Bu ay iklim değişikliği ile mücadeleye önderlik yapan bireyler ve organizasyonlar Mısır'ın Şarm El-Şeyh şehrinde COP27 (Conference of the Parties) şemsiyesi altında iklim değişikliği ajandasını ilerletmek amacıyla iki hafta boyunca 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı başlığı altında çalıştılar.
Amaçları basit ama çok zor! Paris Anlaşması'nın hedef koyduğu ve gerçekleştirilmesi gittikçe zor görünen endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 1,5-2°C arasında tutulması amacı...
Mısır'da gerçekleşmesinden ve 'adil dönüşüm' olarak adlandırılan, yeşil ekonomiye dönüşme sürecindeki yararların; ülkeler, topluluklar, bölgeler, endüstriler, çalışanlar ve tüketiciler arasında eşitlikçi bir şekilde dağılması temasına odaklanmasından dolayı Afrika'nın COP'u olarak da adlandırılan konferans birçok anlamda eleştirildi.
Gelişen ülkelerin iklim değişikliği etkileri ile mücadele edebilmeleri için yaratılacak 'kayıp ve zarar fonu' konferansın ana başarısı olarak görülüyor.
Fakat fosil yakıtlarının kullanımının azaltılması için adım atılmaması ve emisyon salınımı ile ilgili daha güçlü taahhütlerin verilmemesinden dolayı da eleştiriler sürüyor.
Bürokratik süreçler, siyaset ve uluslararası ilişkilere dalınca, ayrıca konu kraliyet ailesinin gelinlerinin binde biri kadar küresel popülerlik sağlayamadığından bütün bu çabanın nedeni kolayca unutulabiliyor.
İklim değişikliği varoluşsal bir konu!
Konferans sonrası BM Genel Sekreteri António Guterres; "Kayıp ve zarar fonu, oldukça gerekli ama bu fonu sağlayarak sorunları çözmüş olmayacağız. İklim krizi küçük bir ada devletini haritadan silerse veya bir Afrika ülkesinin tamamını çöle çevirirse fon sorunlara cevap vermiş olmuyor. Dünyanın hâlâ iklim hedefi konusunda dev bir sıçramaya ihtiyacı var," diyerek gecikmiş ama çok temel bir uyarı yaptı.
Bazı insanlar bu konuyu dünyayı korumak açısından da değerlendiriyor.
Bir burada olalım veya olmayalım, dünya açısından çok büyük bir sorun yok.
Bilim insanlarına göre 7,5 milyar yıl sonra Güneş'in kırmızı dev yıldız evresine girmesiyle beraber dünya yok olacak. O zamana kadar dünya için endişelenmemize gerek yok.
Sorun biz dâhil dünyada yaşayan tüm canlılar...
İklim değişikliği ekonomik realite veya zorlukla ilgilenmiyor, ve vaktimiz daralıyor.
Paris Anlaşmasının hedeflerini tartışırken hep duyduğumuz bir terim var; "karbon bütçesi."
Karbon bütçesi, Paris Anlaşması'nın hedeflerine erişebilmek için atmosfere salınabilecek maksimum toplam küresel sera gazı emisyonunu ifade eder.
Küresek Karbon Projesine (Global Carbon Project) göre 1,5 derece hedefini tutturabilmemiz için yarı yarıya şans sağlayacak karbondioksit miktarı 380 milyar ton.
Yine COP27'de bilim insanlarının açıkladığı kadarıyla 2022 yılında küresel karbon emisyonları 37,5 milyar ton ile rekor seviyeye ulaştı.
Eğer bu hızda gidersek ve emisyon salınımı artmaya devam ederse, analizlere göre karbon bütçesini aşmamıza sadece 9 yıl kaldı. Belki bu tahmini süre daha da kısalabilir!
İnsanlık, dokuz yıl civarında karbon salınımını durdurabilmeyi başarsa bile iklim değişikliğinin bütün etkilerini durdurabileceği düşünülmemeli. Diğer meseleler yeni bir başlık gerektiriyor.
Şu andaki acil temel sorun, karbon bütçesine erişmemize az kaldı.
İklim değişikliği ile mücadele için vaktimiz çok az.
Savaş ve ekonomik zorluklar gibi konular yüzünden önemi azalmış olabilir.
Fakat etkilerini görmemize çok da uzun bir süre kalmadı. Ve küresel liderliklerin bir B planı yok.
Mehmet Önal Kimdir?
Mehmet Önal İstanbul'da doğdu. Hukuk lisans ve yüksek lisans tahsilinden sonra İngiliz Parlamentosu ve Atlantik Konseyi'nde çalıştı. İzleyen dönemde enerji sektöründe çalışmaya başladı. Ticari görevlerden sonra enerji dönüşümü ve iklim değişikliği kamu politikaları üzerine uzmanlaştı.
Avrupa Birliğini'nin teknik iklim değişikliği danışman organı olan Sıfır Emisyon Platformu'nda ve İngiltere'de Karbon Yakalama ve Depolama Derneği'nde görev aldı. İklim değişikliği temalarında Avrupa'da, Orta Doğu'da ve Asya'da birçok devletin yürüttüğü çalışmalara katıldı.
Profesyonel olarak kamu politikaları ve siyasi gelecekler üzerine senaryo çalışmalarında yer alıyor, büyük toplumsal gelişmeler, sosyolojik değişimler, insanlık için varoluşsal tehdit oluşturan etkenler ve küresel jeopolitik konular üzerine kafa yoruyor. Enerji sektörü profesyoneli olarak Londra ve İstanbul'da yaşıyor.
|