batı refahını zorlayan yıldızlarına bakınca kendi yerimizi anlamak için sorumuz; “Neden gerideyiz?” oluyor... Mayıs’a kadar ülkede kamu yönetimi yavaşlayacak. Fakat sonrasında iktidarda kim olursa olsun, bu sorunun cevabını gerçekten sorgulamazlarsa, aradaki fark gittikçe artacaktır. 

Asya’nın Batı ucunda Türkiye, Güneydoğu ucunda Güney Kore, Pasifik’in kuzeyinde ada ülke Tayvan yer alır. Maksadım coğrafya hafızasını tazelemek değil.

Türkiye kuruluşunun yüzüncü yılına girerken, Güney Kore ve Tayvan kuruluşlarının 80. yılına doğru ilerliyorlar.

Ülkemizden yaklaşık çeyrek yüzyıl daha genç bu iki devlet tarihi, coğrafi ve siyasi olarak düzineyle açmazlarına rağmen ülke itibarları yarışını Türkiye’den hayli önce götürüyorlar.

Türkiye çok daha avantajlı ve Güney Kore veya Tayvan’la karşılaştırılamayacak imkanlara sahip olmasına rağmen bu iki ülkenin gerisinden geliyor.

Bir ülkenin itibarına katkıda bulunan faktörler çok çeşitli ancak en önemlilerinin gelir, sağlık, sosyal destek, özgürlük ve güven olduğunda herkes hemfikir.

Uluslararası çatışmalarda tarafsızlık geleneği de ülkeler algısında etkili…

Kısa bir süre önce bir Amerikan dergisi Güney Kore'yi dünyanın en güçlü altıncı ülkesi olarak duyurdu. Çalışma, 10 kategoriye dayalı olarak kültürel etki, girişimcilik, uluslararası marka payı, iş kurma kolaylığı, yaşam kalitesi ve sosyal amaç gibi bir dizi değer sorgulanarak yapılmıştı. Araştırma tartışılır olsa da 1950’lerin perişan ülkesinin 2018'in başlarında Kış Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan, Samsung, Hyundai ve Kia'sıyla, dizileri, ünlü mutfağı ve dostluk diplomasisiyle artık bir dünya markası.

Kore, 2 milyon insanın hayatını kaybettiği Asya Soğuk Savaşı'nın sınırı olarak iki bağımsız devlete bölündüğünde Güney çok yoksul, duygusal olarak çökmüş bir ülkeydi.  

Tayvan ise dev anakara Çin ordusundan güçlükle adaya kaçan ve hiçbir şeye sahip olan insanların kurduğu bir devletti. Kayıtlara göre; 1950'lerin başlarında yaklaşık 1,5 milyon insan Çin'den Tayvan'a taşınmıştı.

Tayvan Hükümeti, Çin’in baskısıyla 1949’da BM’de Çin temsilciliğinden 1971’de çıkarılmıştı.

Bizdeki bütün ulusal fobiler Kore’de ve Tayvan’da katbekat fazlasıyla vardı. (Bölünme fobisi, kronik ulusal güvenlik alarmı, askeri darbeler geleneği, yolsuzluk, nepotizm..)

Bugün her ikisi de Asya’nın parlayan incileri. Kederli ve defalarca tökezlemiş geçmişlerini geride bıraktılar.

İki ülkeyle de kültürel yakınlığımız var. Örneğin sosyal pozisyonlar bizdeki gibi yaş hiyerarşisine bağlı; Aile üyelerine akrabalık bağı ve yaşları kapsayan unvanlarla hitap edilir... Ebeveynlerinin arkadaşlarına, teyze-amca; iş yerindeki büyüklerine abla-abi diye hitap ederler. 

‘Hayır’ demeyi kaba bulurlar.

Evlerine ayakkabı ile girmezler.

Fakat bizden farklı olarak trafik ve yaya yasalarına benzersiz şekilde saygılıdırlar. Kuşkusuz trafik uyumu, toplumun paylaşma davranışının da aynası...

Saat, Korece ‘son’ sözcüğü gibi telaffuz edildiği için asla hediye olarak verilmez. (Hayatının sonlanması dileği gibi anlaşılabilir.)

Tayvan’ında bizim gibi ‘28 Şubat’ı vardır. 1947’de hükümet karşıtı gösterilerde 10 bin sivil öldürülmüştü.

Kışın çiçek açmasıyla azim ve cesareti temsil eden erik çiçeği Tayvan’ın, azim, kibarlık ve cesareti temsil eden hatmi çiçeği de Kore’nin ulusal sembolüdür.

"Tayvan Mucizesi”, Singapur ve Kore gibi, adanın yarım yüzyılda dünyanın en zengin ülkelerinden birine dönüşmesini ifade eder.

Ülkelerin uluslararası saygınlığı, Singapur örneğinde sıkça tekrarladığım üzere sadece demokrasi çıtasıyla belirlenmiyor. Başarıları yaşam beklentisi, kişi başına milli gelir payı, sosyal destek, hayat tercihlerinde özgürlük, yolsuzluk algıları, sağlık sistemleri, emniyet, kamu eğitimi, ekonomik istikrar ve  yeşil alan payı ve trafikte işe geliş gidiş süresi gibi geniş bir yelpaze ile ölçüşüyor.

Yaşama maliyeti açısından Tayvan, 36. Güney Kore 41. Türkiye 51. sırada...

Tayvan ve Kore’de işsiz kalma olasılığı Türkiye’den yaklaşık yüzde 70, yoksulluk sınırının altında yaşama olasılığı yüzde 90 daha az. 

Türkiye yerine Tayvan’da yaşasaydık ortalama ömür süremiz beş yıl, Kore’de yaşasaydık altı yıl daha uzun olacaktı.

Kore’de bebeklik döneminde ölme olasılığı bizden yüzde 85 daha az.

Her iki ülke de bize kıyasla obez olma olasılığı bizden yüzde 85 daha az. Güney Kore’de yetişkinlerin obez olma oranı yüzde 4,7 bizde yüzde 32. 

Asya’nın, Batı refahını zorlayan yıldızlarına bakınca kendi yerimizi anlamak için sorumuz; “Neden gerideyiz?” oluyor...

Mayıs’a kadar ülkede kamu yönetimi yavaşlayacak. Fakat sonrasında iktidarda kim olursa olsun, bu sorunun cevabını gerçekten sorgulamazlarsa, aradaki fark gittikçe artacaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye Sivil Savaşı’nın sonlandığı olağanüstü bir haftada olağan bir sürgün

Beşar Esad Rusya’da da çok popüler değil. Rusya’nın bundan sonraki Suriye pazarlıklarında önemli bir satranç taşı olabilir

Temelleri sallanmayan son demokrasi

Singapur, ülkesinin refahını ve güvenliği misyon edinip, yeni bir kimlik kurarak, demokrasisi en iyi işleyen ülke haline geldi; otoriter yaklaşımının en büyük ironisi, dünyanın en sağlıklı demokratik ülkesini kurmuş olması olabilir

Medellin mucizesi

Doğa temelli çözümlerin birleşik etkileri, şehir planlamacıları arasında oldukça popülerleşti ve Medellin mucizesi küresel çapta büyük ümit yarattı. ‘Yeşil Koridor’ sadece doğayı değil insanı da birbirine bağladı

"
"